1.0

5.3K 220 193
                                    

Eğer gercekten

Lalisa anlatımı

Gözlerimi yine lanet bir güne araladım.Ama Jungkookun bacağı ile bana tekme atması ve benim yere düşmem ile.

"Ahhhh"

Acı ile inleyerem belimi tuttum.O kadar sert tekme atmıştıki belimin kızardığına %100 eminim.

Acı ile yerden kalktım.Jungkook hala uyuyordu buda demek ki tişörtümü çıkarıp bakabilirim.

İlk önce altıma siyah bir sar jeen giydim.Sonrada üstümdeki tişörtü çıkardım.Şuan üstümde siyah bir sütyen vardı.

Aynaya arkamı döndüm ve sırtıma bakmaya başladım.Dediğim gibi kızarmıştı ve dokununca canım yanıyordu.

Bir anda gözlerim sırtımdaki yaralara kaydı. Kemer izleriydi.Annem yapmıştı.İzleri hala duruyordu.

Sırtımdaki yaralara değen sıcak kemikli eller ile hızla arkamı döndüm.Ben ona bakarken o aynadan sırtımdaki kemer izlerine odaklanmıştı.

Hemen üstüme elimdeki tişörtü geçirdim.

"O yaralar ne?"

Sakin ve yumuşak bir şekilde sorduğu soruya şaşırmıştım.İlk defa bu kadar hoş ve yumuşak bir ses ile konuşmuştu.

"Ve neden bu kadar erken kalktın?Saat daha sabah 6."

Gülerek cevap verdim sorusuna.

"Yatakta uyurken bana tekme attın yeri boyladım.Sağol sayende sırtımda kızarıklık var."

Jungkook dediğim şeye şaşkın bir şekilde tepki verirken elini sırtıma götürdü ve yara olan yere dokunduğu için inledim.

"Acıyor mu?"

"Çok değil geçer 2 güne."

Yanından geçtim ve gri dolaba doğru ilerledim.İçinden kendime bir kaç parça kıyafet alıp banyoya girdim.

Üstüme beyaz sade bir bluz giydim.Altıma ise kırmızı iki kat pileli pileli güzel kısa bir etek giydim.Ayağıma siyah bir sitiletto giydim.

Kahve rengi ve artık uzuyan saçlarımı güzelce taradım.Aynaya baktığımda şık duruyordu.Bugün ayın 31 idi ve düğün vardı.

Heyecanlı veya mutlu değildim.Çünkü zorla evleniyordum.Çocukken ki jennie il kurduğumuz hayellerimin tam tersi idi.

Birlikte gelinlik seçip,sevdiğimiz adamlar ile evlenecektik.Benim hayellerim yerle bir olmuştu ama onunki hala gerçekleşe bilirdi.Umarım sevdiği biri ile sorunsuz bir şekilde evlenirdi.

Siyah ve griyi barındıran banyodan çıktım.Jungkook siyah dar bir gömlek ve siyah deri dsr bir pantalon giymişti.Açıkçası çok yakışıklı gözüküyordu.

Kafasını bana çevirince vücudumu baştan aşağıya süzdü ve sinir ile gözlerime bakmaya başladı.Galiba etek boyundan rahatsız olmuştu.Ama ona ne ki ben normaldede giyinirim.

Kafasını arkaya attı ve bir kaç küfür mırıldandı.Derin bir nefes aldı.Bana baktı ve hızla yaklaştı.

"Bugün düğün var.Annem gelinlik seçimine gelmiyor.Yengem ve rose ile gidiceksin.Sorun çıkarma onlar ne derse o.Eğer onlardan senin hakkında bir şikayet duyarsam."

Elini koluma getirdi ve sıkmaya başladı.

"Canını yakarım."

Sen benim canımı yakamazsın dedim içimden.Şu yaşıma kadar hem fiziksel hemde ruhsal bir şekilde canım yanmıştı o yakamazdı.

Sert ve sinirli bir ses tonu ile konuştu."Anladın mı dedim sana!?"

Kafamı korku ile salladım kolumu sertçe bıraktı ve elimi tuttu.Kapıyı açtı ve birlikte aşağıya inmeye başladık.Aşağıdan konuşma sesleri geliyordu.

Galiba yemeğe başlamışlardı.Bizim hazırlanmamız biraz uzun sürmüştü.Yemek odasına girdik.

Rose beni görür görmez gülümsedi ve öpücük attı bende ona gülümsedim ve göz kırptım.Jungkook elimi bıraktı ve abisinin yanına geçti bende rosenin yanına oturdum.

Envayi çeşit peynir,zeytin,reçel ve daha nice yemek vardı sofrada.Tabağıma yiyebileceğim kadar yemek aldım ve yemeğe başladım.

Jungkook düz bir ses tonu ile konuştu."Bugün lisa için gelinlik bakın kuaföre felan gidin.Oradan Yoongi hyung sizi alıcak."

Bayan hyuna göz devirdi.ve konuştu."Fazla erken değil mi?"

Jungkook sinir ile bayan hyunaya döndü."Değil.Evlenmek istiyoruz ve evlenicez."

"Sen istiyormusun kızım?"

Sertçe yutkundum ve konuştum."Evet bayan hyuna.Biz uzun zamandır düşünüyorduk ama size haber vermek istedik."

Jungkooka baktığımda bana bakıyordu ve başını güzel anlamında salladı.

"Ben gelmiyorum.Şoför beni getirir düğün salonuna getirir.Ben odamdayım.Size afiyet olsun."

Bayan hyuna odasına çıktı.

"Unnie ne zaman gideriz?"

Ağzımdaki lokmayı yutup roseye döndüm.

"Yemek bitsin çıkarız.Sanda uyar mı jisoo unnie?"

"Olur tatlım."

Şu kısa süre içerisinde rose,yoongi oppa ve jisoo unnie ile cidden güzel anlaşmıştık.Namjoon oppada bana gayet samimi davranıyordu.

Tabağımdaki son lokmayıda yedim ve çatalı gümüş işlemeli tabağa bıraktım.

"Lisa seni jungkooka doğru düğünde kim götürecek?"

"Rose buda sorumu babası götürecek tabi."

Sertçe yutkundum.Babam konusunda çok hassastım ismi geçince ister istemez ağlıyordum.

"B-ben odamdayım."

Hızla ayağa kalktım ve merdivenlere yöneldim ve odamıza çıktım.Kapıyı hemen kapattım.Ve kapının arkasına geçtim ve sırtımı duvara yasladım.

Gözlerimdeki kuruyan göz pınarlarım yine ıslanmaya başladı.Ağlıyordum.Her zamanki gibi yalnız.Kafamı bacaklarıma gömdüm.Kapı hızla açılınca kafamı kaldırdım.O gelmişti.

Kafamı yine bacaklarıma gömdüm.Hıçkırıyordum.Kolum biri tarafından tutuldu ve sertçe kaldırdı.

"Ne yapıyorsun sen!?Masadan öyle kalmak nedir!!?"

Kafamı onun göğsüne gömdüm ve orada hıçkırarak ağlıyordum.Jungkookun kolumdaki evi gevşedi.

Ağladım ne kadar bilmiyorum.En sonunda yatağa oturduk.Ben önüme kırmızı gözlerim ile bakıyordum.

"Ben yetimim Jungkook.Annemde yok hep şiddet gördüm annemden ben hiç anne sevgisi nedir bilmem.Babam öldükten sonra oda öldü.Yalnızım ben.Babam konusunda çok hassasım.Baba lafını duyar duymaz benim kendi babam geliyor gözümün önüne.Özür dilerim yengene ve kardeşlerine saygısızlık ettim."

"S-sen ciddi misin?"

Ayağa kalktım ve üstümdeki gömleğin düğmelerini açmaya başladım.Gömleği kenara attım ve arkamı ona döndüm.

Jungkook anlatımı

Devam edicek......

Zoraki Aşkım/LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin