4

1.6K 63 123
                                    

Merhaba merhaba çiçekler, güneş, gökkuşağı, şekerler! Ne diyo bu manyak dediğinizi duyar gibi oldum gibi. Neyse ya DOLUNAY TALAZ ERAY PARS DİYORUM. SİZİ DİYORUM, HER AN DİYORUM, ŞAŞIRTABİLİRİM DİYORUM.

Multide Harry(pars) ve Louis(talaz) kardeşlerimizin bulunduğu bir şarkı klibi vardır. Adamlar çok karizma bölümü bitirdikten sonra falan izlersiniz muhtemelen neyse.

Size bir şey söyleyeceğim. Louis'yi başkalarıyla paylaşmayı sevmem.

Bu cümleden bir şeyler çıkarırsınız artık.

İyi okumalar beyniler!

Elim açılan ağzıma giderken hızlıca odama gittim ve kapıyı kapatıp yatağıma ilerledim. Yatağımın içine girerken yan odadan gelen sesleri hala duyabiliyordum. Bir an önce burada olduğumu belli etmeliydim. Ya da etmemeliydim.

Demek bu yüzden 4'ten önce gelmememi söylemişti. Ve ben aptal gibi onu dinlemeyip gelmiştim. Önceden anlamam gerekiyordu.

Yan odadaki kadının inlemesi kulağıma dolarken utançla yüzümü yastığa bastırdım. Bu gerçekten oluyor muydu? Telefonumu cebimden çıkarıp kulaklığımı taktım ve son ses şarkı dinlemeye başladım. Tabi bu sırada yan odada olan şeyleri düşünmemeye çalışıyordum, pek başarılı olamıyordum orası ayrı. Bir daha nasıl bakacaktım yüzüne?

1 saat sonra odamın kapısı açıldığında bakışlarımı oraya çevirdim. Pars'ı görmemle kulaklığımı çıkardım.

"Evde olduğunu bilmiyordum." Dediğinde aklımda hala olanlar dönüyordu. Çok utanıyordum.

"Biraz önce geldim." Dedim söyleyecek bir şey bulamayarak.

"Aç mısın, yemek sipariş edeyim mi?"

"Hayır, yemiştim."

"Tamam." Dedi ve birkaç saniye odada gözlerini gezdirip kapıyı kapattı. Kulaklığımı takarak şarkı dinlemeye devam ettim. Çok utanıyordum. Bu ana şahit olmamak için Aleyna'yı 2 saat daha çekebilirdim ancak ben dayanamayıp eve gelmiştim.

Aklıma bir anda Bayan Fulya'nın söyledikleri geldiğinde doğrularak kulaklığımı çıkardım ve düşünmeye başladım. Adamın daha yüzüne bakamıyordum, nasıl dışarı çıkartacaktım?

Derin bir nefes alıp yataktan kalktım ve odamdan çıkıp salona adımladım. Pars oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Oturduğu koltuğun önünden geçerek bahçe kapısına ulaştım. Bahçeye çıktım ve salıncağa oturup derin nefesler almaya başladım.

Bir yolunu bulup onu dışarı çıkmaya ikna etmem gerekiyordu. Belki lunaparka gidip biraz eğlenebilirdik, evet bu güzel olurdu. Ancak ben daha adamın yüzüne bakamıyordum.

"Hey." Yan tarafımdan gelen sesle oraya döndüm. Pars yanıma oturduğunda ona bakmamaya çalışıyordum.

"Ne olduğunu bilmiyorum, 4'ten önce geleceğini düşünmemiştim. Üzgünüm."

"Sorun yok. Sadece nasıl unutacağımı bilmiyorum." Dediğimde güldü. Ona döndüm ve bende güldüm. Salıncakta hafif sallanmaya başlamıştık. SHIP

"Sevgilinle buluştun mu?"

"Benim bir sevgilim yok."

"Öyle mi? O halde seni sevgilisi sanan çocukla görüştün mü?" Dediğinde kıkırdadım.

"Görüştüm. Yanında hiç sevmediğim kız arkadaşıyla oturuyordu. Bana baş başa olacağımızı söylemişti halbuki." Kaşlarını çattı.

"Neden yaptı bunu?"

"Bilmiyorum, sanırım o kızı sevdiğimi sanıyor." Aklıma Eray'ın Pars hakkında söyledikleri geldiğinde çaktırmamaya çalışarak güldüm. Bakışları dudaklarıma kaydı.

MEDICINE [Styles]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin