2.BÖLÜM

41 2 0
                                    

Hayatımda 1 kereliğine bile olsun sevgilim olmamıştı ve yeteri kadar yalnızlık çekiyordum aslında 6.sınıfta sevdiğim bir çocuk vardı ve en son matematikten 46 aldığım için benimle dalga geçmişti ve o günden beridir ondan ve matematikten nefret eder olmuştum.

Çirkin saçlarıma ve kıyafetime aldırış etmeyip markete gittiğim için aslında pişmanım .biraz abur cubur aldıktan sonra kasaya geçtim ve o anda kalbimdeki kelebeklerin karın boşluğumdaki zıplamalarını hissettim . 17-18 yaşlarında,uzun boylu,esmer ve kıvırcık saçlı,kahverengi gözlü(pek dikkat edemesem de) muhteşem bir çocukla karşı karşıyaydım.iççimden “VAAAY BEEE”diye bağırdım ve sanki bir an olsun hayat durmuş gibiydi . o bana bakıyor bende ona .sonra birden “iyi misiniz?” diyen dudaklarına bakakaldım.sonra tabii kendime geldim.Yaka kartındaki isme gözüm hemen çarptı. Adı “Sam” idi. Hızlıca cipsleri,bisküvileri kasada geçiren o muhteşem ellerine de bakakaldım ve bana “toplam 2dolar.indirimdeki ürünlerimizden yararlanmak istermisiniz ?” diye sordu ve parayı verip hayır dercesine kafamı salladım sonra bütün abur cuburları poşete doldurup marketten çıktım.

Tüm gün boyunca dokunduğu ambalajlara dokunarak teorik olarak el ele tutuştuğumuzu düşünüp salak gibi sevindim.daha sonra çok yakışıklı bi çocugun benim gibi sıska bir dümbeleğe bakıcağınımı sanıyodum diye geveledim.

Ertesi gün yine markete gittim ve bu sefer kasada değildi .tüm marketi gezdikten sonra makarna reyonunda kolileri açıp markaları dizmesinin izlemek için sanki makarna bakıyormuş gibi yaptım.sonra biraz daha yaklaştım ve biraz daha.aslında elime fırsat geçmişti çünkü yere 1-2 paket makarna düşürmüştü hemen yerden alıp ona verdim ve muhteşem bir gülümsemeyle bana teşekkür etti ve neden deminden beri makarna reyonunda durduğumu sordu. Bende gülerek”kararsız olduğum için olabilir bence “dedim ve şaşkın bir suratla bakarak “ama aynı makarnalara bakıp duruyorsun”dediği anda kıpkırmızı oldugumu hıssettım ve gulmekle yetındım ve daha sonra telefonumun tıtrediğini hissettim ve gelen mesaj annemdendi. “akşam evde değilim lütfen yemeğini ye ve uslu bir çocuk gibi televizyon izle tatlım :*” yazıyordu akşam eve gelmıceğine gore daha fazla markette kalabılıceğımı dusundum ve dışarı çıkıp monıcayı aradım ve her şeyi anlattım. Daha sonra çocuğu takip etmeye karar kıldık.

Market akşam 9da kapandığı için saat 8e kadar bızım evde takıldık ve yemek yiyip markete gittik.1 saatin sonunda marketin ışıkları kapandı ve tüm çalışanlar çıktıktan sonra hayatımın aşkıda dışarı çıktı arkadaşlarıyla vedalaştıktan sonra yurumeye başladı ve bızde onu takıp ettık ve sokağın sonundaki eski püskü eve girdi ve bizde eve döndük.

O gün monica bizde yatılıya kaldı ve tüm gece Sam’i dedikodusunu yaptık.

Uyandık kahvaltı yaptık ve hemen marketin önüne gittik . evet tamda tahmin ettiğimiz gibi Sam kasada duruyordu ve elinde telefonda oynuyordu. Daha sonra markete girdik ve bakınıyormuş gibi yaparak onu izledik.bir kaç dakika sonra kel göbekli bir adam kasaya doğru gelip“Sam Charles.iş saatinde telefonla oynadığın için seni şuanda kovabilirim.!” Diye bağırdı . o anda o patatesin üzerine atlayıp sevgilimi rahat bırak demek isterdim ama cesaret edemedim.ama en azından Sam’in soyadının Charles olduğunu öğrenmiş oldum.o gün de öylece geçti ve eve gelince facebooktan tüm Sam Charles hesaplarına baktım ama hıcbırı o değildi .sanırım sosyal medyaya uzaktı.

Evet tam 8 gün olmuştu.8gündür markete gidip geliyordum ve sadece adını ,soyadını ve evini öğrenmiştim.aslında bu bile yeterliydi ama benimle iletişime geçmeliydi.sonunda onunla konuşmayı planlamıştım ve öğle molasında marketin dışında kahvesini içerken yanına gittim ve onunla konuştum. Aslında ilk tanışmaya göre gayet iyiydi 18 yaşında olduğunu ve annesiyle birlikte yaşadığını öğrenmiş oldum. Daha sonra birbirimize görüşeceğimize dair söz verdik ve o markete ben de eve döndüm.

Tüm gece onu düşündüm ve ertesi gün yürüyüşe çıktım ve marketin önünde karşılaştık.bana benimle arkadaş olmak istediğini ve sakıncası yoksa bu akşam buluşmak istediğini söyledi.olaylar o kadar çabuk gelişti ki ne olduğunu ben bile anlamamıştım.daha sonra birbirimize telefon numaralarımızı verdik ve akşam buluşmada ne giyiceğimi düşünmek için eve gittim.

Saat akşam 9buçuk civarlarında telefonuma mesaj geldi ve tahmin ettiğim gibi Sam’den idi.marketin orda buluştuk ve genelde sıkıcı insanların takıldığı bi cafeye gittik.orda birbirimize birbirimizi anlattık ve dönüşte yol boyunca bana benden çok hoşlandığını söyledi . birkaç adım ilerledik ve o durunca bende durmak zorunda kaldım.

“neden öylece duruyorsun?” diye sordum.

“aslında beni öpmeni bekliyordum”

“daha yeni tanıştığım bi çocukla mı?” ,”hiç sanmıyorum” (aslında belki de istiyordum)

Sadece gülmekle yetindi .

Sonra beni evime bıraktı ve ordan dönerek kendi evine gitti.(gittiğini düşünüyorum.)

Birkaç gün hiç mesaj atmadı ve bende yazmadım . ve sonra birgün yanına gitmeye karar kıldım.

HOŞÇAKALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin