Eric
Gözümü açtığım an başımada ki iğrenç ağrı ile yüzümü buruşturdum.Etrafıma baktığımda bilmediğim bir evde tanımadığım bir kızın odasındayım,dün Patrick diğer bir değişle Kutaya asla ve asla uymamalıydım,başıma vuran ağrı ile şakaklarımı ovuşturdum, huzursuzca gözlerimi sıkıca kapattım.İçeri giren kızın üzerinde benim thisortummü vardı?
ah olamaz.
İçimden tek bir soru geçti...
Ben şimdi ne giyineceğim?
Hızla ayağa kalktım,kızın üzerindeki thisortu ani bir hışımla çıkartıp üzerime giyindim.Motorun anahtarını ve telefonu alıp evi direkt olarak terk ettim.
Etrafıma baktığımda motorum evin köşesinde idi,motora binmeden önce Patrick i aradım.Bir iki çalış sonrası uykulu sesini duydum.Uykulu bir şekilde "Hah söyle?" dedi.Bu çocuk Türkiyeye geleli 1 yıl bile olmadı.Ama türkçesi ve aksanı harikaydı ani bir hışımla cevap verdim "Eve gel!Ha birde bana thisort al da gel." telefonu yüzüne kapatıp.Kaskımı kafamdan geçirip,montumu geniş omuzlarıma ile buluşturdum.Şu deri mont giyinen kız avcılarından değildim tabii ki,motor yüzünden giyinmem gerekiyordu.Motorumu çalıştırıp gazı fulledim.Normalde araba kulanıcısıyım ama şu aralar mototlara kafayı taktım gerizekâlı Patrick de bana özendi.Eve varmak üzereyken yan sokağa saptım ve en sevdigim şeyi sert kahvemi alıp yudumlamaya başladım.Kahvemi nihayet bitirip tekrar motara binip yol aldım.
Hemen hemen beş dakika sonra eve varmıştım evin önünde Patrick in motoru vardı.Bahçeye geçtiğimde kapıya doğru ilerleyip yüzümü kapıya sabit bir şekitte tutum.Beş saniye sonrasında "Hoş geldiniz.Bay Erick" yanıtını aldım, dümdüz bir ifadeyle kapıyı ittirip içeri doğru yol aldım önümde mavi ekran belirince derin bir "Of" çektim ne vardı ki rahat bırakmıyordu beni.Katı bir sesle "Patrick!" dedim.Çok geçmeden karşımdaydı türkçe konuşmayı sevmediği için rusça "Dinliyorum." cevabını dudaklarından bıraktı aynı dille devam ettim "Okul işini halletin değilmi?" aynı katılıkla yanıtladı "Evet ama kardeşlerden biri üniversitede.Şükürler olsun ki okullarımız karşı karşıya." Sinirle bir soru daha yönelltim "Kızın adı?" dudağını kıvırdı iki elini birleştirip hızla birbirinden ayırdı mavi ekranda bir kız belirdi güzel bir kıza benziyordu ama bakışları çok değişikti.Başımı devam et anlamında sallayınca başladı anlatmaya."Kızın adı Feray Kanat.Ve evet aradığımız adamın kızı,18 yaşına girmesine 1 hafta var." Daha sonra parmağını şıklattı ve ekranda bir erkek belirdi.
