blue side•fixin'

389 66 102
                                    

"Dört yıldır ilk defa benden bu kadar uzun süre uzakta olacaksın Yoongi." Dudaklarını üzgünlüğünü belirtircesine büzerek konuştu Hoseok.

"Sadece bir aylığına Hobi." Söylediklerinin minik arkadaşı üzerinde etkisi olmadığını fark edince yanına gidip arkasından sarıldı Yoongi. "Ben de seni çok özleyeceğim. Söz her gün ararım."

Hala arkadaşının kolları arasındayken olduğu yerde döndü Hoseok. Yüzyüzelerdi. Yoongi'nin minik gözlerine baktı kızarık gözleriyle.

"Son saatlerimiz Minmin."

"O gözler ne öyle?" diye bağırdı Yoongi. Aynı anda yüzlerinin yakınlığından faydalanarak yavaşça kafa attı miniğine. Canını acıtmak istemiyordu. Ağlamasını istemiyordu. Yıllardır biri düşse diğeri de onunla ağlamıştı. Kıyamıyorlardı harcanan göz yaşlarına.

"Keşke gitmesen. Ben bir ay nasıl yalnız kalacağım?"

"Sen de yeni arkadaşlar edin Hobi. Eminim annen seni istediğin yer yere götürür ben yokken. Yeni arkadaşlarınla eğlenebilirsin değil mi?" Duyduklarından sonra minik elleriyle arkadaşını ittirdi.

"Arkadaş istediğimi kim söylemiş? Bana sen yetersin, başkasıyla arkadaş olmam." Yoongi Hoseok'un bu düşüncesine çok sinirleniyordu. Yalnız kalmasından korkuyordu.

"Hobi, ne zaman vazgeçeceksin şu saçma düşüncenden?" Sandalyenin üzerindeki ceketini eline aldı. "İkimizin de başka arkadaşları olabilir. Dünyada milyarlarca insan varken sadece biz varmış gibi yaşayamayız."

"Ben yalnızca ikimiz olsun istiyorum. Ne var bunda?" Kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı Yoongi.

"Ben tekneye gidiyorum. Birazdan yola çıkacağız eşyalarımı götürmem gerekiyor." Eşyalarım derken kastettiği çizgi roman dolu çantayı sırtladı Yoongi. Şu an Hoseok'un evinin bahçesindelerdi. Hoseok üzgün üzgün baktı.

"Ben de gelebilir miyim?" Dedi elindeki dinozor oyuncağını sıkıntıyla tırnaklarken.

"Saçma sapan sorular sorma Hobi." Yanına gidip minik arkadaşının elinden tuttu ve çekiştirerek yürümeye başladı.

El ele yürüyerek tekneye kadar gittiler. Teknelerinin önünde onlarca insanın toplandığını görünce koşturmaya başladı çocuklar. İnsanların arasından geçerek ailelerinin olduğu yere geldiler. Yoongi'nin annesi üzgün surat ifadesiyle çocuklara döndü.

"Çocuklar üzgünüm." Eliyle tekneyi işaret etti. "Tekne bozuldu maalesef tatile gidemiyoruz."

Hoseok sevinçle kahkaha atınca bu sefer onun annesi konuştu. Yoongi orada kaldığı için sevdiğini anlamıştı.

"Hoseok, tatile hep beraber gidecektik tatlım." Hoseok'un tüm mutluluğu gitti bir anda suratını astı.

"Nasıl ya?" dedi şaşkınlıkla üzgünlük karışımı bir ifadeyle. Bu sefer Yoongi güldü.

"Keşke teknenin bozulmasını dilemeseydin Hobi." Kahkaha atmaya devam ediyordu.

"S-sen nereden biliyorsun bunu dilediğimi?" Dedi şaşkınlıkla. Bir dakika içinde iki kere şok olmuştu. Acaba sesli mi diledim, diye düşündü.

"Seni çok iyi tanıyorum Hobi!"

Hoseok öylece tekneye baktı kısa bir süre. Sonra aniden Yoongi'nin elini tutup çekiştirdi. Avuçları arasına minik dinozor oyuncağını bıraktı.

"Al, işim bitene kadar bu sende kalsın." dedi.

"Ne?" Yoongi anlamadan, hızla tekneye binen Hoseok'a bakıyordu. Koşarak peşinden gitti.

Kendisinden daha ağır olan alet çantasını iki eliyle tutup zorla sürükleyen Hoseok'a bakıyordu herkes.

"Hoseok ne yapıyorsun sen?" Diya bağırdı annesi. Çantayı bırakıp dikildi ve derin nefesler aldı.

"Anne, korkmayın ben tamir edeceğim tekneyi. Akşam yola çıkabiliriz!" diye bağırdı. Yoongi kahkaha atarak Hoseok'u ittirdi.

"Nasıl tamir edeceksin koca tekneyi? Hobi biz daha dokuz yaşındayız." Ellerini beline koyup bilmiş bilmiş konuştu Hoseok.

"Biz beraber bir ay tatile gideceksek eğer imkansız diye bir şey yoktur Min Yoongi."

blue side ⁷ sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin