Gitarımın akorlarını düzeltmem ile etrafıma baktım.
Haechan, 3. olarak seçtiğimiz şarkıyı ezberlemeye çalışıyordu, biz de öyle çünkü şarkıyı zerre bilmiyorduk. Fakat eğlencesi de buradaydı, bilmememiz.
Renjun ise eline sargılarını sarıyordu, çok fazla çalıştığından sürekli yıpranıyordu elleri. Ev, okul, iş ve prova dörtlüsü onu yoruyor olmalıydı, çünkü çok fazla titriyordu.
Hepimiz kendi işlerimiz ile ilgilenirken kapıdan giren sarı saçlı ile dikkatimiz oraya vermiştik. Ellerindeki kahveleri sırayla her birimize verirken söyleniyordu.
"Oğlum ya, daha kaç kere çalacağız lan yemin ediyorum gitarımın telleri ağlıyor şu an."
"Kes sesini," Renjun ona alaylı kelimeleriyke çıkıştığında Jaemin göz devirmiş ve hepimiz gülmüştük. Aptal çocuklar.
Gitarımı sandalyeme yaslayıp Renjun'in yanına adımlamıştım. Az önce sargılı elleri arasında bulunan çubuklarını küçük olan davulun üstüne bırakmış, kahvesini yudumluyordu.
Çubukları elime aldım, her tarafını boyamıştı. Buradan bakınca en az yeşil saçları kadar göz alıcı duruyordu.
"Ne yapsam ya, ben de saçımı pembe falan mı yapsam lan? Ya da rengarenk böyle, alnıma da lezbiyenim yazarım, nasıl fikir?" Jaemin kahvesini çoktan bitirmiş ve günlük rutini olan saçmalama seansına başlamıştı.
Renjun gülerek "Harika," diye fısıldadı.
"Yanına da Renjun tapulu malım falan yazarım," diye ekledi.
"Mal senin anandır." Renjun elimde tuttuğum rengarenk çubukları tekrar aldığında kahve bardağını çoktan yere fırlatmıştı.
"Öyle deme lan kadına, çok seviyor seni o," Jaemin de mükemmel cevabının ardından bardağını bize doğru fırlatmıştı.
"Garajın içine sıçıyorsunuz," dedim. "Her seferinde temizlemekten bıktım."
Normalde Jaemin'in bahçesinde çalışıyorduk fakat annesi yurt dışına çıkmış ve harikulade oğluna aşırı güvendiğinden dolayı anahtarı ona bırakmamıştı. O yüzden, bende -daha doğrusu(?) Jeno'nun evinde- prova yapıyorduk. Ve itiraf etmeliyim ki, böylesi daha iyi olmuştu.
"Ben yardım ederim," ayağa kalkarken konuşmuş, bardağını çöpe atmış ve yanıma gelmişti.
Bakışlarım tekrar günlerdir gözlerimi alamadığım mavi saçlarına kaymıştı. Ve de dudağındaki ufak piercinge.
Tanrım, o gerçek dışıydı.
Renjun bakışlarımı fark etmiş olacaktı ki, bitmiş olan sohbetimizi tekrardan canlandırdı.
"Gruptaki tek dövmeli ve piercingli bendim ulan, şimdi klonlanmış gibi hissediyorum," sözleri Jaemin'in -yine ve yeniden- gözlerini devirmesine neden olurken cevabını çoktan vermişti.
"Dövmelerim 2 yıldır var lan, senle tanışmadan öncede böyleydim ben."
"Ya ya, ne demezsin."
"Bir kahve içeriz derim."
"Az önce içtik aptal."
Haechan ile öylece dikilmiş atışmalarını izlerken bunun böyle gitmeyeceğine karar vererek araya girme mecburiyetinde bulundum.
"Eğer tartışmanız bittiyse son defa çalalım. Bilirsiniz, meşgül adamların zamanları pek değerlidir."
Ellerimi göğsümde birleştirmiş yan yana oturan ikiliye bakıyordum.
"Bu bana bir gönderme miydi?"
Renjun "Kısmen," diyerek az sonra söyleyeceğim sözleri ağzımdan almıştı.
"O koca kıçını kaldır ve gitarını al Na Jaemin."
"Emredersiniz Mark Lee hazretleri."
Herkes çoktan yerini almıştı. Haechan mikrofonu sol eliyle sıkı sıkıya kavramışken arkasına döndü.
"Ne çalıyoruz?"
"Arctic Monkeys, I Wanna Be Yours."
•
ASIRI ONEMLI BI ACIKLAMA???
simdi ben birden dusundum ki
neden asiri gothic, savage, kufurbaz, bad boy, asik olunasi, dovmeli ve yesil sacli, piercingli bir renjun yazip ona asik ve tipatip aynisi olan bir na jaemin'i yanina yapistirmiyorum
sonra yine dedim ki neden haechan'a da aynisini yapip saclari mavi yapmiyprum ve dudagina piercing koymjyorum
ve sonra yine dedim ki neden arctic monkeysin fav sarkilarindan birini markhyuck'un ask sarkisi ilan etmiyorum
neyse burdan da anliyoruz ki ben story yazmaktan bir bok anlamiorum
bb
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
mAYBE I JUST WANNA BE YOURS I WANNA BE YOURS I WANNA BE YOUUUUUUUOUIUOUUURSSSS
