Hello, Potter

7.6K 669 637
                                    

      Kafasını masada biriken kağıtların üstüne koyup gözlerini kapattı. Yorgundu ve ofiste olmaktan nefret ediyordu. Eğer isterse çıkıp gidebilirdi, burada olmasını gerektiren bir işi kalmamıştı. Ancak Harry'nin ofise tıkılıp kalmaktan daha fazla nefret ettiği bir şey varsa, eve tıkılıp kalmaktı. O yüzden enerjisini eve gitmeye harcamak istemiyordu. Eve giderse uyuyacak, uyandığında yeniden buraya gelecekti nasılsa.

      Odasının kapısının açıldığını duysa bile tepki vermedi. Gelen muhtemelen Ron'du ve eve gitmesini falan söyleyecekti.

      "Harry," dedi, tam da tahmin ettiği kişi. Harry kafasını kaldırıp kapıda dikilen partnerine baktı. "Geç oldu, çıkmıyor musun?"

      "Biraz daha kalacağım, sen çık."

      Ron aldığı cevaptan memnun olmamıştı. Derin bir iç çekerek kapıyı kapattı ve odadaki koltuğa yerleşti. "Kendini fazla yoruyorsun, dostum. Dinlenmen lazım."

      "İyiyim, Ron." Sandalyesinde geriye doğru yaslanıp arkadaşına bakarken ikna edici olmayı umuyordu.

      "Bize gelmek ister misin? Annem seni merak ediyordu. Gece kalırsın, sabah beraber geliriz."

      Harry yeniden masasına doğru döndü, bakışlarını kaçırabilmek için. "Gerek yok. Sen git hadi, Hermione beklemesin daha fazla."

      "Kimse seni suçlamıyor, biliyorsun," dedi Ron sakince. Harry konunun buraya geleceğini tahmin etmişti. Bunu defalarca konuşmuşlardı ve nedense sık sık açılmaya devam ediyordu. "Günümüzde boşanan bir sürü çift var. Ginny ile boşanmış olmanız seni ailenin dışına itmiyor. Kendini bizden soyutlamaya son vermen gerekiyor. Üç ay oldu!"

      "Soyutlamıyorum ki," dedi ve derin bir iç çekti. "Annenleri hayal kırıklığına uğrattığımı hissediyorum, hepsi bu."

      "Ah, hadi ama! Anlaşamıyordunuz, ne var bunda? Ginny Quidditch kariyerine devam etmek istedi, sen burada kalmak istedin. Arkadaşça boşandınız. İnan bana annem ve babam seni aynı derecede seviyorlar."

      "Biliyorum," diye mırıldandı. "Yine de sizde olmam doğru değil. Ayrıca bitirmem gereken bir ton rapor var," derken önündeki kağıtları masaya saçtı.

      "Raporların hepsini çaylağına yazdıracağını biliyoruz, yeme beni." Doğruydu, Harry rapor hazırlamaktan nefret ediyordu. Seherbaz olmayı seviyordu. Sürekli aksiyonun ortasındaydı, sıkılmıyordu ve kötüleri yakalamak onu her zaman memnun ediyordu. Ama işin bürokrasi kısmı sinir bozucuydu. Görevlerin dosyalarının neredeyse hepsini Ron hallederdi. Geri kalanları da eğitimde olan çaylak Barnes'a kakalardı.

      "Doğru," diyerek güldü. "Yine de biraz daha kalacağım, dostum. Sonra eve geçerim. Endişelenme ve git artık. Hamile bir eşin var senin."

      Ron hamilelik konusu açılır açılmaz sırıtmaya başladı. "Var, değil mi? Merlin, gerçekten var. Baba olacağım. Hala inanamıyorum."

      "Aynen öyle. Mini Granger-Weasley'yi bekletmesen iyi edersin."

      "Pekala," diyerek koltuktan kalktı ve kapıya yöneldi. "Bir saat sonra Barnes'tan eve gidip gitmediğini öğreneceğim. Ona göre."

      "Tamam, tamam, iyi geceler."

      "İyi geceler, dostum."

      Ron odadan çıktığında Harry birkaç dakika kendi halinde oturmaya devam etti. Ardından fazlaca bunaldığı için odadan çıkıp büroda turlamaya başladı. Ginny ile boşandığından beri zamanının çoğunu burada harcıyordu. Gerçi boşanmadan önce de farklı sayılmazdı. Savaştan sonra Ron'la birlikte normalden çok daha kısa süre içinde Seherbaz olmalarına izin verilmişti. Voldemort'u yenen kişi olunca kimse ona üç yıl eğitimi zorunlu tutmamıştı haliyle. Hatta bakanlık Harry'nin işe gönüllü olmasından oldukça memnun kalmıştı.

Hello, PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin