Medya ile okursanız sevinirim.
'Bilmiyorum Taehyung. Bilmiyorum."
*Sen bilezssen kim bilecek hyung."
'Onu da bir zahmet sen düşün."
Jimin'den
Hiç uyumamıştım. Jungkook'a birşey olma düşüncesi beni delirtiyordu. Artık ağlamıyordum. Sadece gökyüzundeki ayı seyrediyordum. Üstümde ne bir hırka vardı ne de bir battaniye. Üşüdüğümü hissetsemde soğuğun iliklerime işlemesini istiyordu. Bu iyi hissettiriyordu.
Kendime binlerce kere soruyordum. 'Bu kadar mutluyken niye bir anda kötüleşti?' Ve her zamanki gibi elim boştu. Onu özlüyordum. En son 2 yıl önce küsmüştük. Birdaha kaldırabileceğim bir şey değil onun bana soğuk davranması.
Gecenin soğunu kalbime kadar işletirim ama onun soğukluğu beni bitirir.
"Özlüyorum seni Jungkook. Sana aşık olamam yüzünden kendimi asmak istiyorum. Lütfen beni affet tavşan."
Jungkook'tan
^Beni özlediğini biliyorum. Jimin. Bana aşık olamassın ama beni sevebilirsin. Bana sahip çıkabilirsin. Bana umut verebilir, beni sevindirebilirsin. Her hastalandığımda bana yardım edebilirsin. Bir gülüşünle içimi ısıta bilirsin. Tek bakışınla beni kendine aşık edebilirsin."
Balkondan bana baktı. Gine o minik damlalar düştü yuvalarından. Eve girdim. Gine acı içinde olduğum ama güzel anıları koktuğu eve. Yukarı çıktım. Odaya geldiğimde derin bir nefes aldım ve gülümsedim.
Odaya girdim. Jimin arkasını döndü ve gözleri kısılana kadar gülümsedi. Gine kendimden geçmiştim.
Bana doğru geldi ve bana sarıldı.
"Lütfen bidaha böyle birşey olmasın."
^Tamam."
Benden ayrıldı.
"Bana söz ver."
O küçük serçe parmağını bana uzattı.(🤙bunun gibi bişi) Ve bende uzattım.
*"Söz veriyorum."*