on altı¡

5.2K 492 220
                                    

kapı çaldığında elindeki terleri yumuşak şortunun yanlarına silmiş ve ayağa kalkmıştı jeongguk. çalan kapıya doğru hızlı adımlarla ilerlemiş, ancak kapının kolunu yavaşça indirerek açmıştı. derin bir nefes alıp kapıyı açtığında, tanıdık simaya gözlerini dikmişti.

hemen ardındansa zoraki bir gülümsemeyle konuşmuştu genç adam.

"taehyung. hoşgeldin."

taehyung ise hiç konuşmadan hızlıca jeongguk'u bileğinden tutmuş ve ayağıyla açık kalan kapıyı kapatıp salona doğru yürümeye başlamıştı. koyu yeşil koltuğa oturmuş ve yanına da jeongguk'u çekmişti.

ikisi beraber karşılıklı oturmak için bağdaş kurmuş ve birbirlerinin suratlarını izlemeye başlamıştı. taehyung ise zaman kaybetmemek için hızlıca lafa girmişti.

"seni seviyorum."

jeon afallamış ama gecikmeden cevap vermeye çalışmıştı;

"b-ben-..."

"sen beni seviyor musun bilmiyorum. ama ben seni çok seviyorum jeongguk."

jeongguk hala şaşkınlıkla taehyung'un bu cesur tavırlarını izlemiş, aslında bu duruma çok hayran kalmıştı. işler istediği gibi gitmiyordu, karşısındaki bu genç onun kafasını karıştırıyordu.

kendini toparlamak için birkaç saniye beklemiş, ardından da tekrar aralamıştı ağzını.

"pekala. bir cevap vermek istiyorum."

taehyung jeongguk'un ellerini kendi avuçlarının içine almış ve parmaklarını birbirleriyle kenetlemişti. ardından ellere bakmış ve;

"tanrım. çok güzeller!"

kıkırdamıştı ama jeongguk'un ellerini çekmesiyle kare gülüşü yavaşça solmuştu.

"lütfen taehyung. biliyorum sana umut vermiş olabilirim çünkü sana çok fazla iyi davranmaya çalıştım. sonuçta sen beni o bok çukurundan kurtardın ve bana evini açtın. sana saygısızlık etmek en son hakkım bile olamaz ama..."

derin bir nefes aldı ve dudağını kemirdi. olabildiğince kararlı bir ses tonuyla konuşmalıydı. taehyung'un ona samimi davranmamasını sağlamalıydı çünkü o ne kadar engel olmaya çalışsa da taehyung'tan çok etkileniyordu. bunu durduramıyordu.

bunu yapmak zorundaydı.

"sana karşı hiçbir şey hissedemiyorum."

sonunda gözlerini kapatarak söylediği şeyle şimdiden pişman hissetti, yaptığının yanlış olduğunun başından beri farkındaydı. yalan söylemeyi hiç başaramasa da, sevmese de, mantığıyla hareket etmek zorundaydı.

taehyung hayal kırıklığıyla gözlerini kısmış, kısık sesiyle konuşmuştu;

"bana beni çok sevdiğini söylemiştin jeongguk."

çenesi titremişti esmer gencin. umutları bir bir suya düşüyor ve bu da gözlerini dolduruyordu.

"hiç mi b-bir şey hissetmiyorsun?"

jeongguk yaptığı şeyin ne kadar ciddi olduğunu henüz farketmişti. fakat istemiyordu hala. yapamazdı işte bunu.

"taehyung. hala seni çok seviyorum. seni çok çok çok seviyorum."

taehyung'un bir elini avuçları içerisine aldı.

"fakat beni de anlamalısın. duygusal bir şeyler besleyemiyorum. çok üzgünüm gerçekten ama eğer kabul edersem daha çok üzülürsün. bunun karşılıklı sevgi barındıran bir ilişki olmayacağı için. çok yıpranırsın ve ben buna izin veremem."

slutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin