Henüz 10 yaşındaydım ailemin zoruyla bir lunapark ta çalışıyordum. yaz kış bayram seyran demeden. annem yatalak bi hastaydı 6 tane üvey kardeşim vardı. içlerinde Hafize anamdan olan tek çocuktum. bu yüzden ne abilerim ne üvey babam nede üvey ablam seviyordu beni...
tabi ki de bunun zorluklarını çok çektik 5 tane abim ve babam dururken 10 yaşından beri bitek benim çalışmam açıkçası çok acıtıyordu canımı. babam okula göndermiyordu beni çünkü eğer okula gönderirse abilerimden biri veya babam çalışmak mecburiyetinde kalacaktı. o yüzden okuyamıyordum sabah 12 den gece 2 ye kadar çalışıyordum günlük 20 lira alıyordum birde annemin özürlülük maaşı ve babamdan kalan iki katlı evimizden gelen kira başka bir gelirimiz yoktu. gece eve gelince kapıyı üvey babam açar ve tüm parami alırdı ne bana kıyafet alırdı nede başka birşey. yemek te yedirmezdi evde anca işte yediğim iki öğün yemek kışın lunapark kapalı olurdu o yüzden kışın da bir pastane de çalışırdım. Kısacası çok şanssız bir çocuktum. Herzamanki gibi yine bir sabah uyaniverdim. Elimi yüzümü yıkadım. Annemin kahvaltısını hazırladım yumurta peynir süt...
Odaya girdim annemi yanağına bir buse kondurarak uyandırdım kahvaltısını yedi sonra ihtiyaçlarını gördüm ve bu sefer üvey ailemin kahvaltısını kurdum hepsini hergün tek tek uyandırmaktan çok yorulmuştum. Keşke hiç üvey babam olmasaydı ama oldu işte yapacak fazla birsey yok. Bundan tam 9 sene önce babam trafik kazasında hayatını kaybetmiş. Henüz ben 1 yaşındayken ne annemin ailesi nede babamın ailesi kabul etmemis benle annemi. annemde bana bakamayacağını düşünerek evlenmiş üvey babamla gerçi ona baba demek istemiyorum ama zorla diyorum işte. Üvey ailemde uyandı işte yemeğini yiyip televizyon izlerler.
Bi an annemin ilaçlarının bittiğini fark ettim koşa koşa babamın yanına geldim para vermiyecegini biliyorum ama dayak yiyecegimi de bilsem ısteyecegim dedim ve bi an hırsla kendimi babamın yanında buldum.
"Baba bana birazcık para verirmisin? Borç olarak annemin ilaçları bitmiş" dememle yüzüme yediğim tokat bir oldu aglaya aglaya annemin yanına koştum anneme söyledim bir an gözleri doldu ama bana belli etmemek için ağlamadı. İşe gittim çıkış saatlerine doğru bakkal amca dan babamı aradım "baba annem çok hasta ne olur izin ver bugün ki maaşımla anneme ilaç alayım. He nolur izin versen"
Dedim babam telefonu Hayır diyerek yüzüme kapattı.
Olsun ne olursa olsun kafama takmıştım anneme o ilaçları almam lazımdı ucunda ölümde olsa o ilaçları alacaktım patron babamın arkadaşıydı belki o verir diye ondan 10 lira fazla istedim borç olarak ne olurdu sanki verse oda vermedi ama ne kıymetli şeymiş şu para denen şey hep hayalini kurarım eğer ilerde çocuğum olursa ona böyle davranmayacağım diye.
Üvey babamın bana yaptıklarını ben çocuklarıma yapmayacağım diye.
Çıkışta nöbetçi eczaneye gittim direk ilaçları aldım 2 lira para kaldı cebimde babama ne diyecektim bende bilmiyordum pek iyi şeyler olmayacağı kesindi ama. Eve doğru titreyerek koşar adımlarla gidiyordum gecenin bu saatinde 10 yaşında bi cocuk tek başına caddeler ıssız sokaklar derken eve vardım. Yine kapıyı açan kişi babamdı sert bakışlarla
"Niye geç kaldın" dedi titreyen bedenimle hiçbir şey diyemeden ağlamaya başladım hemen parayı sordu ceplerimi karıştırdı ve iki lirayı çıkarıp suratıma fırlattı " bune yusuf bune diğer paralar nerde? "
"İlaç aldım baba anneme annem çok hasta ilaçları icmesse ölecek senin kumar hayatın senin içki zevkin onun hayatından daha mı önemli He daha mı önemli ya o ölürse nolcak öbür dünyada hesabını verebilecek misin? " bunun sonu belliydi yanılmamıştım da beni yine dövecekti kaçış yolu yoktu abimler hemen seslere uyandı bana gülmeye başladılar hepsi birlikte bi anda annemin ağlama seslerini duydum koşa koşa annemin yanına gittim belli ki konuşmaları duydu ve ağlayarak sarıldım ona "oğlum yapma kavga etme şu adamla ilaç ta alma bana zaten bugün yarın ölücem bari sen kavga etme şu adamla"
Aglaya aglaya "deme öyle anne ölmiceksin sen" içerden babam bağırdı "Yusuuuuuuf" evet çok korkuyordum ama bunu anneme belli etmedim ilaçlarını verdim ona sonra öperek yanından uzaklaştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Göklerin Titreyişi
Non-FictionHenüz 10 yaşındaydım ailemin zoruyla bir lunapark ta çalışıyordum. yaz kış bayram seyran demeden. annem yatalak bi hastaydı 6 tane üvey kardeşim vardı. içlerinde Hafize anamdan olan tek çocuktum. bu yüzden ne abilerim ne üvey babam nede üvey ablam s...