'İyiki doğdun Grandi'

69 5 1
                                    

06.30
-Uyan Grandi hadi uyan
Neli teyze sen misin ? Neli teyze cevap ver!
Büyük bir çığlıkla Grandi yatağından fırladı aslında bu durum ona tanıdıktı ara ara gördüğü kabuslardan biriydi
sadece ama her defasında Grandi'yi yıpratmayı başaracak kadar da ağırdı.
Hızlıca ayaklandı işe geç kalmak istemiyordu. Hemen duşa geçti sıcak su vücudundan aşağı dökülürken sanki baştan aşağı Grandi'nin bütün dertlerini alıp gidiyordu..
...
08.06
-Grandi bu taraftan!
-Yine geciktin! Hadi benimle gel bu kapıdan geçelim.
- Sağol Mary bu kez de beni kurtardın.
Mary ile birlikte arka kapıdan hastaneye girdiler Grandi hemen üzerini değiştirip dosyalarını incelemeye koyuldu . Dosyaları incelerken bir hastanın durumu ilgisini çekmişti ve bu kişi 'Andre Sun' isimli hasta idi.
Andre de annesini küçük yaşta kaybetmişti ve tıpkı Grandi gibi tek başına yaşamaya çalışırken bu hallere düşmüştü yoksa bu hastanede olmasının başka herhangi bir nedeni olabilir miydi..
Grandi dosyaları inceledikten sonra hastalarıyla ilgilenmek için merdivenlerden ağır ağır çıkıyordu bir zamanlar bu hastanede kaldığı günler her adımda gözlerinin önünde canlanıyordu bir zamanlar kısa bir süre bile olsa tedavi gördüğü bu hastanede şimdi hemşirelik yapmak bazen onu düşündürmüyorda değil tabi.
-Bayan Grandi!
-Efendim Peter
-Yeni gelen hastayı doktor 108 numaralı yatağa almanızı söyledi
-Peki Peter.
Grandi Peter'in de yardımıyla hastayı yatağına aldı . Hasta donuk gözlerle öylece Grandiyi izledi . Grandi aslında bu duruma alışkındı ama bu adam ona gerçekten çok farklı bakıyordu yatağın kenarına hastanın adını yazmak için Peter'e sordu;
-Peter hastanın adını söyler misin ?
-Peter gözlerini kısarak biraz küçük yazılmış o adı heceleyerek okumaya çalıştı And-re Sun
Grandi bütün algısını Peter'e yönelterek şaşkınlıkla tekrar sordu
-Ne dedin!
Peter gayet rahat ve umursamaz bir tavırla tekrarlamaya başladı
-Andre Sun
Grandi gülümsedi ve kısık bir sesle 'güzel bir tesadüf' diyerek odadan ayrıldı.
...
Akşam hastaneden ayrılarak eve gitmeye koyuldu ve bu kez taksiyle gitmek istemiyordu çünkü dışarıda muhteşem bir hava vardı kararmaya yüz tutmuş bir gökyüzü ve hafif hafif atıştıran bir yağmur elbette bundan daha güzel bir hediye olamazdı Grandi için çünkü bugün doğum günüydü..
Yarım saat kadar yağmurla beraber yürüdükten sonra sahilde rengarenk ışıklarla donatılmış bir pastana gözüne ilişti hızlıca oraya doğru yanaştı ve içeri girdi birazda üşümüştü tabi .. Öyle şirin bir yer olarak göründü ki gözüne sadece bakmakla bile ısınabileceğini hissediyordu. Sıcak bir kahve istedi ve o sırada en çok sevdiği çikolatalı pastalar gözüne takıldı öylece daldı kasiyer kahvesini uzattığında aniden irkildi ve kasiyere dönerek,
-'Şu çikolatalı pastadan da almak istiyorum ama içine tek bir mum bırakın lütfen' dedi .
Kasiyer hemen hazırlayarak pastayı uzattı Grandi pastasını ve kahvesini alarak tekrardan sahile doğru yürüdü bu arada yağmur da hızlanmaya başlamıştı boş bir banka oturarak çantasından çakmağını çıkardı ve dizlerinin üzerene bıraktığı pasta paketini açarak mumu yaktı, gözlerini kapayarak bir dilek tutup mumu söndürmek için gözlerini açtı ama yağmur damlaları ondan erken davranıp mumu söndürmüştü bile.. Hafifçe gülümseyerek tekrar yaktı ve bu defa fırsat vermeden muma üfledi ve yüksek sesle ;
-'İyiki doğdun Grandi!' dedi..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 31, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

OctoberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin