Dünya üzerinde insanlardan daha çok nefret ettiği bir şey yoktu Siyah'ın. Uçsuz bucaksız bu kusursuz evreni çekilmez hale getirenlere karşı duyduğu öfke ile sessizleşmişti.
Güneşin doğuşu ile yattığı rahat yatağından kalkıp dolabını açtı. Rastgele seçtiği kıyafetlerini üstüne geçirdi ve elini yüzünü yıkadı. Gördüğü kabusun etkisinden çıkamamış olacaktı ki hâlâ kalbi olması gerekenden hızlı atıyordu. Telefonunu eline alıp bir klasik müzik açtı. Klasik müzik rahatlatıyordu onu, sanki bir anlığına bile olsa tüm saçmalıklardan uzaklaştığını, ferahladığını hissettiriyordu. Kahvaltısını yaptıktan sonra her gün olduğu gibi aynanın karşısına geçti ve saçlarını düzeltip sıcak bir gülümseme ile okulun yolunu tuttu.
Okulun kapısından içeri girdi ve en arka sıraya geçip camdan dışarıya baktı. Hava daha yeni yeni aydınlanmaya başlamış, kuşların cıvıltıları ile sokaklara ses gelmişti, okulun karşısında fıstık yeşili evin duvarları kararmaya başlamıştı, hemen yan tarafında uzun zamandır kullanılmadığı için lastikleri inmiş ve altında çimenler yeşillenmiş kırmızı eski bir araba vardı. Onun yan tarafında sokak hayvanları için konmuş plastik bir su kabı gördü.
Siyah aslında tüm insanlardan nefret etmiyordu, sadece düşüncesizce davranan ve onu hayal kırıklığına uğratabilecek kişilere tahammülü yoktu. Bu sebeple herkesle tanışmak yerine, oturup susmayı tercih ederdi. Sessizliğinin onu ne kadar gizleyeceğini düşünse de aslında olması gerekenden daha çok dikkat çekiyordu. Aklından geçenleri merak edip yanına gelenlere attığı boş bakışlar kesinlikle onları uzaklaştırmaya yetmiyordu. Yalnız kalmak istiyordu Siyah, yalnızlığın verdiği o rahatlığı seviyordu çünkü. Etrafındaki insanların hayatı onun ilgisini çekmiyor, dinlemek istemiyordu. Ona sorulan soruları cevaplamak, kendinden bahsetmekte istemiyordu. Tüm bunları düşünürken zil çaldı ve etrafındaki herkes bir bir yerlerine geçti.
Defterini ve kitaplarını sıraya dizdi ve öğretmenini bekledi Siyah. İlk ders Matematikti. Derslerine ve notlarına önem veren birisi olduğu için öğretmenlerin onun hakkında kötü düşünmesini istemiyordu. Yalnız kalmayı tercih ettiği içinde zamandan daha bol bir şeyi yoktu. Boş zamanlarını Resim çizerek, gitar çalarak, şarkı söyleyerek, ders çalışarak ve daha bir sürü aktiviteyi yaparak geçiriyordu. Çoğu insanın yapmayı hayal ettiklerini uzun zamandır yapıyordu. Okuldan sonra bile yüzme kursuna gidecekti. Yoğun bir hayatı olmasına rağmen bundan memnundu çünkü tek başına olmanın verdiği bu sıkıcılığı üstünden bu şekilde atıyordu.
Sınıfa matematik öğretmeni girdi. Biraz göbekli, sarışın bir adamdı. Orta yaşlı birisiydi ama gözlerinin yanında oluşan çizgilerden çok güler yüzlü olduğu belliydi. Gözleri kahverengiydi ve boyuda gerçekten çok uzundu. Siyah bir takımın içerisine mavi bir gömlek giymiş ve lacivert kare desenli bir kravat takmıştı. O büyük cüssesine karşın çok ince bir sesi vardı. Oturun dercesine kafasını salladı ve gülümsedi. Siyah, büyük bir dikkat ile etrafı gözlemliyordu. Herkes birbiri ile tanışmaya başlamıştı hatta duvar kenarındaki arka sıra öğrencileri evden getirdikleri kartları çıkarmış oyun oynuyorlardı. Siyah kendini pek iyi hissetmiyordu, etrafta çok ses vardı.
O sırada kapı üç kere tıklandı ve içeriye sarı saçlı ve kısa boylu bir kız girdi. Üstünde siyah bir tişört ve mavi kot ceket vardı, altına siyah bir pantolon giymişti. Geç kaldığı için özür diledikten sonra yavaş adımlarla en arkaya sıraya gitti. Siyah'ın çantasını çekip yanına oturdu. Bütün sınıf bir anlığına sessizleşse bile tekrardan herkes konuşmaya başlamıştı. Siyah kendini daha fazla rahatsız hissediyordu. Tek oturacaktı ama nereden çıktıysa yanına bu kız oturmuş ve ona bakıyordu. Rahatsızlığını belli etmemeye çalışarak cama kafasını koyup gözlerini kapattı. Kız dikkatle onu inceliyor ve neden konuşmadığını merak ediyordu, diğerleri gibi Siyah'ın sessizliği onun da dikkatini çekmişti. Kız merakla sordu:
"Merhaba, adın ne?"
Siyah gözlerini açıp, biraz sinirli bir şekilde kıza baktı ve kafasını tekrardan cama koydu.
"Özür dilerim, sinirlendirmek istememiştim." diyerek sözlerine devam etti kız.
Gözleri dolmuş ve aldığı tepki karşısında üzülmüştü. Kötü bir şey yapmamıştı, en azından o böyle düşünüyordu. Kızın bu hâlini gören Siyah sessizce ve istemeyerek cevap verdi:
"Adım Siyah."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah'ın Işıltısı
No Ficciónİnsanoğlundan ve yaptıklarından nefret eder Siyah. Kimseyle konuşmayan zeki ve yetenekli birisidir ama bunu ne anlatmaya ihtiyaç duyar ne de kimsenin hayatını anlamaya... Gerçek hayattan esinlenilmiştir. (Her Çarşamba ve Pazar Yeni Bölüm)