MEDICINE [Styles]

8

BEN GELDİİİMMM. Bölüm getirdim sizlere. Mmmmm okuyun böyle miss. Neyse uzatmayayım. GÜZEL YAZAMIYORUM AMA İNATLA YAZMAYA DEVAM EDİYORUM AĞAĞAĞA

Multiyi izleyin de klip ve şarkı ile ilgili yorum yapın lütfen. HARRY AŞKIMIN YEPİSYENİ ŞARKISI VE BENDE BAĞIMLILIK YAPTI.

İyi okumalar beyniler!

"Sana ne demiştim?" Sakince konuştuğunda gözlerimi yeşil gözlerine çıkardım. Hala ağlıyordum. Ancak kolları arasında olmak iyi hissettirmişti.

"Hata yaptım, kabul."

"Bu ufak bir hata değil, ne yapacağını önceden tahmin edip seni bulmasaydım sana dokunacaktı!"

"Teşekkür ederim." Dedim hızla, söylemek şimdi aklıma gelmişti.

"Teşekkür etme."

"Özür dilerim Pars bu sondu."

"Evet sondu çünkü artık dışarı çıkma yasağın var. Pazar günleri de buradasın."

"O ne demek?"

"Bensiz hiçbir yere gidemezsin demek."

"Çocuk muyum ben?"

"Evet. Aptal bir çocuksun. Korunmaya ihtiyacın var."

"Aptal demeyi kesecek misin?" Dedim huysuzlanarak. Daha sonra gözyaşımı sildim ve tekrar göğsüne koydum başımı. Güzel kokuyordu.

"Seni şikayet edecektir Pars, ne yapacaksın?"

"O kısmı hallettim." Dedi saçlarımı okşarken. Rahatlamamı sağlamıştı.

"Sana söz veriyorum bir daha zarar veremeyecek sana." Dediğinde akan gözyaşımı sildim. Konuşmaya devam etti.

"Ağlama artık, bitti işte." Derken tek eliyle yavaşça başımı göğsünden kaldırdı ve yüzüme baktı.

"Nasıl göremedim onun böyle bir adam olduğunu?" Dedim kendime kızarak.

"Unut gitsin. Artık öyle bir adam yok hayatında." Dedi yanağımdan süzülen bir yaşı sildiğinde. Bakışları dudaklarıma kaydığında benimkiler de onun dudaklarına kaymıştı istemeden. Saçlarımı okşayan elini yanağıma getirdikten sonra birkaç saniye için gözlerime baktı. İzin istercesine bakarken bende ona yaklaştığımda bakışları dudağıma kaymıştı. Bu doğru muydu bilmiyordum ancak bunu istediğim kesindi.

Dudaklarımız birleştiğinde yavaşça öpüşmeye başladık. Elimi omzuna getirip destek alırken diğer elimi saçlarına getirmiştim. Yumuşak kıvırcık saçları ellerimde gezerken belimi kavradığını hissettim. İleriye gitmesini istemediğimi fark ettiğimde hızlıca geri çekildim.

"Sorun ne?" Gözlerine bakıp cevap vermeden odama koştum.

Kitap bitti. Ahahahaha. Şakaaa.

(Gözlerimi açarak etrafıma bakındım. Yatağımdaydım ve etraf karanlıktı. Telefonumu alarak fenerini açtım. Bu sırada saatin gece 2 olduğunu fark etmiştim. Ağlamaktan yorgun düşüp erken uyuduğum için gecenin bir yarısında uyanmıştım.

Yatağımdan kalkmak istemiyordum ancak içeriden televizyon sesi geliyordu bile. Sanırım Talaz ya da Pars bir şeyler izliyordu.

Yatağımdan yavaşça kalkarak kapıya ilerledim ve odamdan çıkıp sessizce salona girdim. Şimdi ise fısıltılı konuşma sesleri dolmuştu kulağıma. Işık kapalıydı, televizyonun ayarı kısılmış ışığı biraz aydınlatıyordu odayı. Bakışlarımı dikkatlice gezdirdim salonda. Pars ve Talaz fısıldayarak bir şeyler konuşuyorlardı.