refuse

198 22 26
                                    

Bunu baya aceleye getirdim, umarım çok iğrenç olmamıştır.

**

Alex Fierro, olmak istediği bir insan gibi görünüyordu.

Ama kesinlikle olmak istediği gibi biri değildi.

Alex, kulun kapısının gıcırdamasıyla beraber gelen sesle yüzünü buruşturdu, omzundaki çantasını bir sefer daha düzeltti ve içeri girdi.

Dolaplara doğru yürüdü. Okulunun koridorları Boston'da sıradan bir okulun koridorlarının görünmesi gerektiği gibi görünüyordu; fazla sıradan.

Pekala, Alex sıradan şeylerle ilgilenmiyordu. Biraz daha açık olacaksak sıradan şeyler onu sıkıyordu. Ona bakan biri, yeşil saçları ve ilginç giyim tarzı ile bunu oldukça kolay bir şekilde anlayabilirdi zaten.

Dolabının kapısını açmasıyla beraber, oraya doldurulmuş küçük not kağıtları uçuşarak yere düştü. Her zamanki gibi, dolabını bunlarla doldurmuşlardı. Alex, birer birer hepsini okudu.

Küçük sürtük.

İğrençsin.

Daha cinsiyetinin ne olduğunu bile bilmeyen fahişenin tekisin.

Alex gözlerinin dolduğunu hissetti. Okula erken gelmesi iyi olmuştu, kimseye bu halde görünmek istemiyordu.

Kot ceketinin uçlarıyla ıslak gözlerini silip notları kimsenin göremeyeceği bir yere attı. Dolabından kitaplarını alırken tıkanan nefesi ile yutkundu, tekrar ağlamaya başlamamak için parmaklarını avcuna bastırdı. İğrenç hissediyordu, gerçekten.

Nefeslerini ve gözyaşlarını kontrol altına almayı başardıktan sonra, biraz önce orada olan hiçbir şey gerçekleşmemiş gibi, ilk dersinin olduğu biyoloji sınıfına doğru yürüdü. Samira, Mallory, TJ veya Yarıkaya gelmemişlerdi, bu da demek olacaktı ki biraz bekleyeceklerdi.

Pekala, sırasının üzerine yazılmış -dolabındakilere benzeyen- notları umursamamayı çok isterdi, gerçekten çok isterdi ama herhangi biri sizi böylesine suç olmayan bir konuda suçlayınca bunu yapmak pek kolay olmuyordu.

Başını iki yana sallayıp içeri gelmeye başlayan insanlarla beraber karşındaki tahtayı izleyerek düşüncelerini ve duygularını saklamaya çalıştı.

Böyleydi işte. Umurunda değil gibi davranmak zorundaydı, yoksa kendini ezdirirdi. Eğer onun umursamadığını düşünürlerse, güçlü görünürdü.

Parmaklarını saçlarından geçirip kapıdan girdiğini gördüğü kişiyle, sırtını dikleştirdi. Ona baktı.

Bunca zaman, bunca zorbalığa katlanmasının sebebi olan kişiye.

Gizliden gizliye, içinde büyük bir hayranlıktan aşka dönüşen hisler beslediği, ilgisini çekebilmeyi başarmak için herhangi bir organını satabileceği kişiye.

Damien.

Alex, bir anda ona dönmesiyle hızla gözlerini kaçırdı, neyse ki ona baktığını görmemişti.

İç geçirip kalemini eline alarak önündeki defterin kapağını karalamaya başladı. Kalbi biraz önceki karamsar halinde hiç olmamış gibi çarpmaya ve vücudu terlemeye başlamıştı, lanet olsun, salak çocuk onu heyecanlandırmayı başarmıştı. Yine.

"Sakin ol," dedi elini göğsüne koyup derin nefesler alarak. "Sakin ol."

Damien Great, hayatınızda görebileceğiniz en mükemmel insandı. Yani Alex'e göre. Koyu renkli saçları, büyük mavi gözleri ve sert hatlı çene yapısıyla okulun en yakışıklı çocuğuydu, şüphesiz.

Kot ceketinin kollarını bileklerine doğru çekti, küçük eskiz resimlerini kimsenin görmesini istemezdi. İnsanlar birbirlerinin bileklerindeki eskizleri umursamamalıydı.

Evet, muhtemelen aklını kaçırmıştı ama pek de umurunda olduğu söylenemezdi.

"Günaydın," dedi Sam yanına oturmak için sandalyeyi çekerek. "Neden senin hakkında konuşuyorlar?"

Alex kaşlarını çatarak Sam'in gösterdiği yere baktı. Birkaç kız ve birkaç erkekten oluşan -içinde Damien'ın da bulunduğu- bir grup bir şeyler hakkında konuşuyorlar ve gülüyorlardı.

Alex fısıldadı. "Duymuş olmaları imkansız. Akıl okuma icat edildi mi?"

"Bilmiyorum," dedi Sam sessizce. "Belki de hiç olmamış gibi davranırlar, ha? O kadar da kötü olacağını sanmıyorum."

Alex göğsünde bir şeyler titrerken iç çekti. Bir şeyler, Sam'in kötü olacağını düşünmediği şeyler kötü olacaktı.

Öğretmenin sınıfa girmesiyle sınıf sessizleşti, Sam sınıflarından Magnus Chase ile konuşuyordu, Alex omuz silkti. O çocuk her zaman kasıntı bir tipti zaten, asla çok fazla diyalogları olmamıştı.

Magnus ve Alex, bir saniye için göz göze geldiler. Alex bir süre onun fırtına grisi gözlerini izledi, Magnus ise başını çevirdi.

Alex, yeniden masasının üzerine baktığında, fosforlu sarı renkte bir not kağıdı gördü, üzerinde düzgün bir el yazısıyla kelime yazılıydı.

Lütfen, benden uzak dur. Seninle işim olmayacağını bilmeliydin. Damien.

Alex başını ona doğru çevirmemeye uzaklaşarak derin bir nefes aldı. Bir ara, belki de sonraki teneffüste, eskizlerine devam etmesi gerekecekti.

**

BİLİYORUM AŞIRI KLİŞE AMA YAPACAK Bİ ŞEY AKLIMA GELMEDİ ÖF.

Bu arada @mriudaistfu benim hesabım, orada da hikayelerim var bakarsanız iyi olur falan filan neyse.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Love Him || FierrochaseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin