3. Bölüm

17 3 0
                                    

Kalbim kırık tamir eder misin?
Derdimi anlatsam dinler misin?
(yaprak çamlıca - unutmadım  dinleyin.)
_____________

3. Bölüm - ruhumu sana versem keşke

Kuzeyden devam...

Damlayı merak ettiğim için evine gittim. Evden çığlık sesi duyunca biraz panikledim. Bu Damlanın sesi! Kapıyı kırarak içeri girdim. Damla yerde kanlar içinde yatıyordu. O it bi kere daha vurucakken önce davranıp suratına yumruğu geçirdim. Yere düşünce hırsımı alamayıp ardı ardına sayısız yumruk attım. Fişini sonra keserim diyerek onu orda bıraktım. Damlanın yanına gittiğimde gözleri kapalıydı. Elimi boynuna götürüp nabzını yokladım. Kalbi atıyordu. Kolumu boynunun altından geçirerek kucağıma aldım. Dışarı çıkardığımda meraklı yüzlerle karşılaştım. Sinirden kuduruyordum. "Ne bakıyorsunuz lan! Kapıyı açın!" sinirle bağırdığımda bir genç oğlan kapıyı açıp kenara çekildi. Arka koltuğa yatırdıktan sonra eve sürdüm.

Eve geldiğimde direk arabadan atlayıp arka kapıyı açtım. Damlayı kucağıma alıp eve doğru hızlı adımlar attım. Nasılsa o it babamın deposundaydı. Kaçması imkansız. Daha sonra da fişini kesebilirim. Kapıyı açtıklarında hemen odama çıktım. Damlayı yatağa yatırdıktan sonra Aylinden ilk yardım çantasını istedim. Çantayı getirdikten sonra Damlaya rahat bir pozisyonda yatırdım. Aylin yüzünü temizlemeye başlamıştı. Yüzündeki durmak bilmeyen kanları temizlemeye çalışırken sabrım taşıyordu. "Efendim kan durmuyor bence hastaneye gitmeli." başımı sallayıp tekrar kucağıma aldım. Ayline  peşimden gelmesini söyledim. Dışarı çıkınca arka kapıyı açıp Damlayı yatırdım. Aylinde yanına oturup başını dizlerine yatırdı. Sürücü koltuğuna geçip gaza bastım.

Hastaneye gelir gelmez arabadan atladım. Sedye gelirken Damlayı sedyeye yatırmışlardı. Lütfen ona bir şey olmasın. Lütfen. Onu görmeye ihtiyacım var. Okulun İlk günü onu görmüştüm. Biraz gıcıklık yapmak istemiştim. Ama onu aklımdan çıkaramadım. Unutamadım. Kalbime tahtını kurmuştu. İlk başlarda umursamadım. Unuturum elbet dedim. Ama olmadı. Ben ona farkında olmadan çok bağlanmıştım.

Ameliyata aldıklarında kalbimin teklediğini hissettim. Neden bir anda böyle oldum? Elimi kalbime koyup sakinleşmeyi bekledim. Bir kaç saniye bekleyip ameliyat kapısına gittim. İçeri sürekli koşuşturan hemşireler girip durdu.
💠
Yarım saat, bir saat, bir buçuk, iki saat oldu. Tam iki saattir çıkmasını bekliyorum. Neden bu kadar uzun sürdü? Kapıdan çıkan hemşireyi durdurup durumunu sordum. O ise ameliyata girmediğini söyledi. "Hastanın kalbi durdu!" hayır! Lütfen Damlay olmasın. Lütfen. Ben onu burdan alıp götürücektim. Sinirden ağladığımı yeni fark ediyordum. Kim demiş erkekler ağlamaz diye? Bal gibi de ağlar. Yeter ki canı yansın. Sevdiklerinin canı yansın.
💠
4 Gün sonra

Tam tamına 4 gün oldu. Ameliyat sırasında kalbi durdu. Ama kalbi geri atmaya başladı. Şimdi ise yoğun bakımda. 4 gündür uyanmasını bekliyorum. Babası olacak köpek ise depoda hak ettiği işkenceyi görüyor. Damlaya ne yaptıysa aynısı ona da yapılıyor hemde fazlasıyla. Ayrıca sadist birini getittirdim. Kendim bizzat sonra ilgilenirdim. Şimdi gidip o iti görüpte can sıkmaya lüzum yok. Doktorlarla konuşup günde en az 2 kere yoğun bakım odasına giriyorum. Sevdiğimin orda yalnız kalmasını istemiyorum.

Yine odanın canıma başım yaslı bir şekilde duruyorum. Sevdiğime bakıp duruyorum. Kalp atışlarını ekrandan takip ediyorum. Düzenli atıyor ama keşke o öldüğüm gözlerini açsa. Baksa. Neden? Acaba istemiyor mu? O gün denize düştüğünde onu denizden çekip çıkartmıştım. Yosunlar bacaklarına dolanıp çıkmasını engellemişti. Tabi nefessiz kalmıştı. İlk başta ne yapıcağımı unutmuştum. Nefesini kontrol ettim. Nefes almadığını anlayınca suni teneffüs uygulamaya başladım. Bu sayede dudaklarının tadını almış oldum. Bi nevi ilk öpücüğünü aldım. Ama şimdi bırak dudaklarını gözlerini göremiyorum. Kalbim acıyor.

BİR UMUT(Düzenleniyor.) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin