Hangi Yazdığım Hikayeme Çok İlgi Olursa Ona Devam Edip Bölüm Yazıcam. İyi Okumalar🔥
Çok heyecanlıydı genç kadın. Birazdan sevdiği adama çok güzel bir hediye verecekti. Ona, ikisinin parçasını hediye edecekti. Çok mutluydu. Sok kez baktı kendine aynada. Melekleri andıran yüzü, gelinliği anımsatan beyaz uzun elbisesi ile tıpkı cennetten gelmiş bir huri gibiydi. Uzun dalgalı kızıl saçlarını ise açık bıraktı ve şelale misali omuzlarına döktürdü. Beyaz topuklu ayakkabılarını da giydi ve işte hazırdı. Çıktı odadan aşağıya indi. Masayı zaten hazırlamıştı. Hastaneden gelince mutfaktan hiç çıkmadı ve çeşit çeşit mezeler, yemekler yapmıştı. En son salonda ki büyük masayı donatmıştı yemekler ile. Elinde ki ultrason kağıdını masaya adamın oturacağı yere koydu.
Uzun bir bekleyiş başlamıştı şimdide. Saatler geçiyordu. Zaman tükeniyordu bugün için. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Ama hâlâ gelmedi Karan. Gül oturduğu koltuktan masaya baktı muhtemelen yemekler soğumuştu. Umudu tükeniyordu Gül'ün. Anlaşılan Karan gelmeyecekti. Tam o anda kapı sesi duydu. Ayağa kalktı ve kapıya doğru döndü. İşte sevdiği adam gelmişti.
Uyuşuk halde açtı kapıyı Karan. Anahtarı gelişi güzel attı bir kenara. İçkili olduğu her halinden belliydi. Başını kaldırdı ve hissiz gözlerle baktı sevdiği kadına. O gözlerde umut vardı. Hayat vardı. Aşk vardı. Ama adamın gözlerinde ölüm vardı.
Yavaş adımlarla salona geçti.
"Niye yatmadın hâlâ?" Dedi Karan bardağına viski doldururken.
"Seni bekledim."
"Sana bekle diyen oldu mu?"
Gül şaşkındı. Bugüne kadar onunla yüksek sesle bile konuşmayan adam, şuan bağırıyordu. Sebebini bilmiyordu ama tahmin edebiliyordu. İşlerinde bir sorun vardır diye düşündü. Ve alttan almaya karar verdi.
"Bekle demedin ama ben beklemek istedim." Yüzüne bir gülümseme ekledi ve yaklaştı sevdiği adama. "Aç mısın? Gerçi yemekler soğudu seni beklerken ama istersen ısıtırım hemen."
Gül masaya yaklaştı tabakları almak için. Karan ondan önce davranıp masanın örtüsünü tuttuğu gibi yere çekti. Herşey yerle bir olmuştu. Gül istemsiz şekilde küçük bir çığlık attı. İki eliyle ağzını kapattı şaşkınlık ile izledi olanları.
"Senden birşey isteyen oldu mu lan! Sen kimsin de bana karışıyorsun? Kimsin lan sen? Kim!" Deli gibi bağırıyordu. Elindeki içki dolu bardağı bir dikişte içti ve kadının arkasında ki duvara fırlattı.
Gül ağlayarak çöktü yere. Sessiz sesiz ağlıyordu sadece. Titrek sesiyle konuştu. "Ne oldu Karan? Niye böyle yapıyorsun?" Hıçkırıklar arasında zor konuşmuştu.
"Bıktım, sıkıldım artık senden. Evimde olmandan, yatağımda olmandan bıktım, anladın mı?"
"Ne diyorsun Karan? Biz birbirimizi seviyoruz."
"Sen kimsin de seni seveceğim. Sen bana layık mısın? Haddini bil ,kızım. Haddini bil. Sen bir hayat kadınısın. Geldiğin yeri ne kadar çabuk unuttun!"
Afalladı Gül. Aylardır gözünün içine aşkla bakan adam değildi karşısında ki yabancı. Unutmak istediği, kaçtığı geçmişini bir tokat misali vurmuştu yüzüne Karan. Nefret ediyordu ondan. Hem de ölesiye nefret ediyordu.
İçinden bir kez daha lanet etti kendine, Karan. Sevdiği kadına bunları yaşattığı için nefret ediyordu kendinden. Ama elinden birşey gelmiyordu. Mecburdu buna. Gül'ü kendinden soğutmak zorundaydı. Bir hışımla ayağa kalktı Karan. Yerde çökmüş bir vaziyette ağlayan kadının kolundan tuttuğu gibi sürükleyerek kapıyı açıp attı dışarı.
"Defol! Nereden geldiysen oraya git. İstemiyorum artık seni. Defol git buradan!" Kırarcasına kapattı kadının yüzüne kapıyı. Çöktü kapının arkasına ağlamaya başladı adam. Böyle olsun istememişti. Ama mecburdu.
Usulca vurdu kapıya Gül. Söylediği sözler çok ağırdı. Ama işte seviyordu bu deli adamı. Seviyordu çocuğunun babasını. Bir eli karnında bir eli ise kapıda yasladı başını kapıya. Sanki hissetmişti Karan'ın orada olduğunu. Son kez gururunu ayaklar altına alıp seslendi sevdiği adama.
"Seni çok seviyorum Karan. Geçmişimi değiştiremem ama gele... ceğim sen ol isti...yorum."
Uzun bir sessizlik oldu iki tarafta da. Gül yavaşça kalktı yerden. Yürümeye basladı. Topuklu ayakkabılarını çıkardı bir kenara koydu. Yürümesini zorlaştırıyordu. Çok şiddetli yağmur yağıyordu. Henüz iki adım atmadan sırılsıklam olmuştu bile. Ama duramazdı artık burada. Gidiyordu. Karnında sevdiği adamdan bir parça ile ayrılıyordu, paramparça bir şekilde. Gözyaşları yağmurun suyuna karışmış meçhule akıp gidiyordu. Gecenin bir yarısı karanlık yolda bir başına ölüme yürüyordu kadın. Bitkin bir haldeydi. Arkadan gelen korna sesine bile duymuyordu. Yağmurun şiddetinden kontrolünü sağlayamayan araba maalesef ki çarptı genç kadına.
Karan kalktı yerden. Salona geçti. Az önce iç savaşın yaşandığı yere baktı öyle boş gözlerle. Kırılmış tabaklar, dökülmüş yemekler, yerle bir olmuş bir beden ve darmadağınık bir Karan...
Bir şey ilişti gözüne adamın. Bir kağıt sanki. Yere düşmüş. Aldı eline kağıdı. Açtı baktı. Önce anlamadı ama biraz kafasını toparlayınca düşündü. Bu bir ultrason kağıdı idi. Ve Gül'e aitti. Yani bu demek oluyordu ki Gül, sevdiği kadın...hamile miydi?
&EMİNE&
02.01.2020
(02:01)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKTAN SABIKALI
Fiksi UmumAŞK BAZEN ANSIZIN GELİR. BELKİ DE ÇOKTAN GELMİŞTİR AMA BİZ FARK ETMEYİZ. "HERHANGİ BİR ÇALINTI VEYA ALINTI OLURSA HUKUKİ İŞLEM BAŞLATIRIM O KİŞİ HAKKINDA. ÇOK CİDDİYİM YAPARIM."