Kendinle Yüzleşme

15 0 0
                                    

Lou 10. sınıfın ilk günü dolayısıyla heyecanlı hissediyordu. Okulda sosyalleşme sorunu olmasına rağmen sahip olduğu birkaç arkadaşını görmek için sabırsızlandığını seziyordu. Çantasını alelacele doldurup yürüyerek okula gitti ve sırasına oturup dudaklarını oynatmadan şarkı mırıldanmaya başladı. Yanında en iyi arkadaşlarından biri olan Roy belirdi ve Lou'nun sırasının yanına çantasını koyup yanına sokuldu. Lou onu gördüğüne sevindi ve yapmacık olmayan, içten bir gülümseme dudağına yayılarak Roy'a kolunu attı. Roy tebessüm etti,
-Lanet olası okuluna hoş geldin, diyerek boştan bir sohbet başlattı.
- Evet ben Avustralya'dayken neler yaptın anlatmanı istiyorum
Lou da asi bir sırıtış bıraktı,
-Benim gibi birinin nasıl bir yaz geçirmesini bekliyorsun? Fazla sıradan bir kişiliğe sahip olduğumu biliyorsun.
-Ah evet ama bazen de beni güzel şaşırtıyorsun. Ve aklıma takılmışken,
Roy'un sözü yarıda kaldı ve sınıf öğretmenleri sınıflarına giriş yaptı. Aradan birkaç sıkıcı ders saati geçtikten sonra öğle arasının başlayacağını haber veren zil çaldı. Bu yıl diğer arkadaşlarından sadece Roy ile aynı sınıfta olduğu için onunla daha baskın takılıyordu. Birlikte kantinin içindeki masaya oturdular ve unutmuş oldukları okul ortamına göz gezdirmeye başladılar. Lou sessizce iç geçirip söylendi,
-Bu kadar kalabalık alanlar içimi daraltmaya başlıyor, diyerek okul formasının bir düğmesini yavaşça araladı ve sıcaktan ileri geri salladı. Roy da şimdiden bezmiş mimikleri ile Lou'ya cevap verdi,
-Bu kalabalıkta için daralıyorsa konserlerde ne halt yemeyi planlıyorsun peki?
Lou afallamıştı,
-Onu o zaman düşünürüz. Daha toy olduğumu biliyorsun.
Gözlerini bütün görüş alanında gezdirerek önünden geçenleri teker teker inceliyordu.
Roy gözlerini Lou'ya çevirdi ve
-Lütfen unutma. Sesine herkes hayrandı, dedi.
-Kendimi övmeyi ve kendimin övülmesini sevmiyorum lütfen bunu yapmayı bırak. Ayrıca benim sahip olduğum sesi gözünde fazla büyütüyorsun. Hedefime ulaşmak için yeterli değil
-Ah lütfen ama Lou! diye mırıldandı Roy.
-Kendini küçümseme lütfen. İstediğin üniversitenin yetenek sınavını geçeceğine inanıyorum. Senin şimdiki seviyenden kötü söyleyen şahısların girdiğini biliyorum ben bu üniversiteye. Bir de sana güvenini kazandırabilirsek sen o üniversiteyi alt üst edersin, diyerek kıkırdadı
Lou Roy'un gülüşüne tepki vermedi çünkü gözlerini gezdirirken gözleri birine takılmıştı. Açık mavi ve uzaktan parlak bir yapıya sahip olan saçları vardı. Sert davranışları ince ve naif olan fiziğine uymuyordu ama ona gotik bir hava da veriyordu. Lou'nun gözüne takılmıştı çünkü geçen yıl onunla aynı piyano kursuna gidiyordu. hiç konuşmuşluğu yoktu ancak sürekli göz göze geliyorlardı. Lou Roy'un dürtüklemesi ile şimdiki zamana geri döndü ve afalladığı için kafasını sağa sola salladı. Roy meraklı gözlerini Lou'ya dikti ve tam o sırada ders zili çaldı.

__________________________________________________

Okul fazla sıkıcı ve iç daraltıcı geçmişti. Lou bütün enerjisini derslere harcamıştı ve o yüzden yorgunluk dolayısıyla ağzından soluyordu. Roy'un davranışları ona farklı gelmişti. Çocukluk arkadaşı olmalarına rağmen bugün normalden daha çok ilgilenmişti onunla. Lou bu davranışlara alışık değildi ancak pek de umursamayıp bu saçma konuları kafasından attı ve eve doğru yürümeye başladı.
Eve gelip birşeyler atıştırdıktan sonra ders çalışmayı düşünüyordu. Planını uygulayıp annesinin ona ayırdığı yemeği didikledikten sonra kendini kitapların arasına attı. Konsantrasyonu belirli bir süre hiç bozulmadan ders çalışmaya devam etti ancak ipek saçlı kız tekrar aklında dolanmaya başladı ve kızın, Lou'nun tamamen bilinç dışı gerçekleşen incelemesi sonucunda oluşan görüntüleri beynini kemirmeye başladı.

power of the PASSIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin