Siyah'ın Işıltısı 2. Bölüm

47 10 3
                                    

Matematik dersinde tüm sınıf teker teker isimlerini söylemişti lakin Siyah'ın aklında okuldan sonra ve kursa gittiğinden beri tek bir isim kalmıştı. O sarışın kızın ismi, Pega...
Ders boyunca kafasını sıraya koyup uyumuştu sarışın kız. Ara ara gözlerine düşen saçlarının arasından fark ettirmeden Siyah'a bakmıştı. Siyah'ın kafasında bambaşka bir dünya vardı. Gözleri ışıl ışıl parlıyor ve mutlu gözüküyordu. Yalnız olmanın ona nasıl keder vermediğini düşündü Pega. Kendisi bir saat biri ile konuşmasa, kötü hissederdi ve çareyi uyumakta bulurdu. Kimsenin arkadaş olamadığı o çocukla arkadaş olmak,  yanında  oturup sohbet etmek istiyordu. Kötü günlerinde yardımcı olmak için can atıyordu. Hayaller içerisinde, beyaz tülleri olan yatağına geçti ve yastığa sarılarak gözlerini kapadı.

  "Pega, Pega! Hemen kalk ve hazırlan alarmı duymamışız kızım!" sesleriyle uyandı sarışın kız.

Annesi evde koşuşturuyordu. Çamaşırları çıkarıyor ve asıyor, bulaşıkların bir kısmını evden çıkmadan bitirmek için çabalıyordu. Pega'da üstünü giyindi, çantasını hazırladı, yüzünü yıkadı ve geç kalmamak için hızlıca bisikletine binip okulun yolunu tuttu. Zaten dün de geç kalmıştı. Bunu geçen sene olduğu gibi alışkanlık haline getirmek istemiyordu. Siyah okula girmiş miydi diye düşündü içinden, daha sonrasında onu düşündüğü için kendisine kızdı ve daha hızlı pedal çevirmeye başladı. Güneşin ilk ışıkları ağaçların arasından gözlerine çarpıyordu. Sokak hayvanları yavaş yavaş hareketlenmişti, kuşlar ötüyor ve hafif bir rüzgar esiyordu. Yağmur çiselemeye başlamıştı ama neyse ki okula varmıştı bile. Bisikletini hemen okul merdivenlerinin yanına koydu ve sınıfına çıktı.

Koridorlar bomboştu, zil çoktan çalmıştı. Sınıfının kapısını tıkladı ve içeriye girdi. Hemen en arka sıraya baktı, Siyah'ı görememişti. Başka bir yere mi oturmuştu acaba? Öğretmeninin yanına gidip:

"Geç kaldığım için özür dilerim, bir daha olmamasına özen göstereceğim" diyerek en arka sıraya, eski yerine oturdu.

Sınıfı göz ucuyla süzdü. Siyah başka bir yere oturmamıştı. Sınıfın içerisinde yoktu. Ne olmuştu Siyah'a? Dün kitaplarını dizişinden, ilk derste bile öğretmenin adını soyadını not almasından ve ara ara soru çözmesinden okulu asmayacak birisi olduğunu düşünmüştü. Bir sorun çıkmış olmalıydı. Hastalanmış olabilirdi ya da uyuyakalmıştı.
Tüm bunları düşünürken Siyah'ın her zaman oturduğu cam kenarına oturdu ve aşağıya baktı. O acaba buradan dışarıyı seyrederken ne düşünüyordu? Pega dikkatle etrafı inceledi ve okulun tam karşısında duran fıstık yeşili binanın altında bir kişi gözüne takıldı. Siyah'tı bu. Ağzında okula gelirken yakmış olabileceğini düşündüğü yarısı içilmiş sigarası vardı. Kırmızı eski bir arabanın yanına yeni bir su kabı ve mama kabı bırakıp onları dolduruyordu. Bir yandan da karşısında duran orta boyutlarda beyaz bir sokak köpeğini gelmesini için parmak şıklatarak yanına çağırıyordu. Siyah ayağa kalkıp okul yoluna yürümeye başladığı zaman hemen eski yerine geçti Pega ve aklına bir soru takıldı. Madem Siyah iyi birisiydi, neden insanları sevmiyordu? Onu insanlardan bu denli soğutan şey neydi? Bunun sebebini çok merak ediyordu. O bunları düşünürken kapı çaldı. Siyah pantolonu hafif tozlanmış bir şekilde sınıfa girdi ama garip bir şekilde yüzü gülüyordu. Kıyafetlerinin kirlenmesi sanırım pek sorun değildi onun için. Öğretmenden özür dileyip arka sıraya Pega'nın yanına geçti. Pantolonunu temizlemek için hafif hafif elini vurmaya başladı.
Pega heyecanlı bir ses tonuyla:

"Günaydın, nasılsın? Daha demin seni camdan gördüm" dedi ve bir cevap alma umudu ile gözlerini Siyah'a dikti.

"Günaydın" dedi Siyah ve Pega'ya baktığı zaman gözlerinde yaptığını takdir edercesine parlayan ışığı gördü. Normalde bunu pek umursamazdı ama hafifçe gülerek her zaman olduğu gibi camdan dışarı baktı. Koyduğu kaptan su içen kediyi gördüğü zaman sevincini içine atamamış olacaktı ki bir damla yaş süzüldü gözlerinden. Onu en çok mutlu eden şey buydu. Karşılıksız ve fark ettirmeden yapılan iyilik. O sırada sınıfın kapısı sertçe açıldı ve içeriye okul müdürü girdi. Kaşlarını çatmış, kafasında kalan birkaç tel saçı çekiştiriyordu. Siyah'a nefret ile bakarak:

"Siyah, çantanı topla ve hemen yanıma gel!" diyerek sınıfın kapısını çarpıp çıktı.

Ne yaptığını, neden çağırıldığını biliyordu Siyah. Okula geç kalmasının asıl sebebini kimsenin görmemiş olduğundan emindi. Bir küfür salladı ve müdürün odasına doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siyah'ın IşıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin