"Natasha bana öyle bakmayı keser misin?" Steve Natasha'ya dünden bu yana yaşadıklarını anlatıyordu fakat Natasha durmadan araya girdiğinden hiç kolay olmuyordu.
"Bunları normal karşılamamı bekliyorsan hemen aklından o düşünceyi silmeni öneririm. Ne zamandır platonik takılıyorsun bir anda o yaşananları sindirmemi bekleyemezsin. HEM LANET OLASI BİR RÜYA GÖRMEDİĞİN NE MALUM?"
"Saçmalama, rüya olsa neden sana anlatayım? Ki gece boyu neredeyse uyumadım. "
"Çünkü daha önce hiçbir rüyanı anlatmamıştın (!). Haklısın, hata bende."
"Tamam söylediklerin doğru olabilir ama değildi diyorum sana." Steve pişmiş kelle gibi sırıtmaya başlamıştı ama sırıtışı kısa sürdü. "Sarhoş olduğu için kafam çok karışıyor. Ya yaşananlar sadece o kendinde olmadığı için yaşandıysa? O yüzden öyle bakmayı keste bana yardımcı ol."
Natasha aklına gelen şeyle yerinde zıplayıp konuşmaya başladı. "Aslında, Steve benimde sana bir şey söylemem gerek. Dün gece biraz kafa dağıtmaya çıkmıştım. Orada Tony'le karşılaştık. Birisi için içtiğini söylemişti. Sen de ona söylediğin şu uyku meselesi şeyini duydu demiştin değil mi? Belki de kafasını karıştıran o biri sensindir. Sonuçta o Tony Stark. Eminim ki sana karşı hala nefret besleseydi kendinde olmaması onun için engel olmazdı. Lafını sokar, odasına çekilirdi."
Steve kafasını kaşıdı. "Öyle olsa bile ki sanmıyorum, şu an ona karşı nasıl davranmam lazım? Karşısına geçip 'Hey Tony, dün gece güzel uyudun mu?' diyemem herhalde. "
"Denmez öyle saçmalama. Her zamanki gibi davran ama daha çok vakit geçirme isteklisi ol. Ne bileyim Steve, şu borçlanma şeyini kullan ."
Steve Natasha'yı destekleyen birkaç cümle söyledi. Yaklaşık yarım saat kadar konuşmalarına devam ettiler. Steve Natasha'nın odasından çıkarken borç meselesini nasıl kullanacağına çoktan karar vermişti. Kafasında adım adım planlamıştı.
Adım 1- Tony'i bul ve onunla konuş.
Ana odaya geldiğinde Tony'i kahve makinesinin başında buldu. Bruce ile konuşuyordu. Şuan başkasıyla değil kendisiyle konuşsun istiyordu. Bruce ve Tony'nin yanına doğru ilerleyip konuşmaya çalışacaktı. Sıradaki adım bu olduğu için yani. Asla başka bir sebebi yoktu. Steve kesinlikle kıskanç biri değildi.
Tony ve Bruce'un yanına doğru ilerlerken içinden son kez diyeceklerini geçirdi. Tony Steve'in yanlarına gelmekte olduğunu gördü.
"Teşekkürler Banner. Halletmeye çalışacağım."
"Yardımcı olabildiğimi düşünmüyorum ama her zaman dostum." Tony'nin omzunu sıvazlayarak yanından ayrıldı. Steve Banner'ın gittiğini görünce çok mutlu olmuştu. Fazladan gelen cesaret hissi daha çok gaza gelmesini sağlamıştı.
"Rogers? Kahve almaya mı gelmiştin?" Steve Tony konuşunca duraksadı. Onun konuşacağını düşünmemişti. Şimdiyse doğaçlama yapması gerekiyordu. Harika(!)
"E-Evet." 'A P T A L S I N S T E V E.' diye içinden geçirdi. Ne diye kekelemişti ki?
"Banner kahvesini almadan gitti. İstersen biraz bekle onunkini sana vereyim. Ben ona kendimi kahvemi götürürüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐖𝐀𝐑𝐄 || stony ♤
RandomAware; japonca da olağanüstü bir güzelliğin kısa bir anının içimizde yarattığı his anlamına geliyor. *** İnsan hayatını ondan nefret ederek geçirdiği birine aşık olabilir mi?