Bölüm 1 (Parça 3) - Sinan'ın Sırrı Ortaya Çıkıyor

51 2 0
                                    

İlk olarak bir ev görülür. Sevda'nın annesi Hayriye bir tabak simit koyup sofraya gelir. Hayriye:
" Ha. "
der her şey tamam ifadesini kullanarak. Sevda:
" Ah. "
dedi tamam ifadesiyle. Sevda simitinden bir ısırık aldıktan sonra:
" Ben kaçtım. "
der. Sonra Sevda'nın babası Köksal:
" Nereye? "
diye sorar. Sevda'da:
" İş görüşmem var. "
der. Köksal merak içinde:
" Ne işi bu? "
Sonra Sevda emin bir şekilde:
" Anneme söylemiştim. "
Sonra Köksal gür bir şekilde:
" Sinan nerede? "
diye sorar. Hayriye de:
" Odada. "
cevabını verir. Sonra Köksal:
" Ya kaç kere söyleyeceğim? Bu evde bu masaya birlikte oturulacak. "
Hayriye:
" Tamam ben hemen çağırıvereyim. "
Sonra Sevda hemen lafa atlar:
" Sen otur annem. Ben çağırırım şimdi Sinan'ı. "
Sonra Sevda merdivenlerden hızla yukarı çıkar Sinan'ı çağırmak için. Sonra hemen Sinan'a seslenir:
" Sinan. "
Sonra içeriden Sinan'ın biriyle telefonda konuştuğu görülür:
" Çok düşündüm yapamam ben bunu vazgeçtim. Ya yapamayacağım dedim ya. Tamam ben emaneti eksiksiz getireceğim size. Merak etmeyin. "
O sırada Sevda Sinan'ı dinliyordu. Daha fazla dayanamadı ve hemen Sinan'ın odasına girdi. Sinan korkuyla:
" Görüşürüz. "
Sevda sorar:
" Hayırdır? Ne emanetiymiş bu? "
Sinan:
" Bir şey yok abla. "
Sonra Sevda:
" Neden vazgeçtin? Söylesene. "
Sinan:
" Vazgeçtim işte abla. Önemli olan bu değil mi? "
Bakıştıktan sonra Sevda:
" Aman iyi tamam. İşim gücüm var zaten. Hadi kahvaltıya. "
Sonra Sinan:
" Yemeyeceğim ben. "
Sonra Sevda gülerek:
" Kendin söylersin babama canım. "
Sonra Sinan korkarak ablasıyla aşağı iner. Sonra Köksal:
" Oooo. Beyefendi teşrif ettiler sonunda. Otur. "
der. Sinan da:
" Yok baba. Yemiyeceğim acil bir işim var benim. "
Köksal canı sıkkın bir şekilde:
" Ya. Herkesin bir işi var ama kimsenin para getirdiği yok bu eve. Otur yemeğini ye ashabımı bozma hadi. "
Sinan ısrar ederek:
" Baba aç değilim yemiyeceğim. "
Sonra Hayriye sessizce 'Oğlum otur.' der. Köksal Sinan'ın cebinde bir şeyin olduğunu görür. Köksal sorar:
" Ne saklıyorsun sen? "
Sevda da merakla kardeşi Sinan'ın cebine bakar. Sinan:
" Yok baba bir şey saklamıyorum. "
Sonra Hayriye de merak eder. Köksal ayaklanır ve:
" Gel bakayım. Gel gel gel. Çıkar. Çıkar elini. "
O sırada yere düşer ve cebindeki her ne ise yere düşer. Köksal sinirle oğluna bakar. Sinan hızla kalkar ve kutuyu almaya çalışır. Ama Köksal bir tanesini Sinan da diğer bir tanesini alır. Ama onlar uyuşturucuymuş. Hayriye panikle:
" Köksal. Köksal. "
der. Sinan panikle:
" Baba ver onları bana. "
Köksal içindekilerini avucuna dökerken Sinan:
" Baba lütfen ver. "
Köksal avucuna dökülenin uyuşturucu olduğunu anlar. Herkes merakla bakarken Köksal sinirli bir şekilde oğlu Sinan'a bakar. İkisinin de ağzı açık kalır. Köksal sinirle:
" Ne lan bu? "
cevap gelmeyince bağırarak:
" Ne lan bu? "
der ve Sinan'a tokat atar. Sinan düşer. Sevda panik içinde:
" Sinan. Baba ne yapıyorsun? "
Köksal sinirle:
" Sen karışma kızım. "
Hayriye de lafa atlar:
" Ya Köksal ne yapıyorsun anlamadan dinlemeden vuruyorsun çocuğa? "
Köksal sinirli ve emin bir şekilde:
" Neyi anlamadan Hayriye? Uyuşturucu bunlar uyuşturucu. "
Herkesin ağzı açık kalır uyuşturucu kelimesini duyunca. Hayriye korkarak:
" Ne? "
Sevda korkunç gibi bir eyvah makamında bir ah çeker. Sinan ağlayacaklı bir şekilde herkesin yüzüne bakar. Köksal koşarak gitmeye başladı Sinan tam cebine koyarken uyuştucuları Köksal alır uyuşturucuları. Köksal merdivenlerden yukarı çıkarken Sinan da bağırarak:
" Baba ver onları bana. Ver onları bana. "
Sonra annesi de ablası da Sinan diyerek merdivenlerden yukarı çıkar. Köksal:
" Dur ama sen dur. "
Sinan Baba diye yalvarırken Köksal:
" Bırak çek ellerini. "
Sinan:
" Baba benim değil onlar. "
dese de babasının hırsını durduramadı. Herkes tuvalete giderken Köksal sinirle Sinan'ı itti ve uyuşturucuları klozete döktü. Sinan baba baba deyip sayıkladı. Hayriye Sinan'ı teselli etti:
" Tamam annem. "
Köksal Hayriye'ye:
" Kes sesini. "
Bu da yetmezmiş gibi bir de suyu çekti. Sinan ellerini başına koydu. Sevda içinden:
" Sinan. "
dedi. Sinan:
" Ne yapacağım şimdi? "
Köksal:
" Ne yapacaksın öyle mi? Ha? "
Hayriye:
" Dur. "
Köksal:
" Ne yapacaksın biliyor musun? Ha? Adam olacaksın. Adam olacaksın. "
der demez Sinan'ı yere atar. Sevda:
" Baba. "
Köksal ellerini yüzüne koyarak sinirlenir ve:
" Kalk ayağı. Ayağa kalk. Kalk ayağa. Ayağa kalk. Ayağa kalk lan. "
Ama bu defa bağırarak:
" Kalk ayağa. Kalk. "
Alır oğlunu boğazından duvara sürükler ve:
" Söyle bana lan. Kim verdi onları sana? Söyle kim verdi lan? Söyle kim verdi lan o hapları sana? "
Sonra bağırmalar falan hep yaygaraya çıkar. Köksal oğlunu tekmelemeye başlar. Sonra Hayriye'ye:
" Hep senin yüzünden Hayriye. Hep senin yüzünden bu çocuklar senin yüzünden bu hale geldi. "
Sevda:
" Baba dur. Baba dur vazgeçti zaten söyledi. "
Köksal:
" Sen nereden biliyorsun? "
diye sorar. Sevda:
" Biraz önce odasında söyledi. "
Köksal çocuğunu daha fazla dövecekti ama Hayriye ve Sevda Köksal'ı durdurdu. Köksal neredeyse kalp krizi geçirecekti. Fena oldu.  Sevda bağırarak:
" Sinan. "
diyerek merdivenlerden aşağı iner. Beyaz hırkasını alarak:
" Sinan dur. Sinan. "
Sinan sertçe kapıyı açar Sevda da yetişir:
" Sinan. Sinan dedim. Oğlum sen salak mısın? Ne yaptığının farkında mısın? "
Sinan da bunalmış bir şekilde:
" Ya abla yeter. Sen de vuracaksan vur da bitsin şu sorgu artık. "
Sevda:
" Saçmalama. Kim zorladı seni bu işe? "
Sinan:
" Abla borçlarımız zorladı tabii ki. Borçlarımız. "
Sonra Sevda:
" İnsanları zehirleyerek mi kurtaracaktın bizi borçlarımızdan? Bu muydu bulduğun çözüm? "
Sinan:
" Ben de ondan vazgeçtim ya abla. Ama babam beni bir kere bile dinleseydi. Bir kere. Emanet dedim geri vereceğim dedim dinlemedi beni adam. "
dedi pişman bir halde. Bu sözlerle Sevda da üzüldü. Sinan da Sevda da ağlamaklı bir haldeydi. Sevda:
" Ne yapacağız şimdi peki? "
Sinan:
" Ben hallederim merak etme. "
Sonra Sevda soruyor:
" Sinan kim bunlar? "
Sonra Sinan:
" Abla ne yapacaksın kim olduklarını? "
Sevda:
" Bana bak doğruyu söyle. Babam yakaladı klozete attı de. Anlamazlarsa da beni ara tamam mı? Tamam mı dedim? "
Sinan:
" Tamam abla. "
Sonra Sinan ağlayarak gitti. Sevda Sinan'a bakarken Sevda saatine baktı ve:
" Ah geç kaldım. "
diyerek o da yola çıktı. 4. parçada görüşürüz.






Kimse BilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin