"Yah hocam ben hiçbir şey anlamadım."
"Neyi anlamadın, Jisung?"
"Anlattığınız hiçbir şey anlamadım."
"Jisung ilk başta sorabilirdin. Şimdi dersimi senin gibi bir öğrenci için harcaya-"
Zil çalmıştı. Hoca bana sinirle bakarken diğerleri gülüyordu. Hoca dışarı çıkarken Felix yanıma gelmişti.
"Jisung sen hayatım da gördüğüm en iyi insansın."
"Biliyorum, Fel-"
"Bayanlar ve gay olan beyler,"diye söze başladı Soo Bin. "12. sınıflardan Lee Minho 11. sınıflardan birini seviyormuş."
"Bu kızı dinlediğime inanamıyorum. Banane kimi seviyorsa sever."
"Öyle deme, Jisung. Belki de sensindir."
"İnşallah değilimdir."
"Neden Jisung?"
"Çekemem. Bir de benden büyük. Yok almıyım ben. Hem beni kim sever ki bu okulda? Burdaki herkese göre kötü çocuğum ben."
Felix buruk bir gülümseme sundu bana. Aldatılmak. Her ilişkinin sonu.
Bana göre öyleydi. Birkaç defa aldatılmıştım."Jisung ve Felix,"dedi yanıma gelen Jeongin. "Kantine gidelim."
"Benim ufaklığım kantine gitmek istiyorsa gideriz."
Jeongin bizim alt sınıfımızdı. Birlikte kantine gitmiştik.
"Evet Jisung hyung sıraya girip bize çikolatalı süt alsana."
"Ama Jeongin." Beni dinlemeyerek masaya geçtiler. Oflayarak sıraya girdim. Arkamda hissediğim hareketlilikle oraya döndüm. Lee Minho.
Gülerek bana bakıyordu. Göz göze gelmemizle kafamı çevirdim. "Han Jisung utanıyor mu?"
Ona bakmadan konuştum. "Bayağa utandım şimdi. Sen ne yaşıyorsun mankafa."
"Kaba oluyorsun, Jisung."
"Sussana Minho."
"Minho mu? Senden büyüğüm bana hyung demen lazım."
"Minho su-"
"Minho hyung."
"Tanrım sabır ver."
"Evet duyamadım."
"Minho hyung."
"Ya da sen bana hyung deme. Vazgeçtim ben ya."
"Tanrım." Derin bir nefes aldım. "Lan sus!"
"Ya ama niye ki?"
"Bak benimle taşak geçmek için organ nakli yaptır."
Koduğum lafla yüzü düşerken bende iki tane çikolatalı sütümü almış ve çocukların yanına gidiyordum."
Minho
Ne kadar harika? Laf soktu şimdi de gidiyor. Hızla bizimkilerin yanına gittim.
"Ne bu hal,"dedi Changbin. Derin bir iç çektim. "Neden bu kadar sinirlisin?"
"Jisung,"dememle Chan bana uzun bir süre baktı. "Nolmuş o asiye?"
"Bana harika bir laf soktu."
"Kanka,"diyen Hyunjin'e döndüm. "Arkan acıyor mu?"
"Ne?"
"Hani lafı fena sokmuş ya ondan şey ettim."
"Hyunjin sen bir daha şey etme."
"Oppa." Bu sürtüklerin gelmesiyle her şey tam olmuştu. "11. sınıflardan birini sevdiğin doğru mu?"
"Evet."
"Oppa~ kim peki?"
"Sizin gibi sürtükler olmadığı kesin. Şimdi uzayın."
Chan bana baktı sonra Jisung baktı. "Onu seviyorsun dimi?"
"Sen... nasıl?"
"Çok belli uğraştın tek 11. sınıf."
Kafamı eğdim. O kadar belli mi ediyordum? Chan tekrar konuşmaya başladı. "O çocuk tehlikeli. Nasıl sevebildin?"
Omuz silktim. Istediğimi severdim Sanane be.
"Bak,"dedi eliyle Jisung'un oturduğu masayı gösterirken. 12. sınıflardan Joon Seo'nun Jisung'u omzundan ittiğini gördüm. Konuşmaları buraya kadar geliyordu.
"Bakın burda kim varmış? Han Jisung. Başka bir değişle zavalı küçük Sürtük."
Jisung
"Bakın burda kim varmış? Han Jisung. Başka bir değişle zavalı küçük Sürtük."
O az önce bana sürtük mü demişti? Evet. Evet, öyle demişti.
"2 gram beyni var onuda bana laf sokmayla harcıyor kıyamam."
Sinirden kıpkırmızı olmuştu. Elini omzuma koydu. "Hadi ama Jisung acıyorum sana."
"Çek elini kolunu, sikerim soluk borunu."
Ayağa kalmıştım. Gitmeye yeltendiğimde kolumdan tutup tekrar önüne getirdi. Ama ben bu çocuğu döverim.
"Hadi ama Sürtük, bir gece bana gel eğlenelim."
"Eğlenelim canım lafı olmaz."
Joon Seo'nun burnuna kafa atmamla geriledi. Sırıtarak ona bakıyordum. "Akşama gerek kalmadı bence ben şu an çok eğleniyorum."
Etrafıma baktım. Herkesin bana baktığını görünce direk yüzümdeki sırıtmayı sildim.
"Seni küçük Sürtük."
O yine bana sürtük demişti değil mi? Seni burda sikmezsem... Yüzüme yumruk atmasıyla geri gittim. Elini dudağıma götürdüğümde kanadığını gördüm.
"Sözlerde oruspu oldu tıpkı senin gibi. Ondan dolayı sözüm yok sana."
Joon Seo'nun karnına tekme attım. Yere çıkmasıyla üstüne çıktım ve yumruklamaya başladım. "Sürtük ha? Bir de bana demek?"
Üstünden kalktım ve etrafıma baktım. Kızların hayran dolu bakışları ve Minho'nun attığı bakışları gördüm. Arkamda duran Felix'in suyunu alıp Joon Seo'nun önünde diz çöktüm. Elimdeki suyun kapağını açıp içindeki suyu kafasından aşağıya bosaltım.
"Günaydın, Joon Seo. Bu arada arkamdan konuşanlar arkamda takılmaya devam etsinler."
Ayağa kalkmamla o gıcık karının sesini duymam bir oldu. "Han Jisung odama gel."
Minho
Çek elini kolunu sikerim soluk borunu.
Sen nasıl birisin, Han Jisung? Chan bana 'ben nededim moruk' bakışlarını atıyordu.
"Ben,"dedi Hyunjin. "O çocuktan korkmaya başladım."
"Ben de."diye karşılık verdi. Changbin. "Niye korkuyorsunuz ki?"
"Tanrım,"dedi iç çeken Chan. "Tehlikeli ve sinirlendiği kişiyi öldürebilir."
"Onu değiştirebilirim."