sooyoung da üzerini değişmişti ve şimdi juhyun'un bağlı olduğu döner sandalyenin dört tarafında oturuyorlardı.
juhyun gözlerini açınca güldü "güçsüzler.. bayıltıp dört kişi birlikte mi kaçırdınız?"
şerif konuşmaya başladı, "kolay bir yemdin bae juhyun ve biz.. senden nefret ediyoruz. cezanı çekmeye hazır mısın?"
juhyun ciddiyetsiz bir şekilde hatta gülerek konuşmayı sürdürdü, "hazırım. sıksana kafama."joy sinirle karşısında ondan yaşça büyük kıza bir tokat attı. "burada yalnızca ben gülebilirim aptal."
ıska onu tutup kolundan tekrar geriye çekti ve devam etti "bize güçsüz diyorsun ama ufacık bir taşla bayılıyorsun bae juhyun."
juhyun gülmesini tutamıyordu.."üzgünüm ıska ama knun bedenini ele geçiren ruh olarak, acı çekmediğimi, vücudumun acıyı hissetmediğini söylemeliyim tabii ki vücudum acıyı hissetmediği için aslında bayılmamıştım da. ve şimdi.. sonsuz mutsuzluğun üzerinize olması için çabalayacağım."
kollarındaki zincirlere baktı ve birkaç saniye sonra zincirler parçalanmıştı.
"kang seulgi, nam-ı diğer şerif. zeki bir kızsın ama asla ben gibi olamazsın. bir fahali sefere planlarını yapmafan önce, telefonla konuşuyorsun madem kapatmayı dene. son seungwan yani.. gölge.. sana ilk kez ben böyle demiştim ve her ne kadar sesini değiştirsen de aynı kusursuzluğu barındırıyorsun."
ayağa kalkıp sooyoung'un önünde durdu. "siz ikinizde pek emin değildim açıkçası ama bayan joy 'yalnızca ben gülebilirim.' dediği an anladım. ha bir de boylarınızı yakından görünce tam anlamıyla emin oldum. bir dahaki sefere hadsizlik yapıp sakın senden yaşça büyük birine tokat atma aptal."
"kim yerim.. sen en sevdiğimdin.. ancak o altın vuruşu yaptığın an sana ilk kez kızdım. ıska, bayıltamadın gerçi." diyerek sözlerini tamamladı ve ayağa kalktı.
paslanmış büyük kapının önünde durup kapıyı kilitledi ve tekrar gidip sandalyesine oturdu. gözlerini kapatıp elini hafifçe havaya kaldırdığı an ise, kızlar sandalyeye bağlanmıştı.
"siz bae juhyun'dan değil, onun bedenine sığınan kişiden, irene'den nefret ettiniz. ve ben bae irene, size dünyayı dar etmek için geri gönderildim!" diye bağırdığında gözleri kırmızıya dönmüştü.
sabahın ilk ışığı depoya yansıdığında bae irene, bae juhyun'un bedeninden ayrılıp cehennemdeki görkemli ateş şatosuna döndü.
ve beş kızın bedeni, kapısı kilitli deponun içinde, kana batmış bir şekilde bulunmuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/177347443-288-k422870.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hiraeth,, red velvet
Fanfictiononu görmek için, öncesinde diğerlerini görmeliydi. çevresindeki; herkesi, her şeyi, her sesi. ⤷ red velvet, horror!au. start: 03.07.2019 finish: 25.07.2019