same

ten

Alex kapıyı çarparak geri kapattı ve gördüğü manzarayı sindirmeye çalıştı.

Çok sevdiği Lucy Morgan onu kandırmıştı.

Alex kendini çok kötü hissetti.

Kapının arkasında bir hareketlenme oldu. Alex yavaşça odasına doğru yürümeye başladı.

Arkasındaki kapı hızlıca açıldı. "Alex!" Axel bağırmıştı. "Düşündüğün gibi değil, bekle."

Alex gülümsedi ama hiç içten bir gülümseme değildi. Axel'ınkinin hemen yanındaki odasının kapısının kulpunu tuttu ve açtı. Kafasını çevirip ona baktı. Axel'ın üstünde sadece boxerı vardı ve hızlıca giymeye çalıştığı belliydi.

Axel'ın hemen yanına Lucy geldi. Üstüne sadece bir elbise geçirmişti çünkü göğüs uçları belli oluyordu.

Lucy Alex'e bakıyordu. Ama üzgün bir bakış mıydı? Yoksa pişman mı?

Alex hiçbir şey demeden odasına girdi. Kapıyı kapatmak üzereyken bir el ona engel oldu.

Alex Lucy'ye bakarak "Neden böyle bir şey yaptınız?" dedi.

Lucy'nin dudakları titredi ağzını açmak istiyor gibi duruyordu ama bir şey söyleyemiyordu.

Onun yerine Axel konuştu. "Lucy'ye olan hislerinin karşılığını alabilmen ve mutlu olman için."

"Gerçekten böyle mi mutlu olacağımı düşündünüz?" Alex'in gururu zedelenmişti. Kapıyı çarpıp odasına girecekti ki Axel onun kollarını arkasından tuttu ve gitmesine izin vermedi. Ama Alex ona karşılık vermeyecekti.

"Bırak beni Axel." İkisi de ona karşılık vermedi.

Lucy Alex'e yaklaştı ve parmaklarıyla çenesini okşadı. "Sadece senin hislerin değil Alex." dedi ve Alex'in dudaklarına kapandı.