Günden güne eriyorsun içimde, bitiyorsun benim için. Umudum yok oluyor yavaş yavaş. Daha az ağlıyorum artık, daha az seviyorum sanki. Buna rağmen daha fazla özlüyorum. Sence de çok saçma değil mi?
Girmiyorum profiline artık. Onunla olan mutluluğunu görmekten kaçıyor gibiyim. Kim olsa böyle yapardı. Benim olan gülüşlerin artık onun oldu. Bu biraz ağır. İnanki o ağırlığın omuzlarıma yüklediği yükü bilemezsin.
Sana olan hislerimin adını koyamıyorum ama bu aşk olamaz değil mi?
Belki bir tutku, belki bir saplantı. Belki de bir takıntı yada sevgi. İnan bilmiyorum. Bildiğim tek şey seni çok özlediğim. Hani lösemili bir çocuğun saçlarına olan özlemi gibi, hani obur bir çocuğun pastaya olan sevgisi gibi, nefret ettiğim sigarayı içtiğim gibi özlüyorum.
Gelmeyecek birini bekliyorum. Bazen odamda yalnız başıma konuşup hayaline sarılıyormuş gibi hissediyorum. Anılarımızı başkalarına gülerek anlatıyorum, şaşırıyorlar. Normalde olsa salya sümük ağlardım. Hatırlıyor musun? 22.günümüzde bana "Ne olursa olsun bugünleri hep gülerek hatırlayacağız." demiştin. Ben bunların hiçbirine ihanet etmedim. Gerçi ağlanacak hallerimiz yoktu ki bizim. Kaydıraktan düşen sevgilisini gülerek teselli eden, sarılıp döndüren, dizlerinde uyumasını seyreden bir sevgili her kıza nasip olmaz, değil mi? Yada yanında karınca takip edip, çardak tahtalarını sayıp sonra yolda nanik yapan salak bir kızda her erkeğe nasıp olmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrılık Notlarım
RomanceKüçücük göz bebeğimden hayatıma girdin de, kocaman kalbimin neresine sığmadın da gittin?