17

386 33 27
                                    


Sunoo'dan:

Kolumu dayadığım kapıyı tekrar çaldım, "Niki, gireceğim. Haberin olsun." Yavaşça kapıyı aralayıp içeri girerken yabancısı olmadığım odaya göz attım hafif dağınıktı ama genel olarak düzgündü. Heeseung hyungun sınavları olduğu zaman odaya adım atamıyordum. Yerdeki kurulu televizyona bağlanmış switchin açık olduğunu gördüm, yatağında ölmüş gibi gömülü yatan Niki'ye baktım.

Beni görmezden geldi. Normalde direkt odayı toplamaya başlardı, sadece televizyonun yanında durduğum için tesadüfen gördüğü bir nesneymişim gibi davranıyordu. Yanına doğru gidip yatağının ayak ucuna oturdum. Oturunca nevresimin yeni değiştirildiğini fark ettim, geleceğimi söylediğim zamanlarda yatağında oturduğumuz için değiştirdiğini biliyordum. Umursamıyormuş gibi davransa da nevresimini değiştirmişti, benim için iyi haberdi sanırım.

Sırtını duvara dayamıştı her zamanki gibi, yatakta yanına doğru giderken dizinden tutunduğumda tekrar bana baktı. Garip bir şekilde çok derin bakıyordu niye böyle baktığını anlayamıyordum, "Niye öyle bakıyorsun?" Tam dibine yerleşip onun hafif kendine çektiği ayaklarının aksine ben ayaklarımı uzattım. Televizyondan gelen oyun seslerinin arasından, "Sadece duygularıma değer misin diye düşündüm." dedi.

Dediği cümleyi duyduğum saniyede yüzümdeki gülümseme solmuştu. Niki'nin cidden bana kırıldığını yeni anlıyordum. Bunu böyle bitirmek istemiyordum. Onu bu şekilde kaybedemezdim.

Niki'nin yüzünü yanaklarından kavradığımda şaşkın ördek yavrusuna dönmüş bana bakıyordu. "Niki... Beni dinle. Gözüm senden başkasını görmüyor benim." Gözleri dediğime tepki verdi ama kollarımı ittirip cevapladı, "Kandırma beni." Tam olarak uzatmadığı ayaklarını itip, bir bacağımı üzerinden diğer tarafına atıp kasıklarına oturduğumda Niki donup kalmıştı.

Elindeki konsolu alıp yere doğru attığımda gözleri beni resmen delip geçiyordu. Gri hafif düşmüş eşofmanının üstüne bir şey giymediğine pişman olduğuma emindim, çıplak vücudundan gözlerimi çekip yakışıklı yüzüne bakışlarımı sabitledim.

"Sunoo, ne yaptığını farkında mısın?" Donuk bir ifadeyle söylediğini yanıtsız bıraktım, "Benimle konuş."

Sinirli göz bebekleri beni bulduğunda şimdi konuşma zamanı olduğunu anlamıştım, "Ne dememi bekliyorsun? Geçen haftaya kadar sevgilin varsa niye üzerimdesin, benim iznim olmadan beni altına alabileceğini mi sanıyorsun?" Kollarımdan sıkıca tutup beni kendine bastırdığında yaptıklarımın sonucunu görmemi istermiş gibi sertliğini hissettirmişti.

Neden Niki ile benim Jake ve Jay hyung gibi olamayacağımızı tekrar anladım, çünkü Niki öyle yapmıyor gibi davransa da kin tutuyordu ve ben akıllanmayan tiplerdendim.

Ellerimi çıplak göğsüne bastırıp üzerine eğildim, "Niki, sana yemin ederim ki gözüm senden başkasını görmüyor. Herkesten farkın bu, onlar beni isterlerken ben seni istiyorum. O kadar uzun zamandır istiyorum ki, bilemezsin. Kafamın karışmasına yetecek bir süreydi, hataydı." Kulak memesini dişlerimin arasına aldım, yavaşça dilimin arasında küpesini gezdirip, emdiğimde göğsünde olan ellerimi sıktı. Kafamı boynuna yerleştirdim, onu koklarken konuştum. "Senin kokun gibi hiçbir şey yok."
Ellerimi elmacık kemiklerinde gezdirip yüzüne çıkarttım. Dudaklarına yakınlaştığımda Niki bana üstten bakıyordu, kendini inanılmaz sıktığını yeni farkına varmıştım. Sevdiği adam üzerine kıpırdanıp duruyordu, yerlerimiz değişmiş olsaydı şimdiye kriz geçirmiştim.

Gözlerindeki bakış beni korkutuyordu, çok derindi. Biraz önceye kadar kontrol bende diye düşünürken şimdi Niki'ye muhtaç hissediyordum. Bakışına, dokunuşuna, öpüşüne muhtaçtım. Söylediği sözlere, sevgisine muhtaçtım.

nargile kafe | jaykeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin