Sarışın genç ağrıyan başını tutarak yataktan doğruldu. İstemsizce ağlayarak uyumuştu ve bunun etkisiyle şuan kafası kazan, gözleri ise balon gibiydi. Ayaklarını sürüyerek banyoya ilerledi, soğuk suyu suratına çarptığında gözleri ağrımıştı, umursamadı. Hiç bir şey olmamıştı. Bakugou için böyle olacaktı, herşey tuhaf bir rüyaymış gibi davranacak ve umursamayacaktı.
Bu yüzden hiçbir değişiklik olmadan günlük rutinini sürdürdü. Yine okula gelmemiş olan Kirishima'ya hiç tereddüt etmeden ders notlarının resmini -dayanıksız bir sümsük olduğuna dair birkaç hakaret de ekleyerek- attı ve işlerine devam etti. Adeta dün hiç yaşanmamış gibiydi...
* * * * *
Kirishima üstünde sanki bir ağırlık varmış gibi uyandı. Dünkü ağrıları kalmamış olsa da bu o hastalığın üstünden kamyon gibi geçtiği gerçeğini değiştirmiyordu, her tarafı sızlasa da bir günde iyi toparlamıştı.
Alnında hissettiği fazlalıkla elini götürüp bandı çekmesiyle herşeyin film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmesi bir olmuştu resmen. Dün bayılmadan hemen öncesi... "Lanet olsun, tanrım ne yapmalıyım ?!" Elleri alev gibi yanan yüzüne gitmişti. Dün hissettiği dudaklar ve vücut bir anda beynine doluşmuştu, bitik bir tavırla iç çekti, şimdi ne bok yiyecekti ?
Bu soruya çözüm bulamayacağını anlayınca ötekine geçmişti. Bakugou'nun o tavrı da neydi ? Bedenini biri mi ele geçirmişti, hipnoz mu edilmişti ? Yersiz korkuları gelen bildirim sesi ile yarıda kesilmişti.
Gelen hakaret içerikli mesajı görünce korkularının yersiz olduğunu anlamıştı, Bakugou ele geçirilmemişti. Kisa süreli yaşadığı rahatlama aklına başka sorular getiriyordu. Öyleyse o da neydi ? Onları yapan, Kirishima'ya öyle şehvetle bakan cidden o muydu yani ?!
Kaşları çatıldı kızıl saçlının. Telefonun saatine baktı, neredeyse akşam üzeriydi. Ama şuan ne kadar çok uyumuş olduğu umursayacağı belki de son şeydi. Hatırlayınca bile Kirishima'yı ateş basıyordu. Peki ya herşey rüya olabilir miydi ?
Hayır değildi, bunu biliyordu. Sonuçta rüyalarında Bakugou ile çok daha ileriye de gitmişlerdi ama hiç şu anki gibi hissetmemişti.
Belki de Bakugou'nun o şehvetli ifadeleri aslında sadece hayal ürünüydü ? Yüksek ateş etkisindeyken gördüğü bir serap olabilirdi. Belki de Bakugou altında çırpınırken Kirishima karşılık verdiği şeklinde halisünasyonlar görmüştü ?
Gitgide kendi kafasını daha da karıştırıyordu. Tüm bu soruların cevabını alabilmesinin tek yolu vardı. İstemeyerek telefonuna uzandı, içinden bir ses bunun herşeyi daha kötü hale getireceğini söylese de o sesi susturarak sarışına mesaj attı.
* * * * *
Sarışın gelen bildirim sesi ile çalışma masasından kalktı ve ders çalışırken taktığı gözlüğünü çıkararak gelen mesajı açtı ;
Boktan Saçlı : Hey Bakugou müsaitsen bana gelebilir misin ? Seninle konuşmak istediğim birşey var.
Sarışın dişlerini sıkarak elini saçlarına geçirdi. Neyi konuşacaklarını gayet iyi biliyordu, ne yapması gerektiğini de. Bilmediği bu konuşmanın sonunda ne olacağıydı. Gitmek istemiyordu, ama gidecekti. Bu saçmalığı kapatmak için gitmek zorundaydı, kızılın yanında kalmaya devam edebilmek için...
Kısa ve net bir cevap yazdı ve bir hışımla üstüne montunu giyerek evden dışarı fırladı.
Y.N: Kısa bölüm=sövmek serbest kfdkjfkd neyse geçiş bölümü bunlar zaten de arkadaşlar okuyonuz oy yok böyle olmaz oy verin mk neyse şuan devamını çok yazasım var gidiyorum bb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Club Daybreak - Boku no Hero Academia BxB Fanfiction
FanfictionBolca Kiribaku Tododeku vee nadir olan Kirideku içerir yeeeyyy !!!