İlk günkü gibi monoton birkaç gün geçmişti. Genelde Lou, Roy ve yeni sınıflarından olan birkaç arkadaşı birlikte takılıyorlardı. Şimdiden sıkıcılaşmaya başlayan okul Lou'yu resmen depresyona sokuyordu ve Lou bu işe çözüm olarak piyano kursuna tekrar başlamaya karar verdi. Okulun ikinci haftasının ilk günü için planını yapmıştı. Okul çıkışı piyano kursuna gidip kaydını yaptıracaktı. Okula vardı ve en son katta olan sınıflarına yöneldi. Tam sınıfının olduğu koridora sapacakken anonim biri omzuna çarparak geçti. Lou elini omzuna götürdü ve ovarak omzuna gamsızca çarpan kişiye baktı. Göz göze geldiler ve Lou gözünü kaçırarak karşısındaki kişiyi süzdü. İnce bir vücudu vardı. Sert hareketleri dikkat çekiyordu. Kafasına geçirdiği kapşonu yüzünü gölgeler arasında bırakıyordu ancak yeşil gözünün parlamasına engel olmuyordu. Birkaç salise süzmesine rağmen anında kim olduğunu saptamıştı. Kapşonunun yanlarından sarkan ve parlamaya devam eden mavi saçları göze çarpıyordu. Kişi kaşlarını çattı ve kendisi çarpmamış gibi çemkirmeye başladı
-Dikkat etsene velet, omzum çıkıyordu!
Lou neye uğradığını şaşırdı ve şaşkınlığını gizlemek amacıyla o da kaşlarını çattı,
-Çarpan sensin kendine gel, diyerek omzunu ovalamaya devam etti. Kalbinin neden daha hızlı çarptığını anlamayarak Kızı es geçti ve Kız da söylenerek yoluna devam etti. O sırada arkadaşı kıza seslendi,
-Sylwia hadi gel. Seni bekliyoruz
Lou içinden geçirdi "demek ismi Sylwia ha?"
Sylwia arkadaşına cevap verdi,
-Geliyorum
Lou demin yaşadığını tekrar tekrar düşünürken sınıfına girdi ve ders boyunca tek aklından geçen bu olaydı.
______________________________Okul bu düşünceler arasında hızlıca bitmişti ve Lou sonunda kafasını dağıtacağı için heyecanlı ve monoton hayatına belki biraz da olsa eğlence katabileceğini düşündüğü için mutlu görünüyordu. Piyano çalmayı herzaman sevmişti ancak yine de seviyesini zorlayıp piyano hakkında daha çok terim ve bilgi öğrenmek istiyordu. Hızlıca piyano kursunun yolunu tuttu. Kurs şehrin hemen ortasında olduğu için Lou'nun okuluna da yakındı ve ulaşım konusunda Lou'ya zorluk çıkarmayacaktı. Lou kursun önüne vardı ve kapıdan girmeden önce iç geçirdi
"Eski zamanlardaki gibi ha?"
Kapıyı araladı ve içerdeki karmaşayı görünce burayı özlediğini hissetti. Burası eskiden ikinci evi gibiydi. İçeri girdiği anda kendisini bekleyen öğretmenini gördü ve gördüğü anda sarılmak için yanına hızlıca yaklaştı. Öğretmeni ile göz göze geldi ve öğretmeninin ağzına samimi bir gülümseme yayıldı.
-İkinci evine hoş geldin Loura
Bu sadece öğretmeninin söylediği bir takma isimdi ve onun böyle demesi Lou'nun hoşuna gidiyordu.
-Hoş buldum Mrs. Collie. Ortamdaki karmaşa bana nostalji yaşattı. Hiç değişmiyor değil mi?
Lou konuşurken kıkırdadı ve neşeyle sağa sola sallandı
-Değişmesini de istemiyorum zaten. Burada aldığım enerji bana gün boyu yetiyor ve senin gibi eski öğrencilerimi görünce zamanın nasıl akıp gittiğini anlayabiliyorum
Mrs. Collie'nin onunla bu şekilde samimi konuşması onu iyi hissettiriyordu.
-Kaydını tekrardan başlatacağım ancak ben bir hafta sonra yurt dışına gidiyorum. Yine de gelmek istersen ben yokken buraya bakan ve neredeyse senin kadar eski olan öğrencimle ders yapabilirsin. Belki onu hatırlarsın. Farklı görünüşü ile dikkat çekerdi.
Lou acıyla inledi ve kaşlarını çattı. İçinden kendi kendine söylendi
"keşke hatırlamasaydım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
power of the PASSION
RomanceBaş karakterimiz Lou bir görsel sanatlar lisesini nazik sesiyle kazanmış olup orada bir yılını geçirmiştir. Utangaç davranışları ancak yine de kişiyi etkisine alan tavrı sayesinde birkaç arkadaş edinmiştir ancak kendisine sorarsak aşk hayatı bir o...