"Hey.." Natasha'nın sesi kulağıma geldiğinde pencereden yağmakta olan güzel yağmura göz gezdiriyordum. Kadının ağzından acır gibi çıkardığı çatallanmış sesi görmezden gelmeye çalıştım, daha fazla konuşmaya başlayacağını bilmiyormuşum gibi.
Gözlerimi pencereden ayırmadım, belki de artık geçmişin acılarını tazeleyen bu binanın geriye kalmış tek iyi yanı gördüğü hoş manzaraydı. Dudaklarım gülümser gibi kıvrıldı, ne kadar acınasıydım. Natasha'nın ne diyeceğini az çok tahmin edebilmeme karşın sanki o suçluymuş gibi gözünün içine bakamıyordum.
"Tony, uyandı." dedi, kızıl kadın hızla. Bu sefer gözlerimi pencereden çektim, ne yapabilirdim ki? En son ettiğimiz insanlık dışı kavgadan sonra her şeyin normale binmesini mi bekliyordum? Öldüğünü sanıp hala sevmeye devam ettiğim adam öylece uzaydan gelmiş ve bana hak ettiğim hakaretleri sıralamıştı, ben de kalakalmıştım. Sonrasında o yere yığılınca ruhen mahvolduğumu biliyordum, biricik sevgilisi Pepper onu her daim teselli edecekken elimde hiçbir şey kalmamış olacaktı. Hala neden yaşıyordum onu bile bilmiyorum.
"Onu görecek misin?" Natasha'nın üstlemesi karşısında dudaklarımı kıstım, hayır, gitmeyecektim. Pepper'ın ellerinin sırf ben karşısında olacağım için Tony'nin vücudunda dolanacağını biliyordum. Sırf beni kıskandırmak için Tony'yi kullanacaktı, artık sözde ilişkimizin bir hiç ve onun sevdiği tek kişinin kendisinden ibaret olacağını göstermek istediğinden, elinden geleni ardına koymazdı.
Bakışlarımı Natasha'nın yeşil gözlerine diktim, onunla konuşmadığım için sinirlenmiş gibiydi ama kimseyle konuşmuyordum, beni neden kınadığını anlamam mümkün değildi.
"Tamam, konuşmayacaksın." Natasha kaşlarını yargılar gibi kaldırdıktan sonra arkasına dönüp odadan çıkmak için hareketlendi, bu sefer güldüm, eninde sonunda Natasha her zaman güvenebileceğin biri değildi.
Yağmurun sesi içimi az da olsa rahatlatırken kızıl kadının sesini yeniden duydum, "Böyle gidersen ne olacak biliyorsun değil mi? İçine kapanacaksın! En son olanlardan sonra bir şekilde devam etmeliyiz diyen sendin Steve ve-" Onun sesinin boğuklaştığını duyunca gözlerimi kapattım, ağladığını görmek istemiyordum.
Bir iki iç çekişten sonra cümlesine devam etti, "Ve sen bile böyle davranıyorsan gerçekten hiçbir ümidimiz kalmamış demektir."
-
Öncelikle merhabalar. Biliyorum daha bölüm atmadığım bir sürü kitabım var ama ileriki zamanlarda çalışma tempom hızlanacağından elimden geldiğince istediğim ficleri atmaya çalışacağım.
Bu hikaye kısa olacak, angst olduğunu tahmin edebilirsiniz. Kısaca Steve Rogers'ın Thanos evrenin yarısını yok ettikten sonra, tam olarak sinematik evrene uyulmadan, yaşadıklarını anlatacak. Daha psikolojik bir kitap olacağını söylememde fayda var.
Bu arada size tavsiyem bu kitap genelde Steve Rogers dilinde devam edeceği için onun düşüncelerini yansıtacaktır, bu yüzden bazı konularda onu savunmayabilirsiniz veya farklı hislere kapılabilirsiniz. Dediğim gibi bu kitap psikolojik.
Bana sinirlenebilirsiniz yine mi acı diye ama sonuçta hepimiz dramdan besleniyoruz biliyorum sizi ;)
Hikayede İç Savaş ve Infinity War yaşanmış olacak fakat aradaki bazı detaylar veya karakterlerin özellikleri değişim gösterebilir, tamamen bağlı kalınacağını söylemem mümkün değil.
İyi okumalar.
(bu kitap acı verecek..)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘭𝘰𝘯𝘦𝘭𝘺 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺
Fanfiction"Sen, Steve Rogers, bana ihanet ettin! Benim güvenimi alıp ellerinle parçaladın ve bundan sonra hayatımın en ufak bir kısmında bile yer almayacaksın!" diyerek öfkeyle bağırındı, Tony. her şey bitmişti, Thanos tamamıyla kazanmıştı ve herkesin devam...