İlk bölümün neredeyse yarısını bitirmek üzereydik ve her ne kadar zevk almak istesem de hafiften bir can sıkkınlığı veriyordu. Sanırım dizi, başlarda sıkan fakat buna rağmen insanı bir sonraki bölümlerde neler olacağına dair merak içerisinde bırakan bir şeydi ama daha önce de dediğim gibi, ben dizi insanı değildim.
"Bakma."
Chaeyoung, elleriyle gözlerimi kapatırken aynı zamanda da bu hâlime gülüyordu.
"Rahatsız olmanı istemem."
"Bundan rahatsız olmam normal değil mi?"
Gözlerimin üzerindeki ellerini tutarak indirip bakışlarımı ona yönelttim. Gülmeye hâlâ devam ediyordu.
"Tamam yahu, kızma."
"Bu kızdan hoşlanmadım. Baş ağrıtacak birine benziyor, Rue buna mı âşık oluyor?"
Bu kez ise elleriyle ağzımı kapatarak bana susmamı söylemişti.
Dizinin ilk bölümünü bitirmiştik ve Chaeyoung diğer bölümü de izlemeyi teklif etmişti. Birlikte bir şeyler izlememiz tatlı bir aktiviteydi ama biraz ara vermemizi söyleyerek bu isteğini reddetmek durumunda kalmıştım ben de. Hemen ardından "Yemek yiyelim o halde," diyerek eline telefonunu aldı.
"Pizza sipariş edeyim mi?"
"Aslında... Daha farklı bir şeyler istiyorum."
Elindeki telefonu hızla yanına bırakarak bana döndü.
"Ne gibi?"
"Doyuracak bir şeyler düşünelim, kahvaltı yapmadım da."
"Pekâlâ, şöyle yapalım o zaman. Birbirimize bakarak öylece duralım ve ilk kim gözlerini kırparsa o kaybetsin. Göz kırpmama yarışı."
"Böylelikle kazananın mı istediğini alacağız?"
Kafa sallayarak onayladı. "Aynen öyle."
Gülerek dediğini kabul etmiştim ve dediği gibi birbirimize bakmaya başlamıştık. Eğlence yaratmak istemiş gibi görünüyordu.
İkimiz de bu işte bir hayli iyiydik çünkü çoktan 2 dakika olmuştu bile. Tam üçüncü dakikaya girerken Chaeyoung'un aniden bana doğru yaklaştığını fark etmiştim. Ne yaptığını anlamamıştım, yalnızca içinde bulunduğumuz iddiaya odaklanmaya çalışıyordum. O her saniye bana biraz daha yaklaşırken pek mümkün gibi gözükmüyordu konsantre olabilmem fakat kendi hâlimde çabalıyordum işte.
Hâlâ kırpmamış olduğu gözlerini dudaklarımda gezdirerek gerilmeme sebep oldu. Bense hem gözlerimin yanmaya başlaması, hem heyecandan kaskatı kesilmiş bedenim, hem de bu hareketinden sonra midemde başlayan karıncalanma yüzünden son üç-beş saniyem kaldığını kabullenmiştim. Başka bir tarafa bakmam ya da direkt yenilmem gerekiyordu ki bulunduğumuz noktadan kaçabileyim ama... Öptü.
Chaeyoung, dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan gözlerimi kapattığımı fark ettiği an gülümsemişti. Yavaşça geri çekilerek konuştu.
"Kaybettin."
Yanaklarımın hafiften yandığını hissediyordum ve bu biraz utanç vericiydi. Bana hissettirdiklerini bir kenara bırakıp yaptığımız küçük iddia hakkında tartışabilecek kadar kendimde değildim o an, taze bir şaşkınlıkla cevap vermeye çalıştım.
"Hile yaptın..?"
"Hayır, yapmadım."
"Gözlerimi kapatmama sebep oldun."
Kafasını eğip sırıtmaya devam ederek telefonunu yeniden eline aldı, menü seçmeye başladı. Az önceki durumu hiç yaşamamış gibi.
"Hayır, olmadım. Kapatmama gibi bir seçeneğin de vardı ama sen bunun farkında değildin herhalde."
Önüme döndüm. Sinirliydim ama bu sıradan bir sinir değildi, güzeldi. Hatta belki sinir eden şey yemeği seçememiş olmam bile değildi. Alakasız ve hiç beklemediğim bir anda öptüğünden afallamıştım. Yanaklarım hâlâ kızarık mıydı, değil miydi göremiyordum ama fazlasıyla yandığımı hissediyordum.
"Siparişi verdim. Beklerken bir tur daha yarışalım."
![](https://img.wattpad.com/cover/186321839-288-k374221.jpg)