Harry bakanlığa girdiğinde keyfi oldukça yerindeydi. Aklına gece geldikçe kendi kendine sırıtıyor, gördüğü herkesi selamlıyordu. Bu alışıldık bir durum olmadığı için diğerlerinin garip bakışlarına maruz kalıyordu.
Seherbaz Bürosu'na ulaştığında Ron ve Hermione'yi konuşurken gördü ve onlara ilerledi. "Günaydın," dedi keyifle ve Hermione'ye sarıldı.
"Günaydın, Harry. Nasılsın?" diye sordu Hermione.
"İyiyim," dedikten sonra geri çekilip parmağını Hermione'nin göbeğine koydu. "Benim minik, tatlı yeğenim nasılmış?" Parmağını çektikten sonra dönüp Ron'a sarıldı. Sırtını pat patladıktan sonra geri çekilip yanağından öpüverdi. "Sana da günaydın, dostum. Ben odaya geçiyorum, işin bitince gel şu planı halledelim. Görüşürüz, Hermione."
"Görüşürüz," dedi Hermione, şaşkınca sırıtıyordu.
"Bu neydi şimdi?" diye sordu Ron, yanağını silerken. "Kafayı mı yiyor?"
"Bana sadece keyfi yerinde gibi geldi. Bu iyi bir şey."
"Ya da çok kötü bir şeydir," dedi Ron. "Onu huysuz görmeye alıştım."
Harry uzaklaşırken arkasından onu izliyorlardı. Koridorun sonunda sesini duydular. "Günaydın, Barnes! N'aber?"
"Yok," dedi Ron. "Bir şey var. Neyse, ben öğrenirim."
Harry odaya girdikten on dakika sonra Ron gelmiş, sorgulayan bakışlarıyla onu incelerken bir şey sormamayı tercih etmişti.
"İyi haber," dedi koltuğa otururken. "Yemi yutmuşlar. Şu dükkandaki adam baykuş alıp duruyormuş dünden beri."
"Güzel," dedi Harry. "Bugün yarın çözülür o halde."
"Malfoy'a söylemiyor muyuz hala?"
"Gerek yok. Yardım edeyim derken sorun çıkarır şimdi, bilmesin. Gerekirse söyleriz."
"Robards sadece buna odaklanmamızı istediği için başka görev de alamıyoruz," dedi Ron. "Bir an önce çözülsün de Malfoy hayatımızdan yeniden çıksın."
"O kadar da kötü değil," deyiverdi Harry. "Yani bir zararı dokunmadı, değil mi?"
Ron kaşlarını kaldırdı. "Dokunmadı ama çevresinde olmak negatif enerjiyle dolmak için yeterli değil mi?" Aslında Draco'nun hayatından çıkıp çıkmaması umurunda değildi Ron'un, sadece yem atmaya çalışıyordu.
"Bilmem," dedi omuz silkerek. "Fark etmedim."
"Gerçi siz iyi anlaşıyor gibisiniz," diye bir kez daha şansını denedi Ron.
"Kötü anlaşmıyoruz diyelim."
"Hı-hı, dün Malfoy'a gitmişsin. Çocuklar söyledi. Onları gönderip görevi devralmışsın."
"Evet." Harry başını önündeki kağıtlardan kaldırıp Ron'a baktı. "Sorguya mı çekiliyorum?"
"Yoo, merak ettim sadece." Gözlerini kıstı. "Ne yaptınız?"
Harry başını bir kez daha öne çevirip kağıtlara bakarken, "Hiç," dedi. "Sohbet ettik." Yalan sayılır mıydı? "Çay falan içtik."
"Harry," dedi Ron ciddiyetle. "Ne yaptığının farkındayım."
"Hı?" Harry endişeli bakışlarını Ron'a çevirdi. "Şey, dostum-"
"Altıncı sınıfa döndüğünün farkındayım," diye sözünü kesti. "Ona şüpheyle yaklaşıyorsun, anlıyorum ama bu sefer kurban o, suçlu değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hello, Potter
FanfictionHarry Potter üç yıldır Seherbaz olarak çalışmaktadır. Bakanlığa gelen, bir büyücünün saldırıya uğradığı ihbarıyla olay yerine gider. Saldırıya uğrayan büyücü Draco Malfoy'dan başkası değildir. Harry ve Ron olayı çözmek üzere görevlendirilirler. Kimi...