"Sürekli karşımda dursan.
Baksam sana, utansan, saçların önüne düşse gözlerinin. Saç tellerini incitmeden parmak uçlarımla çeksem saçlarını kenara. Utansan, utangaç gülüşünü savursan etrafa. Ve sonra o gülüşünden öpsem seni.
Güzelliğin göz kamaştırıyor benim güzel eşim.
Gece uyanıp seni seyrederek tekrar uykuya dalmak ne kadar harika bir his biliyor musun?
Şimdi sen varsın diye yaşamak güzel. Çirkin olan ne varsa değişti ki kendiliğinden.
Dokunduğun her şey bir bir aydınlandı. Saksıdaki çiçekler büyüdü güzelliğinden sevgilim.Bütün kederlerim bir bir kayboldu. Şimdi her şey seninle taptaze, yepyeni. İçimdeki bütün arzular çığlık çığlığa.
Öyle ışıl ışıl ki bakışların Jimin. Kapkara ne varsa gömüldü aydınlığa. Kurudu yüzümdeki o son gözyaşları.
Ve o tüm korkulardan kalbimde hiçbir eser kalmadı.Sadece baktım gözlerinin içine uzun uzun ve sen bir şey söylemeden her şeyi anladın.
Şimdi doyulmaz tadındayız beraberliğimizin.Dünyaya yeniden gelmiş gibiyiz.
Ve son nefesimi verecekken toprağa, gördüğüm son yüz senin olsun istiyorum. Yetmiş yaşında olsam da kucağında bir çocuk olmak istiyorum.
Hayatımın sonunda gözümün görebileceği son manzara olsun gözlerin istiyorum.
Umarım ikimizden geride kalan, erken gidenin izini bulur. Ve ona sımsıkı sarılır.
☆