Isimleri okunan arkadaşlarım tek tek giderken ben ağlamamak için kendimi zor tutuyordum Abigail bana bakıp duygulandı Mark ta yanıma gelip:
- üzülme lily belki sen de birgün görürsün
- Hayır! Böyle bir şey olamayacak beni girmemiş oysa tweetimi favorilemişti ya! Onlar gitmişti bizde derse devam etmiştik Amanda bana bakarak sırıttı. O an çok sinirliydim onun saçını eline verirdim ama hoca kızardı ve bu kurallara aykırıydı. Uzaktan uzaktan sevimli çığlıklar geliyordu o çığlıkları atan ben olmalıydım! Zil çalınca hemen o çığlıkların olduğu yere doğru koştum evet o odayı bulmuştum kapının camından bakardım ama cam yoktu Austin'in sesi duymuştum ay aşkım ya çok tatlı konuşuyordu ama ne mark ın ne de abigail in sesi duyuyordum aslında kimsenin sesini duymuyordum bi gariplik olduğunu hissettim hiç kapıya vurmadan kapıyı açtım gördüklerim karşısında şok oldum. Nasıl yani? O austin değilmiş kaset almışlardı galiba buraya gelenler için küçük bir şakaydı kasetin üzerinde bir not buldum okumaya başladım:
Lily sen çok tatlı bir kızsın ve senin adının okunmadığında eminim çok üzülmüş olmalısın ama üzülme hatta sevinmelisin çünkü seni özel seçtim seni daha farklı bir kız olduğunu anladım bu yüzden bunu okuyunca beden salonuna gel seni orada bekleyeceğim ;) -Austin
Allahım şu an galiba öldüm de cennete geldim gelmiştim gözlerim doldu ve ağlamaya başladım sonra hemen koşarak beden salonuna koştum. Beden salonunun kapısını açtım çok heyecanlıydım kapıyı açtım ve gördüklerim beni her an bayılmama neden olabilirdi ama güçlü olmaya çalıştım. Hayal görüyorum sandım
- evet size anlattığım kız işte kapıdan girdi.
Bunu bana austin demişti kendimi artık serbest bıraktım ve göz yaşlarımın gözümden akmasına izin verdim resmen hüngür hüngür ağladım ve koşarak austin'e sarıldım.
- heey ağlama sil göz yaşlarını sana ağlamak yakışmıyor.
- ben ... ben seni çok seviyorum bunu hiç beklemiyordum teşekkür ederim. Sevimli bir şekilde gülümsedi ve eline mikrofonu alıp birlikte I all I ever need i söyledik. "Bu heralde bir rüya olsa gerek" dedim kendi kendime. Neredeyse bütün okul bizi izledi şarkı bitince alex geldi ve beni alıp hocaların oturduğu odaya götürdü.
- selam biliyorsun ben Alex Constancio. Ve bunlarda Robert ve Zach.
- evet biliyorum ay ben sizi de çok seviyorum ya. Diyip hepsi ile sarıldım sonra austin geldi ve bana bakarak:
- benimle yaşayacağın ilk maceraya var mısın?
hiç düşünmeden kabul ettim. Austin beni elimden tutup dışarıya fırladık gitmeden önce austin onlara(zach robert alex) göz kırptı. Okuldan çıktık onun müthiş arabası ile gezintiye çıktık. Ya o kadar mutluyum ki anlatamam! Birden aklıma abigail mark ve robert geldi. Austin e döndüm ve:
- işimiz çok uzun sürecek mi?
- ne o benimle olmak istiyor musun?
- elbette istiyorum ben hep bu günü bekliyorum ama arkadaşlarım ve üvey ...
- üvey ? Üvey kardeşin mi var?
- malesef keşke olmasaydı. Ama iyi birisi seviyorum.
- üvey annen mi yoksa baban mı?
- baba.
Bunu derken austin e baktım ve biraz morali bozulmuştu bunu anlayınca radyodan şarkıyı son ses açtım ve çalan şarkı austin'in di. banga banga çalıyordu ikimizde birbirimize baktık ve güldük sonra bağıra bağıra söyledik neredeyse Miami bizim sessimizle inliyordu. Kaykay parkına gelmiştik austin gülerek:
- Kaykay sürmeyi biliyorsundur umarım.
- elbette senin için öğrendim eğer olurda ...
- işte o gün bugün.
Sözümü her seferinde tamamlıyordu. Birlikte Kaykay sürdük çok eğlendik ben austin'e bakacağım diye düşmüştüm ama hemen yanıma gelip :
- iyi misin? Birsey oldu mu?
Sonra bir anda kahkaha atmaya başladım o da ben atınca attı. Ya bebe senin kahkaha atışını yerim ya! Çok güzel gülüyordu eşek! Sonra banklardan birine oturduk benim telefonumun çalmasıyla büyü bozulmuştu. Oha arayan babamdı hayret! Austin üzülmedin diye oradan biraz uzaklaştım.
- alo baba seni özledim.
- lily kızım bende seni çok özledim ben aramasan hiç aradığın sorduğun yok maşallah ne yapıyorsun okul nasıl?
- e baba sende ilk kez arıyorsun beni okul iyi hatta muhteşem varyaa bana inanmıyordun ama ben austin ile tanıştım hatta şuan onunla beraberiz nabeer!
- oo maşallah yine iyisin neyse şimdi kapatmam gerek toplantım var görüşürüz.
Tam arkamı döndüm bir an Austin'i gördüm gözleri parlıyordu sonra bana doğru yaklaştı yaklaştı ve booom!!!!
