Bölüm şarkısı: Emir Can İğrek - Gömleğimin Cebi.
~Dün Jeongguk , Taehyung'un dairesine uğradığında onun evde olmadığını anlayıp neredeyse ağlayacak dereceye gelmişti . Elindeki sepeti ise hala dolabın içinde bekliyordu .
Jeongguk üzülmenin manasız olduğunu anladıktan sonra erkenden uyumuştu o akşam . Sabah ise evden sıkıldığını anlayıp daha sabahın sekizinden sokağa atmıştı kendini . Çok hızlı kararlar alması ise ilk kez bir işine yaramış gibiydi .
Jeongguk ne kadar düşünmek istemese de bazı şeyleri özlüyordu . Ama en çok korktuğu şey gerisinde bıraktığı kızıl saçlı kadını özlemekti . Onu özlemek , hatırlamak istemiyordu . Çünkü ilk kez böyle hissediyordu .
Kendi sürgünde değilde sanki gerçek cennette hissediyordu . Jeongguk ilk kez aşık oluyordu . Acı çekeceğini bile bile ilk kez kendini bu kadar teslim ediyordu kadere .
"Belki de sonsuza kadar asla sahip olamayacağım insanlara aşıkolmak kaderimdi"
Okuduğu kitaptaki bu satırlar ise şüphesiz durumu anlatıyor ve kendi bir çıkmazda hissediyordu . Jeongguk sürgünün biteceğini biliyordu ki bitmese bile şunu biliyordu . Taehyung bir gün ölecekti çünkü o insandı ve Tanrı onun kaderine bir ölümü yazmıştı bile . Ama Jeongguk bir melekti ve onun kaderinde ölüm yoktu .
Jeongguk o an Taehyung'un öldüğü bir anı düşündü . Kalbi kasıldı , göz pınarları zelzeleyi uğradı , istemsizce gözleri dolu dolu oldu . O ölsün istemiyordu . O hiç bir zaman üşümesin istiyordu .
Geldiği bir dükkanın masasına oturdu ve kulaklıklarını taktı . Ona en iyi gelen şeyi yaptı ve Taehyung'un kalın sesini dinlemeye başladı .
***
Bakışları sabahten beri oturduğu masanın üstünde gezindi . Yüzünde şapşal bir gülümseme yer edinmişti ve bu insanların ona tebessüm ederek bakmasına sebep oluyordu. O kadar huzurlu hissediyordu ki şuan kanatları sanki bedeninden hiç yolunmamışta tekrar tüm asaleti ile kürek kemiklerinde yer edinecekmiş gibi hissediyordu .
Hemen çarpraz masada oturan küçük kız çocuğu yanına penguene benzer adımlar ile gelene kadar da boş boş masaya gülümsemeye devam etmişti.
" Hey ! " Dedi küçük kız dünyanın neredeyse en tatlı sesiyle . Taehyung'un sesi olmasa kesinlikle en tatlı iltifatını ona seve seve armağan edebilirdi ama ondan büyük ihtimalle yaşlarca büyük olan birisi bu önceliği kapmıştı bile .
" Hey ! " Diye yanıt verdi Jeongguk , sevimli kıza.
" Sen niye bu kadar tatlı bir şekilde gülümsüyorsun ki ? "
Jeongguk yaşına göre oldukça doğru telaffuz kullanan kıza baktı hafif bir şaşkınlık ile .
" Neden böyle düşünüyorsunuz ki ? Ben bu kafede gülümseme yasak diye bir kelime işitmemiştim de daha önce . "
" Tabii ki yasak değil şapşal ." Diye kıkırdadı küçük kız .
" Ama sen böyle gülümsedikçe herkes sana bakıp senin hakkında konuşuyor. Bir çoğunu uyarsamda bir sonuç elde edemedim . İnsanlar kimse rahatsız olabilir diye düşünmüyor ."Jeongguk , küçük kızın sevimli isyanına otuz iki diş gülümsedi . Küçük o kadar tatlıydı ki . Sinirlendiğinde kızaran yanakları tam ısırmalıktı .
" Oh ! O zaman benim bir korumaya ihtiyacım var çünkü gülmeyi vazgeçmeyeceğim kadar çok seviyorum . "
Küçük kız karşısında ki tavşan gibi olan kişinin dediklerini iyice düşündü . Bence kendisini onu koruyacak kadar güçlüydü . Hem kendisinin Hulk'ın kollarındaki kaslar kadar kasları bile vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Summertime Sadness ❥ Taekook
RomanceYahut gözleri ? Onu boğacak bir okyanus muydu ya da diri diri içine gömecek toprak mıydı gözleri ? Farketmez diye fısıldadı . Ben zaten sesinde binlerce kez ölmüşüm , tüm her şeyim ona ait. İster öldürür beni her zerresi ile ister yaşatır tek bir s...