4

478 74 104
                                    

Hala onun peşinden gidiyordum. Derin bir nefes aldı ve tekrar arkasını döndü.

"Bak tatlı çocuk ergenliğin en üst dönemlerindesin bu yüzden aklından neler geçiyor bilmiyorum ama-"

"Bana çocuk diyip durma! Sen kaç yaşındasın allah aşkına?"

Bir an duraksayıp gözlerini kıstı ve elleriyle bir şeyler saymaya başladı.

"Hangi aydayız?"

"Ekim?"

"Aa iki ay önce 23'üme girmişim."

"Çok da büyük değilsin. Ayrıca tarihi nasıl bilmezsin ki?"

"Takvime nadiren bakıyorum."

"Telefonun yok mu?"

"Hiçbir şeyim yok."

"Nasıl ya?"

"Çocuk değilim diyorsun güya sabahtan beri dünyayı yeni keşfetmeye başlayan çocuklar gibi davranıyorsun. Gitsene başka yere sen."

"Seninle gelmek istiyorum."

"Bela mısın sen?"

"Hayır."

"Peki, seni evine bırakacağım. Ama bir daha karşıma çıkma. Senden hiç hoşlanmadım çünkü."

Kafamı sallayıp gülümsedim. İçimdrn bir ses neden eve gitmek yerine onunla kalmamı istiyordu?

"Burada otur ve beni bekle. Ah bu arada-"

Hırkasını çıkardı ve omuzlarımın üzerine koydu. Kalbim saçma bir şekilde atarken gülümsedim.

Beş dakika geçmeden elinde bir kadın çantasıyla dönmüştü. Şaşkınca ona baktığımda çantayı elime verdi.

Hırkayı sırtımdan alıp saçlarına cebinden çıkardığı bir bereyi geçirdi ve gözlerimdeki gözlikleri alıp kendine taktı.

Tekrar geri döndüğünde sadece şaşkın bir şekilde olanları izliyordum.

Geri dönüp gözlüklerimi tekrar bana verdikten sonra elindeki 5tlyi gösterdi.

"Yol paramız burada."

"Sen ne yaptın?"

"Hiç."

Dedi omuz silkip ve yürümeye başladı.

"Sen, sen gerçekten kötü bir insansın."

"Yaa öyle mi? Hatırlattığın için teşekkürler."

"Neden böyle bir şey yaptın ki?"

"Çünkü yol parası lazım bize."

"Bu yaptığın hırsızlık."

"Hadi ama oraya aynı değerde bir şey koydum."

"Ne koydun."

"Senin şu defteri."

"NE!"

Hızla elimi çantama atıp karıştırmaya başladım. Defteri gördüğümde rahat bir nefes aldım.

Kaşlarımı çatıp ona baktığımda kahkaha attığını gördüm. Sonra ben de istemeden gülümsemiştim.

Bir süre daha yürüdükten sonra ayaklarım acımaya başlamıştı ve üzerlerine zor basıyordum.

"Çok yavaşsın."

"Beni sırtına al."

"Ne? Ne? Yanlış duydum galiba."

"Hayır ciddiyim bak."

Elimle telefondaki bir uygulamadan bugün kaç adım attığımı gösterdim.

"Neredeyse 20.000 adım atmışım bak."

"Bana ne be bundan? Yüz verdikçe tepeme biniyorsun ama. Hem de mecazi olarak değil."

"Ayaklarım acıyor üzerlerine basamıyorum."

"Ne yapayım?"

"Söz verdin eve götüreceksin beni böyle gidemem."

"Söz falan vermedim. Ben asla söz vermem."

"Hadi ya lütfen gerçekten ağır değilimdir hem."

Gözlerini devirip sırtına binmem için eğildi.

"Bunu sırf senden daha hızlı kurtulmak için yapıyorum."

Sırtına binip kollarımı boynuna doladım.

"Cidden ağır değilsin."

"Söylemiştim."

"Yemek falan yemiyorsun herhalde."

"Biri hatırlatmadıkça aklıma gelmiyor."

"İşte yemek yemezsen hemen yorulursun ve beynini falan kullanamazsın böyle. "

"Beni düşünüyor musun sen?"

"Hayır."

"Çok kötü biri değilsin aslında değil mi?"

"Öyle mi dersin?"

"Evet."

Birden beni bırakmasıyla neredeyse düşüyordum.

"Ya ne yapıyorsun?"

"Bu bana güvenmemelisin demekti."

Dedi ve tekrar beni tuttu. Kaşlarımı çattım ama bir şey söylemedim. Kendimi sebepsizce mutlu hissediyordum.

Sanki gerçekten kendimmiş gibi, buraya aitmişim gibi. Bu his ne saçma bir histi böyle.

--

Mfmfmdjfkkr çocuk sen cidden belanı arıyosun mala bak bir de sırtına biniyor.

Al beni kaçır der gibi rnrnrkekek

Yarın Yokmuş Gibi(Gay) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin