üçüncü günde,
calum yanıma her zamankinden daha yakın oturdu.
"merhaba" veya "nasılsın" demek yerine hemen konuşmaya atladı.
"neden burada oturuyorsun?"
sesi çok az çıkıyordu.
bunun hassas bir konu olduğunu bilir gibiydi.
"bir şeyler oldu, calum." ona verdiğim cevap buydu.
"ah, evet, benimde öyle şeylerim var."
benim ne demeye çalıştığımı anlıyor gibiydi ve merak ettim,
ve onun da gerçekten öyle şeyleri varsa?
düşüncelerimi açığa çkardım.
tabii ki de bilemez.
ve geri dönüp sordum.
"sen neden buradasın?"
kucağıma the perks of being a wallflower adlı bir kitap bırakarak ayağa kalktı, gitti.
-
kitabın sonunda hönkürerek ağlayacaksınız mUHHAHARYH
çünkü sonunu okuduğumda sınıfın içinde çığlık attım..
artık mutluluktan mı yoksa üzüntüden mi bilemeyeceğim:DDDDDD
iyi akşamlarrrrrrrr
![](https://img.wattpad.com/cover/22922179-288-k12931.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bridge ☹ calum hood ☹ kitap iki
Fanfiction"yarın burada olacak mısın?" "aynı zamanda, her zamanki gibi." intihar serilerinin ikinci kitabı. i got permission from @luketivity