Jack kollarını sıraya yaymış kafasını da kollarına gömmüş bir şekilde camdan dışarıda yağan yağmuru izliyordu. Şimdilik çiseliyordu ama her an hızlanacak gibi duruyordu. Bayan George'nin yalandan öksürmesiyle Jack kafasını kaldırıp tahtaya bakmaya başladı.Kafası çok karışıktı ve son zamanlarda aşırı dalgındı.
Zilin çalmasıyla hızlıca eşyalarını toplayıp derslikten çıktı. Koridorda dolabının olduğu yere giderken Finn'le göz göze geldi ama Finn onu görmemiş gibi davranıp dolabının bulunduğu yere yöneldi.
Jack sinirlenmişti Finn'de tuhaf bir şeyler vardı ve bu yüzden Jack'e karşı soğuktu. Yanına gidip konuşmaya karar verdi. Finn çantasını alıp okulun kapısına doğru ilerledi, Jack arkasından hızlı adımlara onu yakalamaya çalıştı.
Dışarıda çok sert bir şekilde yağmur yağdığını görüp kapıda kararsız bir şekilde beklerken Jack yanına geldi.
"Finn, senin sorunun ne?!"
Finn, Jack'e tuhaf bir bakış attı.
"Ne?"
Jack sinirlenip bir ayağını yere vurdu.
"Anlamamış gibi yapma Wolfhard! Sadie'yle çıkmaya başladığımdan beri bana karşı aşırı soğusun ve benden kaçmaya çalışıyorsun! Sadie'yle ayrıldım ve hala aynısın!"
Finn, bir süre Jack'in suratına anlamsızca bakıp okulun kapısından çıktı.
Jack gerçekten çok öfkelenmişti. Finn'in arkasindan koşup arkasından bağırdı. Daha çıktıkları bir dakika bile olmamıştı ama ikisi de sırılsıklam dı.
"Finn! Neden kaçıyorsun anlamıyorum! Ergenler gibi trip atmayı kes ve bana sorununu söyle!"
Jack, Finn'e birkaç adım yaklaştı.
"Finn lütfen, sen en yakın arkadaşımsın ve seni kaybetmek istemiyorum."
Finn gözlerini Jack'in üstünde gezdiriyor du. Islak haliyle çok yakışıklı duruyordu ve Finn onu öpmemek için kendini zor tutuyordu.Bu durumu daha da tuhaflaştırmamak için bu düşünceleri kafasından attı.
"S-sen de benim en yakın arkadaşımsın Jack."
Bunu söylerken samimi davranmak için uğraşmıştı.
Jack ona aniden sarılınca geriledi. Kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı ve tuhaf olmaması için Finn'in de ona sarılması gerekiyordu ama donup kalmıştı.
Jack tuhaflığı hissetti ama susup geri çekildi ve Finn'e gülümseyip oradan uzaklaşmaya çalıştı.
Sakinleşmeye çalıştıkça Finn'e sarıldığında burnuna dolan kokusu aklına geliyordu ve kalbi daha da hızlı atıyordu.
***
"Belki de ilk adımı sen atmalısın?"
Jack, Millie'nin söylediklerine abartılı bir kahkaha ile cevapladı.
"Dalga geçmiyorum. Kim bilir hislerine karşılık bulursun."
Millie, Jack'e anlamlı bir şekilde sırıtıyordu. Jack aniden Millie'ye döndü.
"Bir şey mi biliyorsun?!"
Millie sırıtışını büyüttü.
"Benim için pek bir anlam ifade etmiyor ama mutluyum."
Jack yerinden heyecanla kalkıp Millie'nin yanında yere oturarak ona yalvarırmış gibi baktı.
"Lütfen Millie, gerçekten küçük bile olsa bir şeyler bilmeye ihtiyacım var."
Millie gülümseyerek Jack'in yanaklarını sıktı.
"Sadece bir kaç adım at. Sonrası kendiliğinden gelir kuzum."
Ne kadar oldu buraya girmeyeli? :(

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ex love • FACK
Fiksi Penggemarfinnwolfhardofficial: eski sevgilimle sevgili olmakta ne Grazer? finnwolfhardofficial: en yakın arkadaşımsın sanıyordum.