Konuşmaya devam etti "Çocuğun adı Deniz Kanat.Ve evet bu da o herifin oğlu.Ama başka bir kadından." Söylediklerini duyunca dudaklarım alayla kıvrıldı.Suratının asıldığın görünce tek kaşımı kaldırıp ona baktım."Sevinme o kadar.Bu çocuk çok daha tehlikheli...Emma Darld ın oğlu." Söylediklerini duyunca koca bir kahkaha batlatım.Hoşuma gitti savaş zor geçicekti.Devam et dercesine tekrar gözlerine baktım parmağını tekrar şıklattı,ellerini tekrardan hızla birbirinden ayırdı ve karşımda orta yaşlarda bir kadın belirdi.Konuşmaya başladı "Türk gibi duran ama Rus olan Danial.Bu kadın hakkında duyacakların hiç hoş değil.Kadına tehlikeli diyebiliriz.O herifle bizim ekibin altı yıl önceki dosyasını batırdılar...Kadın herkese kendini Türk olarak tanıtıyor.Aileden bu olanları sadece iki kişi biliyor anne ve baba." Elimi hızla birbirine vurup dosyayı kapattım.Patricke bakıp konuşmaya başladım."Zor bir iş...Okula bildiğin gibi öğrenci olarak gireceğiz zağten genç olduğumuz için dikkat çekmeyeceğiz.Ben kızı halledicem sende yanındaki arkadaşını oyalayacaksın.Ama zor olan Deniz,Kendisi anladığım kadarıyla fazla zeki." Hızla lafımı bölüp sırıtarak devam etti. "Senin kızdan korkman gerekiyor.Kız aslında ajan eğtimi aldı büyük ihtimmallede yarın birgün Danial kıza herşeyi anlatır." Sıkıntıyla nefes verdim.Devam ettim "Kadın babam ile amcamı biliyordur bizden haberi bile yoktur.Ama kesinlikle gizi bir evleri vardır.Ellerimi birbirine vurup ekranda birkaç tuşa bastım.Karşımda belirlenlere keyfim yerine geldi.Evleri ormanın ortasındaydı.
Okuldan geleli 5 saat olmuştu ama aptal patrick hâlâ evde yoktu.Elimi birleştirip hızla çekince sinirle "Anna Patrick şu an nerede?"üç saniye sonra Anna dan cevap gelmeye başladı."Patrick şu an motorla Dilek Kaya yı takip ediyor." Sinirle gözlerimi kapatıp açtım, dudaklarımdan sinirli bir şekil küfür savurdum ne yapmaya çalışıyordu bu aptal.
Sabır dilercesine Anna dan "Dilek Kaya" isimini aratmasını istedim Anna.Dilek Kaya hakkında herşeyi dökünce sinirle dişlerimi sıktım bu olamazdı."Anna.Patric i ara!" üç saniye sonra telefon açıldı.
Rüzgar sesleri motru kullandığını belli ediyordu "Efendim?" dedi.Sinirle bağırdım "Sen ne bok yediğini sanıyorsun? Aptal sen o kız kimin kızı bilmiyormusun çabuk buraya gel." Bıkkınca yanıt verdi "Biliyorum da takip ediyorum...Kız büyük ihtimalle babasının yanına gidiyor.Şimdi beni Rahat bırak." Sinirle cevabı dudaklarımdan döktüm "Bana bak aptal herif.Plan bana ait şu an seni plan dışı edebilirim.Yanında yeterli ekipman yokken orada bir bok yapamazsın.Şimdi inadına sıçtırtma ve buraya gel." Telefonu kapattı buraya gelecekti.Gelmek zorundaydı.Mutfağa gidip kendime yeşil çay demledim.
Feray
Demlenen yeşil çayı doldurup odama doğru yol aldım bu gün gerçekten iğrençti.Yarım kalan kitapımı bitirmek üzere masamdan aldım.
Kitapı bitirmek üzereydim ki telefonum çaldı arayan Dilek di.Birşe dememe izin vermeden konuşmaya başladı."Feray şu yeni gelen çocuk.Hım adı neydi. Ha Kutay şu an beni takip ediyor." Dedikleri karşısında şok olmuştum.Sakince cevap vermeye çalıştım "Nerdesin?" "Babamın mezarına gidicektim ama takip edildiğimi fark ettim." Sinirle cevap verdim "Mezara git beni bekle!Arabada." Onayı aldıktan sonra abimin odasına koştum.Kapıyı çalmadan içeri girdim tek kaşını kaldırıp bana baktı."Motorun anahtarını ver." Benim motorum yoktu ama Denizin vardı "Hayır." Komidindeki anahtarı görünce alaylı bir şekilde dudaklarım kıvrıldı.Abimin dikkatinin başka yerde olduğu anda anahtarları aldım ve hızlıca evden çıktım.Motor garajdaydı garaja hemen inip motoru çalıştırdım.
En son duyduğum şey abimin bağrışıydı "Dikkatli Ol!" Bunu duyunca dudağımın kenarı kıvrıldı.
15 dakika sonra mezarlığa varmıştım.Taksinin yanına varıp arabayı tıklattım o sırada çoktan motordan inmiştim.Saçlarımı düzeltirken arkadan bir el ağzımı kapattı.Daha sonrada gözlerim karardı...
Ayıldığımda her yer karanlıktı,gözlerimi zorda olsa açmayı başarmıştım.Depodaydık Sinirle koca bir kahkaha attım ve konuşmaya başladım "Gençler annemi arayıp -kozon olomozdo poro vor- filan diyecekseniz yanlış kişileri kaçırdınız." Dilek dediklerimi duymuş olacak ki koca bjr kahkaha da ondan geldi.Oda korkmadığını belli edercesine "Ama bu olmadı Feray.Ayıp oldu bu minik şerefsizlere!" Son söylediklerini dudağını büzerek söylemiş idi bu da dudağımın kıvrılmasına neden oldu.Devam ettim "Eee dansöz gösterimiz ne zaman başlayacak?" dedim Dilek in bunu duyunca dudağının kıvrıldığına emindim,devam ettim."Ama bu olmadı.Gelinde bi tavla atalım.Bari bu kadarını bize çok görmeyin." Dilek üzüldüğünü belli edercesine "Feray.Ama ben tavla bilmiyorum ki." Karşımızda iki herif belirince sırıttım "Sonunda gül cemalinizi görebildik." Dilek de "Geçiktiniz bana yemek borcunuz var.Ayıp değilmi?" deyince Adam sinirle Dilekin suratına tokat indirdi.Dilek in suratı yana savruldu ama Dilek oralı bile olmadı kahkaha atarak adamın yeşil gözlerinin içine baktı.Adama bakıp "Benim acil tuvalete gitmem gerek." Dedim adam suratını yana yatırarak cevap verdi "Sıç altına." Bende sırıtarak "Olur" dedim Dilek gene koca bir kahkaha attı ama ben devam ettim "Ama bura yerine senin at ağzına sıçmayı tercih ederim." Adam sinirle suratıma baktı ben o zamana kadar ellerimdeki ipi çoktan çözmüştüm ayaklarım ise çoktan çözülüydü Dilek e baktığımda oda aynısın yapmıştı Dilekin gözlerine bakarak beklediği cevabı verdim. Adam tam bana elini kaldırmıştı ki bacaklarımı kullanarak karnına sıkı pir tekme attım adam geriye doğru sendeledi.
Dilek e baktığımda adama koca bir tokat indirmekle meşguldü.Adam bana doğru yumruk yaptığı elini uzatınca başımı geri çektim yumruğu ise havada kalmıştı.Havada kalan yumrunu kavradım kırıldığına emin oluncaya kadar burktum.Adam pes edeceğe benzemiyordu,bana doğru gelmeye devam edince ellerimi paralel hala getirip göğüslerine.Vurdum adam bu sefer yere düşmüştü iki üç tekme sonra yerde baygın haldeydi.Dileke baktığımda onun da işi yeni bitmişti dağılan saçlarımı yukarıdan topuz yapıp Dilekin yanına gittim.Yanına gitiğimde dudağını kıvırdı "İyi iş çıkardın kaptan." Gülümsemesini gülümseyerek yanıtladım ve kapıya doğru yürümeye başladık sonunda dışarı çıkmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendi Denizinde Boğulma
Teen FictionAriel dim ben kendi denizinde boğulan ariel,prens Eric i bekleyen Ariel.Onu özgürlükten alı koyan yüzgeçlerden kurtulmak isteyen Ariel,Ursula dan kurtulmak isteyen Ariel prensini alıp giden Vanessa dan kurtulmak isteyen Ariel.Ama dostalarım olmadan...