1

696 69 88
                                    

Hayattan artık bir şeyler beklemeyi bırakmış, insanlara istediği her şeyi veriyordum. Kendim olmaktan oldukça uzakken içten içe kaybolduğumu daha da derinden hissediyordum.

Ailemin örnek çocuğuydum. Ortanca çocuk olmama rağmen evde en sevilen çocuktum. Annem sürekli benim abilerime ve küçük kardeşime örnek olduğumu söylerdi.

Kardeşlerim de beni severdi. Kimsenin beni sevmemesi için bir sebep yoktu.

Annem gün arkadaşları ile birlikte otururken ben de yanlarında oturuyordum. Annem benimle gurur duyduğu için günlerde yanında oturturdu.

Diğer kadınlar kollarındaki altınlarla hava atmaya çalışırken annem de beni bu iş için güzelce kullanıyordu.

Kadınların evlerine döndüklerinde çocuklarını benimle kıyaslayıp yerden yere vurduklarını da biliyordum.

Halbuki herkes farklı olmalıydı. Kıyaslama denilen aptal şey gereksizdi. Her şey kendine özeldi. Güzel diye bir şey yoktu. Bu insanların uydurduğu terimlerden biriydi.

"Anne ben artık odama gidebilir miyim? ders çalışmam gerekiyor."

"Tamam oğluşum ders çalış sen."

Ayağa kalkıp salondan çıktım. Derin bir nefes alıp odama giden merdivenlere baktım.

Abilerimin biri evlenmiş, biri de üniversite için başka şehire gitmişti. Abilerim başka anneden olduğu için onlarla samimiyetimiz diğer kardeşlerime göre daha azdı.

2 abim, 2 de kardeşim vardı. Kardeşlerimin biri erkek diğeri de kızdı. Kız kardeşim 7.sınıftaydı ve öğlenciydi bu yüzden eve geç geliyordu.

En küçük kardeşim ise 11 yaşındaydı o da okuldan sonra eve geldiğinde hemen tabletini almış ve arkadaşlarının evine gitmişti.

Evimiz oldukça büyüktü. 3 katlıydı ve büyük de bir bahçesi vardı. Kapımın üzerindeki tabelayı çevirip "Rahatsız etmeyin" yazan tarafına getirdim.

Kapımı kapatıp kilitledikten sonra bakışlarımı odamda gezdirdim. Her şey yerli yerindeydi. Kıyafetlerim renk sırasına göre dizilmiş, kitaplığım da alfabetik sıraya göre dizilmişti.

Kapımı kilitleyip derin bir nefes aldım. Gizli kutumun anahtarını kendi yaptığım anahtara özel köşenin içine gizlemiştim.

Kutumu açıp yazdığım hikayelere baktım ve gülümsedim. Örnek çocuğun da bazı sırları vardı. Yeni yazmaya başladığım ajandayı çantama koydum.

Çantamda diğer gerekli her şey vardı. Bunlar tabii ki, bir kutuda cam bardak, plastik eldivenler ve acil durumlar için küçülebilen bir şemsiyeydi.

Çantamı sırtıma takıp odamın köşesinde bulunan ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Camı açıp etrafa bakındım.

Odam evin 2. Katındaydı. Sessizce tek bacağımı camdan dışarı sarkıtıp gülümsedim. Her zamanki gibi biraz hava alıp geri dönecektim.

--

Bu kurgu için planlarım varr

Ama beğenir misiniz hiiiiç bilmiyorum.

Fikirlerinizi söylerswniz sevinirim

Yarın Yokmuş Gibi(Gay) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin