4~

479 60 20
                                    

Elimin üstünde sıcak ve sanki bana aitmiş gibi gelen bir şey hissediyordum. Göz kapaklarım birbirine yapışmıştı sanki. Açmak benim için çok zor olmuştum. Sonunda açıldıklarında bir hastanede olduğumu fark ettim.

Neden hastanedeydim?

Kai yatağıma başını koymuş elimi tutarken uyuyakalmıştı.

Tabi ya...

Katil!

Doğrulmaya çalıştığımda canımın acısıyla ağzımdan bir inilti kaçtı. Kai gözlerini açıo bir süre bana baktıktan sonra gözleri kocaman oldu. Yerinden hızla doğrularak bana sarıldı. Bu ise daha büyük bir iniltiyle sonuçlandı.

"Sonunda uyandın! Hiç uyanmayacaksın diye çok korkmuştum."

Gözleri şişmişti. İçi hala kıpkırmızıydı. Ağlamıştı. Berbat görünüyordu.

Onu bu halde görünce yüreğimdeki korun ateşi harmanlandı.

"Hastaneye geleli ne kadar oldu?" diye sordum kuru boğazımdan dolayı kısı bir sesle.

Bir şişe açtı ve bardağa su doldurdu.

"Bilmiyorum. Dün geceden beri buradayız."

Nereden bulduğunu bilmediğim pipeti bardağa koydu. Yatağın kenarına oturarak beni doğrulttu. Pipeti dudaklarıma yaklaştırarak su içmemde yardımcı oldu.

Davranışı hoşuma gitti.

"Özür dilerim, P', bu halde olman benim suçum."

"Sen mi, beni yaraladın?"

"Ne? Hayır," şaşkınca bana baktı.

"Peki yapan kişiye yardım mı ettin?"

"Hayır, etmedim."

"Ona bunu yapmasını sen mi söyledin?"

"Hayır, tabi ki!"

"O zaman suçlu olduğun bir konu da yok."

"Ama benim yüzümden oraya geldi. Ve..." sözünü kestim.

"Beni vuracağını nereden bilebilirdin ki, Kai? Hem ben vurulduğum için mutluyum, sana bir şey olmadı bu sayede..."

Dolu gözlerini kırpıştırarak bana baktı. Ona bir şey olmadığı için tanrıya şükrettim. Dediklerim utanmasına yol açmıştı.

"Şey ben bir doktora haber verip geleyim." Kafamı onaylar biçimde salladım.

*

  Doktor odadan çıkarken annem endişeyle yanıma gelirken arkasındaki babamla göz göze geldik. Beni görünce bakışlarına hakim olan korku dağıldı. Annem bana sarılıp ağlamaya başladığında neye uğradığımı şaşırdım.

"Oğluşum, ne yaptılar sana? Nasıl kıydılar, benim canıma?"

"Anne iyiyim. Ama anne böyle sarılırsan dikişlerim patlar." diye isyan ettim. Babam doktorun arkasından çıkmıştı.

Kai annemi nazikçe üstümden aldı ve endişelerini dağıtmak adına az önce doktorun söylediği birkaç şeyi söyledi. O sırada babam içeriye girdi.

"Neyse ki mermi boşluğa denk gelmişte herhangi bir iç organa zarar vermemiş.
  Birkaç gün müşahede altında tutacaklarmış. Sonra taburcu olabilirmiş." dedi anneme hitaben. Kapı yine açıldı ve dört kişi girdi.

"Kai! Oğlum, ne oldu? İyi misin?"

Yeni bir tantana. Yatıştıklarında Kai ile olanları anlattık. Bize dedektifçilik oynadığımı için çok kızdılar. Ailelerimiz okul ve ihmallerini tartıştılar. Okulumuzu değiştirmek konusunda diretseler de şiddetle reddettik bunu.

Pembe Saçlı Karamel OğlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin