(1)DEĞER

184 85 74
                                    

Öncelikle şunu belirtmek isterim bu bölümü pek beğenen olmadığı için direkt ikinci bölümden başlamanızı tavsiye ederim ama olayın akışını kavramak için biraz sıkılsanızda bu bölümü okuyun bence

Bu yazdığım ilk hikaye lütfen kusurlarımı affedin ve destek olmayı unutmayın sonuçta ilk hikayem vote u ve bol bol satır arası yorumlar yapmayı unutmayın. Birde lütfen diğer bölümleri bekleyin çünkü ilk bölüm biraz sıkıcı olabilir sizin için ama benim için bir anlamı var tabiyki. Bir şair edasıyla yazmaya çalıştım😂. Emeğime saygı lütfen. sizleri çok seviyorum. 😘😘

Uzun yıllar geçmişti aradan. Ama acısı taptaze idi. Nasıl olurdu da bu acı en ufak şekilde azalmazdı. Babamın yokluğunun beni bu kadar paramparça edeceğini tahmin etmezdim.bu acının üstünden tam 2 yıl geçmesine rağmen duygularım hiçbir zaman değişmemişti hala canım çok yanıyordu. Onun kalbinin tam ortasına saplanan camı hatırladığımda günlük hayatta işimize yarayan bir şeyin yeri geldiğinde neden bu kadar canice davrandığını düşünüyordum.

Babam 2 yıl önce annem ile tartışıyordu. Tartışma gittikçe şiddetleniyordu. Kalbim o kadar acıyordu ki bunun tarifi imkansızdı. Yerinden çıkacak gibi atan kalbim annem ve babamın ağzından çıkan o sözlerle hızını artırıyordu. Ama annemin ağzından çıkan o son söz galiba her şeyi bitiriyordu.

Annem:
- Beni aldattığını biliyorum.
Babam:
+Sen ne saçmalıyorsun?
-biliyorum işte. iş çıkışında seni takip ettim.
+Eeee
-sen bir kadınla iş görüşmesi yapıyormuş gibi en sıkıştın ve bir otelden içeri girdin.
+Sonra ne oldu peki?
-yaklaşık 2 saat sonra dışarı çıktın hem de farklı takım elbiseyle...

Tam bu konuşma sırasında dayım içeriye daldı. korktuğum için aramıştım ve belki annemle babamın tartışması sırasında kardeşimle beni koruyup, onları ayırır diye çağırmıştım.

içeriye dalan dayım olayı yatıştırmak yerine içeriye girer girmez babama bağırmaya başladı. Belki o haklıdır diye hiç düşünmeden babama bağırıyordu. Annem de bu sırada olan biteni anlatıyordu. Babam ağzını açıp her şeyi açıklayabilirim dediğinde dayım onu dinlememekte ısrar ediyordu. Bağırıyordu dayım...

babam en sonunda bağırmaları aldırmadan konuşmaya başladı:

-Ben otele iş görüşmesi için gittim senin ve çocuklarım için para kazanmaya. Bunu anlayabiliyor musun?
-peki o zaman neden üstünü değiştirip farklı bir takım elbiseyle çıktın?
+içeri Restaurant kısmına girip masaya oturduğumuzda garsonu yanımıza çağırdım ve içecek bir şeyler sipariş ettim. Sakar garsonda getirdiğinde her şeyi üstüme döktü. Ben de bu yüzden yeni takım elbise istedim. Şimdi inandın mı Eunji?

Dayım "Eehh zırvalayıp durma be sana mı inanacağız" derken babamın omzundan tutup salladı ve babamı itti. Babam pencerenin önündeydi.Yukarıdan aşağıya tamamen pencere olan evimizdeki camdan aşağıya düşmüştü babam...

Duygularım çok karmaşıktı, nefesim kesilecek gibi hissediyordum. O an yapabildiğim tek şey "baba" diye bağırmak olmuştu. Aşağıya koşarak indim evimizin zemin katın üstündeki katta olması benim içimi biraz rahatlatıyordu. Bundan dolayı içimde büyük bir umut vardı.

Aşağı indiğimde kanlar içinde yatan babamı gördüğümde dizlerim boşalmıştı. Sırt üstü düşen babama odaklanmıştım. Ama o sadece gözleri açık gülümser bir şekilde yukarıya bakıyordu. Odaklanmak istediğim şey kanın nereden geldiğiydi ama önce nabzına baktım atmıyordu.Hayır bu olamazdı. babam bizi bırakamazdı.Can havli ile ambulans diye bağırdığında komşulardan biri aramış olacak ki 5 dakika sonrasına hemen geldi. Ama nafileydi babam ölmüştü.

Vote please

THE COLD WAR   {냉전}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin