1.7

304 28 12
                                    

Ek villain ost - Banjaara
(lütfen bölümü bu şarkıyla okuyun.)

Uzun olan genç, elindeki kamera çantası ile bilindik hastanede odasına ilerledi. Kapıyı usulca araladı. Jimin uyuyor olabilirdi. Gözleri dolmaya başlamış elleri titremişti. Zaten küçük olan beden hepten küçülmüştü.

Çocuk, kamerayı ayarlamış, Jiminin uyanmasını beklemişti. Biricik Jimin, ondan son bir istekte bulunmuştu.
Bir kaç saatin ardından Jimin kıpırdanarak uyanmıştı.

"Yoongi Hyung?" sesi kısıktı, aşırı derecede zayıflamıştı. Artık hiçbir şey yapamıyordu. Kalbi çok zorlamıştı onu.

"Benim Jimin." dedi, titreyen sesiyle Yoongi. Canından can gidiyor gibiydi.

"Kamerayı getirdim. Şimdi çıkacağım içindeki her şeyi dökebilrsin. Ona söylemek istediğini söyleyebilirsin. Şimdi videoyu başlatacağım. Gelince de durduracağım tamam mı?" Küçük olan yavaş yavaş kafasını sallamıştı. Yoongi, küçüğün yanına gitmiş saçlarına öpücük kondurup videoyu başlattı ve odadan çıktı.

"Merhaba, Sevgilim." derince bir iç çekti Jimin.

"Nasılsın? Umarım iyisindir." gözleri doluyor, sesi çatlıyordu.

"Sana neden bıraktığını sormayacağım. Biliyorsun ailem bile bırakmışken beni, sen niye bırakmayasın ki?" şimdi gözyaşları sicim sicim dökülüyordu.

"Seni seviyordum, hâlâ daha seviyorum." küçük, zayıf parmakları ile gözyaşlarını sildi.

"Bana hep, beni sevip bırakmayacağını, her zaman yanımda olacağını söylemiştin. Ama şimdi yanımda yoksun. Onun yanındasın.
Sakın yanlış anlama sana kızmıyorum. Eğer mutluysan sorun değil benim için. Her seven insan böyle yapar çünkü." Şimdi hıçkıra hıçkıra ağlıyor, hastane elbisesinin kollarıyla da gözyaşlarını siliyordu.

"Bu hastalığa yakalandığımı öğrendiğimde sen onunlaydın. Yoongi hyung bahçede baygın bulmuş beni. Beraber öğrendik kalp hastası olduğumu. Doktor, tedavi olmamı söyledi ama reddettim hep. Eğer, sen yanımda değilsen ne anlamı vardı ki?" şimdi hızlı hızlı nefes alıyordu küçük.

"Sonra Yoongi hyung geldi yanıma. İkimizin bir zamanlar mutlu olduğu evde ağlayarak yalvardı tedavi olmam için. Güneş doğana kadar onun dizlerinde ağladım. Sonra kabul ettim onun için tedavi olmayı. Sen yoktun yine yanımda." gözlerini kameraya dikmiş sanki sevdiği karşısındaymış gibi gülmüştü.

"Sürekli tedavilere gittim. Emarlar, röntgenler, kan testleri derken bir gün eve geldin. O gün ne kadar mutlu olduğumu sana anlatamam. O kadar mutluydum ki. Sonra eşyalarını topladın. Bana evlenme teklifi ederken taktığımız yüzüklerimizden senin olanı yere fırlattın ve bitti dedin. Sen öyle deyince bende bittim sevgilim. " ıslak gözlerini kurulamış, çatlak dudaklarını ıslatmıştı.

"Sana yalvardım o gün gitmemen için. O an hiçbir şey umurumda değildi. Sonra boynumda yaraları..." hastane elbisesinin boyun yerini açmış ve yaralarını göstermişti.

"... gördün ve bana iğrenç bir ithamda bulundun. İnan o an buna bile aldırış etmedim. Sonra attığın yüzüğü aldım ve benimkiyle beraber ince zincirime geçirdim. " eliyle boynundaki kolyeyi göstermişti.

"Şimdi, böyle bir video çekmemin amacı şu; bedenim ve kalbim tedaviye yanıt vermiyor. doktor kalp ameliyatı olamayacağımı bedenimin bunu kaldırmaya gücü olmadığını söylüyor. O yüzden burada böyle ölümümü bekliyorum." tekrar kameraya bakmış ve gülümsemişti.

"Seni seviyorum. Seni çok seviyorum." gözleri dolu dolu bakıyordu şimdi kameraya.

"Seni seviyorum, sen beni sevmesende."

Jimin ayaklanmış ve yavaşça kameranın olduğu yere ilerlemişti. Bazı şeyleri kendi başarmalıydı. Videoyu kapatma tuşuna basacakken kalbi hızla çarpmış güçsüz bedeni yere savrulmuştu. Yoongi, içerideki gürültüyü duymuş ve kapının önünde oturduğu sandalyeden ayaklanarak hızla odaya girmişti.

"Jimin! Jimin! aç gözlerini lütfen!" Yoongi hem ağlıyor hem bağırıyordu.
Gözlerinin önünde güzel bir çiçeğin soluşunu izlemişti. Ona hep umut olmak istemişti. Yaşamasını istemişti. Doya doya mutlu olmasını.

"Jimin! yalvarırım aç gözlerini lütfen! Daha sana çikolata alacaktım. Yalvarıyorum aç gözlerini. Kapatma o güzel gözlerini. Soldurma gülen yüzünü. Lütfen! Yalvarırım!" Yoongi artık kendini tutmuyor bağıra bağıra ağlıyordu.

Odaya doktor ve hemşireler girmiş, Jiminin küçük bedenini Yoongiden ayırmışlardı." Doktor, gözleri dolu dolu yerinden kalkmış ve Yoongiye bakmıştı.

"Hayır, hayır, hayır, olmaz. O daha Yoongi hyung diye seslenecek bana. Olmaz, hayır." doktor kafasını iki yana sallamış dudaklarını aralamıştı. "Üzgünüm, Küçük Jimini kaybettik."
Jiminin küçük bedeni daha fazla dayanamamış, güzel çiçeklerin solduğu gibi soluvermişti.

"Hayır, hayır, Hayır! Ne istersen yaparım nolur, nolur döndür onu hayata." Yoongi kendini yere atmış ağlıyordu. Saçını yoluyor, çığlıklar atıyordu. Sonra sedyeye yatırılan küçük bedene ilerledi ağır adımlarla.

"Jimin, küçüğüm. Burada mutlu olamadın. Orada mutlu ol tamam mı? Ben sana her gün piyano çalacağım. Lütfen piyanomun senin için olan sesini duy olur mu? Beyaz güllerden de getireceğim hep. Seni seviyorum benim küçüğüm. Üzgünüm seni mutlu edemediğim için." Yoongi ağlaya ağlaya küçük bedene sarılmış, saçlarını öpmüş, o çok sevdiği yanakları okşamıştı. Şimdi onları bir beyaz bez parçası ayırıyordu.

Jiminin, solan bedeni odadan çıkarılmıştı. Yoongi zorlukla çöktüğü yerden kalkmış, videoyu kaydedip kamerayı kapatmıştı.

Kimse farkında değildi kameranın o anları birebir kaydettiğinin.

Yoongi, Küçüğün ondan son isteğini yerine getirmek için hastaneden çıkmış, Jiminin evine gidiyordu. Yaklaşık yarım saatten sonra Jiminin evine gelmişti.

Saksının altındaki anahtarla kapıyı açmış direk yatak odasına adımlamıştı. Çekmecenin içindeki siyah defteri almış ve evden çıkmıştı. Elindeki Jiminin kolyesini sıkı sıkı tutarken artık gözyaşlarını tutmuyordu.

Arabasına binip, Küçük Jiminin son isteği için ne kadar iğrense ve nefret etsede Kim Taehyungun evine gidiyordu.

İşte, şimdi Taehyungun evinin önünde yaşlı gözleriyle duruyordu. Gözlerini kurulamış zili çalmıştı. Yüzündeki gülümsemeyle Taehyung açtı kapıyı.

"Hoşgeldin Yoongi bir şey mi oldu?" Yoongi, Taehyungu es geçip salona ilerlemişti. Taehyung ve eşi de onun peşinden gelirken, Yoongi elindekileri sehpanın üzerine bırakmış, Taehyunga dönmüştü.

"Önce şu defteri oku, sonra da videoyu izle. Yanında şu olmasın. "
Taehyung, şaşkınlıkla diğerine bakmış ve dudaklarını aralamıştı.

"İyi de neden?"

"Sadece dediklerimi yap!" Yoongi, elindeki kolyeyi Taehyunga bırakmış ve evden çıkmıştı.

Jiminin cenaze işlemlerini halletmek zorundaydı.

§

ek villain, kesinlikle izlenmesi gereken bir film. hint filmleri izlemeyi sevmem ama konusu bana değişik geldiği için açıp izledim ve beni derinden etkiledi.

umarım bölümü beğenmişsinizdir.
duyguyu yansıttım mı bilmiyorum. lütfen görüşlerinizi yazın.

sevgiyle kalın, vmin'le kalın <3

i love u, but you don't love me. | vmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin