1.Bölüm

48 11 2
                                    

  Karanlık Zifiri Karanlık Bir gece daha ne farkı vardı benim hayatımın bu karanlıktan ya da gece örtmüyor muydu bütün suçları karanlığıyla ? Peki ya karanlık gizler miydi her şeyi bütün suçları , kaybolmuş ruhları, siyaha gömülen hayatları ? acımasızdı gece ! Çünkü her şeyi Karanlığa boyardı affetmezdi bir bir  yüzüne vururdu hayatın, hayatının acı gerçeklerini. İnsanlar Neden korkuyorlardı karanlıktan ? Bir perdenin arkasına gizledikleri gerçekler gece olduğunda tek tek akıllarında yer edineceği  için mi ? yoksa tüm kötülüklerin gece ortaya çıktığını mı  düşünüyorlardı ? Boştu bu düşünceleri , çünkü karanlık insanın korkularıyla beslenirdi. o Korkular sayesinde büyür çoğalır sonra karabatak gibi içine hapsederdi  insanı ...

  Ama ben asla öyle olamazdım, çünkü ben adım gibiydim Gece'ydim .Gece vazgeçilmezdi benim için siyaha boyardı herşeyi . Hayatımı yüzüme vurur hiçbir şey saklamazdı benden . Bi insanın aklına hayatına dair herşey gece olduğunda geliyordu . Belki de bu yüzden bu kadar  aşıktım karanlığa ..
Ben gece olunca sorguluyordum hayatımı , olan ama aslında olmayan ailemi ,neden bi genç kız gibi mutlu olamadığımı , kaybettiğim yaşamama izin verilmeyen çocukluğumu ...

  ******

Yine çok oyalandığımı farkedip oturduğum banktan kalktım . Telefonumdan saate bakıp kapşonlumun şapkasını kapattım.  Ellerimi cebime sokup yürümeye başladım. saat 1.28 di. üç buçuk saattir sahilde bir bankta oturmuş sessizce düşünüyordum. Eve geldiğimde sessizce kapıyı açıp içeri girdim. Maddi durumumuz iyiydi , babam ünlü bir işadamıydı annem ise bir dernekte başkan. Kendi ailem diye söylemiyorum ki ortada bir aile yok acayip gösteriş para ve ün  meraklısıdırlar. Beni de pek sevdikleri söylenemez  hatta nefret ederler. Dudaklarıma buruk bir tebessüm yerleşti, bu evde bana iyi davranan bir Hatice Sultan vardı onu da bana Çok iyi davrandığı için 1 yıl önce kovmuşlardı. O da memleketine dönmüştü. Ama hala konuşuyorduk beni kızı gibi severdi Annemin bana göstermediği ilgi ve şefkati göstermişti hep. Odama çıkacağım sırada içerden babamın bana bağırması ile durdum. Adımlarım Salona çevrildi. yine başlıyoruz dedim içimden.

" Neredesin sen saat kaç oldu haberin var mı ?!"
donuk bakışlarımı yüzüne çevirdim. Ateş saçan gözleriyle benim masmavi gözlerime bakıyordu.

" çok mu umrunda ?"

söylediklerim onu daha da sinirlendirmişti. Ne yani ondan korkacağımı falan mı sanıyordu? alayla sırıttım.

"vermezsem ne yaparsın döver misin ? karanlık odalara mı kitlersin ?!"

Aniden attığı tokatla kafam sağ tarafa düştü . Nefretle gözlerine baktım .

"sakın bunu bi daha yapmaya kalkma anladın mı beni !"

Ruhsuz midemi bulandıran bi kahkaha attı.

"Yoksa ne yaparsın güzel kızım benim gibi sende beni mi döversin ?"

Yüzüne daha ne kadar alçalacaksın der gibi baktım . Evet istesem döverdim dövüş dersleri alıyordum ama ben asla onun gibi olmayacaktım .

"İstersem yapabileceğimi çok iyi biliyorsun !"

Annemin salona girmesi ile babamda olan bakışlarımı çektim.
Yine suratında ki nefret ve küçümseme ile bana bakıyordu .

"Yarın İzmire gidiyorsun ."

söylediklerini idrak etmeye çalışırken sinirle güldüm .

"sen ne dediğinin farkında mısın anne ?!"

Bi süre babama baktı . Artık dayanamıyormuş gibi bi tiksintiyle tekrar bana dönüp .

"Yeter ! ben senin öz annen değilim bıktım artık bu yalandan .
haluk ne yap et şu kızı yarın gönder burdan !"

salondan çıkışını şaşkın gözlerle izledim . Ne diyordu ? bütün bu dedikleri bi saçmalıktan ibaret olmalıydı ! evet kesinlikle sadece bi saçmalıktı ! Babamın gözlerinde gördüğüm nefret nefesimi keserken boğazıma koca bi yumru oturdu . Gözyaşlarım sessizce akarken güçlükle sordum

"Baba annem ne di-"

"Doğru söylüyor ! o senin öz annen değil , senin annen seni doğururken öldü ."

Ellerim titriyordu . Ayakta duracak gücü kendim de bulamıyordum . Duyduklarıma inanmak istemiyordum !

Bir kaç dakika olduğum yerde düşündüm . şimdi anlıyordum.. yıllarca kendime neden diye sormuştum , her seferinde bi cevap bulamamış sadece neden demiştim .
Şimdi bütün taşlar yerine oturuyordu . Gözlerimi yerden çekip babama baktım .

"Bu yüzden mi ? bana olan bunca nefretin , bitmeyen öfken yaşattığın o kadar şey .. Annem beni doğururken öldü diye mi ?"

Hırsla işaret parmağını bana doğrulttu .

"Erken doğum olmasaydı annen şuan yanımda olacaktı ! "

"Benim ne suçum va-"

"sus artık ! Tek kelime dahi duymak istemiyorum . Yarın sabah saat 8' de uçakla İzmire gideceksin orda annenin sen doğmadan önce sana aldığı ev var hiç bi eksik yok. okulunu kendin bulursun kredi kartı ile arabanı sonra göndericem . Bu evde daha fazla kalmanı istemiyorum istanbulda ayrı bi eve çıkamazsın basının gözü önünde olmayacaksın ben senin orda okumak istediğine dair bi açıklama vereceğim ona göre davranacaksın şimdi git."

Hiç bişey demeden odama çıktım.
Ne diyebilirdim ki zaten ? herşey hallolmuştu tüm planlar yapılmış geriye sadece benim bu evden bu şehirden bu hayattan gitmem kalmıştı ..

Alelacele valizlerimi hazırladım . Yatağa uzanıp dinmeyen gözyaşlarıma bide hıçkırıklarımı ekledim .

Ben istememiştim ki böyle olmasını . Keşke o doğum da ben ölseydim hiç tanımadığım annem yaşasaydı ! O Sever miydi acaba beni ? Yıllarca bi anne evladını neden sevmez diye düşünmüştüm .Aslında  Anneler evlatlarını hep severler , yani o kadın benim öz annem olsaydı eminim beni severdi ..

Hayat buydu işte ! önce sana toz pembe hayaller kurdurur,her gün  yeni umutlar verir sonra o hayallerini , umutlarını acımadan tek tek yıkardı. Senin elinde ise kırılmış umutların , kursağında kalan heveslerin ve yıkılmış hayallerin kalırdı . Aynı cam parçaları gibi yakardı canını . Belki de gitmek iyi olurdu benim için  bu evden , bu şehirden ,bu insanlardan burda göstermelik yaşamaktan sürekli bana nefretle bakılmasındansa İzmir'de tek başıma yaşamayı tercih ederdim doğrusu . Zaten beni buraya bağlayan ne vardı ki ? Hiçbişey!
Belki orası daha iyi gelirdi bana , kim bilir? sabah erken kalkacağımı hatırlayıp uyumaya karar verdim . Gerçi nasıl uyuyacaksam!  Alarmımı 06:00'a kurup telefonumu şarja taktım ve uyumaya çalıştım .

*******
  Alarmın sesi ile uyanıp elimi yüzümü yıkadım siyah kot pantolonumu ve mavi tişörtümü giydim. Eylül ayındaydık ve bi hafta sonra okullar açılacaktı, lise 4'de geçmiştim . Hazır olan valizlerimi şoföre almasını söyleyerek mutfağa indim canım hiç bişey yemek istemiyordu. Bir bardak su içip salona geçtim . Kimse yoktu burukça gülümsedim , giderken bile umursamamıştı ..
Bi kağıda 'keşke beni biraz olsun sevseydin baba!' yazıp televizyon ünitesinin üzerine koydum . Son kez eve baktım ve arabaya binip kulaklığımı taktım . 1 saat kadar sonra arabanın durması ile indim gelmiştik . şoför valizlerimi alırken bende kontrollerimi yaptırıp  uçağa geçtim . Arabam İzmire gönderilecekti , 17 yaşında olmama rağmen ehliyetim vardı . Babam sağolsun ! zaten bana yaptığı tek iyi şey maddi açıdandı. Uçağın kalkış anonsunu duyunca kemerimi takip arkama yaslandım sonunda gidiyordum burdan , İstanbul benim için sadece üzüntü ve hayal kırıklığından ibaretti . Uçağın kalkması ile gözlerimi kapattım.

  'Hoşcakal istanbul'

*******
  Merhaba umarım beğenerek okuduğunuz bi bölüm olmuştur.
Eksiklerim illa ki vardır çünkü amatör olarak yazıyorum ve bunun için özür dilerim ☺
Hafta da düzenli olarak 1 veya 2 bölüm paylaşmaya çalışacağım şimdilik görüşmek üzere😇💙

DENİZ FENERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin