Heyecan

96 13 5
                                    

Alessia Cara - Growing Pains

"Bugünlük bu kadar yeter,"

Kendimi yorgunluka yere atıp "Su!" Diye bağırmam tam da bu cümleyi duyduktan sonra gerçekleşmişti. Günün neredeyse 10 saati pratik yapıyorduk ve bu 1 haftadır sürüyordu. Hal böyleyken hiç olmadığı kadar yorgun hisseden bedenim kendini bitiş cümlesiyle yere atıyor ve su istiyordu.

"Yakala," diyen sesle yerde oturur pozisyona geçmiş ve bana doğru atılan şişeyi havada kapıp diklemiştim. Tanrım su yaratılıştaki en harika şeydi.

"Çok mu yoruldun?"

Yoongi'nin sorusuyla elimdeki boş şişeyi kenara koymuş ve tekrar yere uzanmıştım. Dans kareografimiz çok ağır değildi aslında. Sadece atlayıp zıplıyorduk işte. Dans etmeyi çok sevsemde bizim müziklerimizle sevdiğim dans türleri pek uyuşmuyordu.

"Sanırım öleceğim," diye mırıldandığımda başını karnıma koyarak yere uzanmış ve 'Hayır kesin öleceğim' diye fısıldamama sebep olmuştu.

Bu hep olurdu. Daha öncede demiştim temas halinde çok bulunurduk. Fakat son zamanlarda ne zaman temas etsek farklı hissediyordum. Çok farklı. Çünkü değişen şeyler vardı.

Kalbim alışık olmadığım derecede hızlı atıyordu, temas halinde olduğu yerlerim yanıyor, midem kasılıyordu. Bunlar yeniydi. Bedenim ve zihnim için çok yeni duygulardı. Ve farklı hissettiğim her hareketinde suçluluk duygusu çok fazla bastırıyordu.

Değişen bir şey yoktu çünkü. Etrafımda benim dışımda değişen tek bir şey yoktu. Yoongi aynıydı. O hala bana eskisi gibi davranıyor beni yine eski Hoseok gibi görüyordu. Hatalı olan bendim. Hep ben olmuştum.

Rahatsızca yerimde kıpırdandıktan sonra uzandığım yerden kalkmış "Elimi yüzümü yıkayayım. Çok terledim," diyerek yanından ayrılmıştım.

Kalbim kırılıyordu. Onun temaslarından kaçmak istediğim her an kalbim çok fazla kırılıyordu ama bana hissettirdikleri çok daha kötü etkiliyordu beni. Her açıdan çıkmazdaydım. Her açıdan elimde patlayacaktı bu olay.

Lavaboya geçip anaya baktığımda son zamanlarda sıkça rastladığım manzara karşısında gülümsemiştim.

Süreki gülen, gözleri parıldayan o adam yoktu artık.

Aynaya bakıyordum ve değişimim net bir şekilde görüyordum.

Yorgun olduğum için yüzüm fazlasıyla cansızdı ama bu defa gözlerimde öyleydi. Gözler ruhun yansımasıydı ve gözlerimdeki parıltı artık yoktu. Onlarda yorgun bakıyordu. Çok fazla yorgun.

Duvara yaslanıp yere çökmüş ve başımı ellerimin arasına almıştım. Dayanmak giderek daha zorlaşıyordu. Üstesinden gelmek için çabalamak eskisinden çok daha zordu artık. Bu bir savaştı ve ben kaybediyordum.

"3 hafta," diye fısıldadım. "Tanrım lütfen 3 hafta daha dayanayım,"

**

Zaman çabuk ilerliyordu. Bir bakıyordunuz her şeyin başladığı yerdesiniz tekrar baktığınız zamanda sonuna gelmişsiniz.

Hayat göz açıp kapama süresince akıp gidiyordu ve çoğu zaman bunu anlamıyorduk bile. Aniden oluyordu. Aniden oluyor ve bir anda bitiyordu.

Karşımdaki dolaba asılmış smokine bakarken 'Zaman çabuk ilerliyor' diye düşündüm tekrar.

Daha yeni Billboard'a aday olduğumuzu öğrenmiştik. 2 ay önceydi ve her şey sanki dün yaşanmış gibi tazeydi. Onun heyecanını atlatamadan büyük bir koşuşturamaca içine girmiştik. Yeni şarkılar, pratikler, toplantılar, onca çaba ve şimdi bütün her şey bitmişti. Birden kendimizi ödül törenime gitmek için hazırlanırken bulmuştuk.

Rap Gods| YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin