Şu salak insanlar ve bitmeyen ön yargıları. Mutluluk perisi ile savaşıp duran ağzından ateş saçan kırmızı ejderha gibi ön yargı. Einstein bir sözünde der ki: ’’İnsanların ön yargılarını parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.’’ Gerçekten de öyle. Ön yargılar hep var ve bunu kırmak, yokmuş gibi davranmak çok zor. Bir şey oluyor ve düşünmeden edemiyor insan. ‘’ Kesin bu böyledir… O zaten eminim öyle yapmıştır…’’ Böyle uzar gider işte. Hep konuşurlar insanlar. Ve onları duymamak elde değil. İnsan ister istemez beni de yargılayacaklar diye düşünmeden edemiyor. Ama bence ne yapın biliyor musunuz? Her şeyi boşverin gidin kendinize bir kahve yapın ve takın kulaklığınızı insanları duymayın yeter çünkü bizi asıl yoran üzen şeyler insanlardır. O kadar çok konuşurlar ki bilmeden etmeden. Bildikleri sadece gördükleri kadardır.
Ön yargılar hayatımızın bir parçası ve her zamanda olacak. İnsanlar umursamadan gerçeği bilmeden konuşacak. O yüzden kimseyi dinlemeyin onların söyledikleriyle hareket etmeyin. Çünkü dediğim gibi onlar sadece duydukları kadar biliyorlar ama siz anlattıklarınızı bir bir her karenizle yaşıyorsunuz. Sadece nasıl mutlu olmak istiyorsanız öyle mutlu olun. Ve bence bazen mutluluk sağır olmak demektir.