Panoya vardığımda önünde bir kalabalık gördüm. herkes dolap numarasını bulmaya çalışıyordu aralarına karışma umuduyla attığım ilk adımda Elouse’un sesini duydum
‘’Tatlım! Neden bukadar geciktin? Her neyse , dolabın 129. Üstelikte yeni gelen çıtırlardan birinin hemen yanında. onu gördüm , inan bana çıtır derken haksızlık etmiyorum’’
Aradan 3 ay geçmesine rağmen Elouse’un hiç değişmemiş olması iyiydi , çıtır bir çömezle yan yana dolaplara sahip olmakta öyle.
‘’ Seni gördüğüme sevindim , bu mekanı özliyeceğimi hiç düşünmezdim ‘’
‘’ah tatlım , demek bizi özledin.. sahip olduğum tüm sevgi sözcüklerini uğruna feda edebilirdim ama kimya sınıfımda çok tatlı bir çocuk var ‘’
‘’ hadi gidip James ve Mark ‘ı bulalım ‘’ yeni gelenleri ölümcül sexy bakışlarıyla korkutmaması gerektiğini anlatmak üzere kaşlarımı kullanarak ona hareketler yaptım ve kolundan çekip kafetarya’ya çekiştirdim . Herzamanki masamızda Nina , Mark ,James ve Violet oturup kahkahalar atıyorlardı . birden bire yüzümde gerçek bir gülümseme oluştu ve onlara doğru hızlı adımlarla yürüdüm
‘’Millet ! ‘’ Nicki Minaj’ın yaptığı türden bir mimik yapmıştım
Elouse hemen Violet’ın kucağına oturdu ve yaz tatilinden önce 5 kilo vereceğine dair girdiği iddiayı kazandığını ispatladı
V: Elouse ,buruşmuş kalçalarını narin bacaklarımdan kaldır (hepimiz birbirimizi öpmüş ve özlem gidermeye çalışmıştık)
Mark: Elouse bebeğim istersen bu bacaklar herzaman senin için hazır
( elouse dudaklarını büzerek) ‘’ önce bu bebekleri haketmelisin ‘’dedi ve kıvırarak kahve makinasına doğru ilerledi
Nina: hey Mell o gördüğüm şey desteklimi ? (sırıtarak bir göğüs twerk’ü yaptı)
‘’onlar olmadan da yeterince iyiyim , hadi james bana arka çık ‘’ gülüyordum
J: ah Melissa destekli, göğüs ve arka kelimelerinin aynanda barındığı bir cümle kurmak istemem , işin içinden çıkamayabilirim ( Nina james ‘e omuz attı)
...
Elouse geri döndüğünde Violet ve ben Dünya Tarihi, Mark , Nina ve James’de felsefe sınıfına gitti.
Sınıf bıraktığımız gibiydi ama öğrencilerde biraz değişiklik olmuştu Violet’la yan yana oturmamız mümkün değildi çünkü o 1.63 boylarında dalgalı kızıl turuncu arası saçlara ,iyi bir kalça ve bir çift portakala sahip minyon ve olağanünstü bir güzellikti bense onun aksine 1.74 boylarında sıkı ve dar bir kalça , bir çiftte 80 beden göğüse sahip inanılmaz derecede sıradan bir kızdım . neyse ki konumuz sadece boy farkı . sondan 2. Sıraya yumuldum Violet 2 sıra önümün çarprazındaydı ve o oraya oturduktan sonra garip bir şekilde yanına kemikli yüze sahip , bembeyaz tenli ve kumral dağınık saçlara sahip yeni ama Violet’ın arkasına dönüp bana ‘’tüm zamanların en iyisi’’ bakışını atmasına sebep olacak yakışıklılıkta sporcu görünümlü bir çocuk oturdu . Eğer bende Violet kadar çekici görünseydim eminim yakışıklı bir sporcu benimde yanıma otururdu ama öyle olmadı . dersin başlamasına son 3-4 dakika kala sınıfın kapısından uzun boylu, siyah bir kazağı siyah kotuyla tamamlamış, esmer, saçları önüne gelen ve çantasını tek omzuna asmış olan utangaç, çaresiz ve heyecanlıyla umursamazın arasında gidip gelenbir tip girdi . etrafına bakındı ve göz göze geldiğimizden sonra bana doğru yürümeye başladı kafasını sürekli başka yönlere çeviriyor seyrek seyrekte bana bakıyordu en sonunda utangaç ve umursamaz karışım bir halde
‘’oturabilirmiyim?’’ dedi
‘’elbette’’ dedim gergin ve ne yapacağımı bilmeyen bi tavırla . Violet arkasına dönüp bana gözkırpmıştı ki bu ‘’ iyi parça ‘’ alamına gelirdi . sadece Violet’ın görebileceği biçimde gülümsedim ve çocuğun sesini biyoleji öğretmenimiz Bay Parker’ın yeni gelenlere kendinizi tanıtın ricasında bulunana kadar bir daha hiç duymadım ,Sıra ona geldiğinde usulca ayağı kalktı ve iki kelimesinden biri ‘’ığğ’’ olacak şekilde aceleci bi biçimde konuştu
‘’ismim Victor buraya Kanada’dan babamın işi yüzündün geldik ve ığğ okul güzel . ‘’ Bu kadarmıydı?Yani sadece okulun güzel olduğunu ve ismini mi söyleyecekti ? Tabii ki hayır!Bay Parker’ın dersinde olmaz .
P: ‘’peki Victor Tarih’i severmisin?’’
V: ‘’ evet efendim , Victoria döneminde ki kadınların betimlendiği parşomenleri seviyorum‘’ – gay olmaması umut verici ancak cümlesi iticiydi
P: ‘’hangi okulu düşünüyorsun peki?’’
V: ‘’ığğ sanırım ismi şu ‘H’ harfiyle başlayan yere gideceğim efendim ‘’ – Tanrı aşına Harwerd’dan mı bahsediyordu bu? İsmini bile bilmediği ve üstün başarı gerektiren bu okula nasıl girecekti merak konusu. İstemsizce kıkırdadım , bütün sınıf kıkırdamıştı ama o şaşkın ve sinirli bir şekilde bana baktı
V: ‘’siz sormadan söyleyeyim efendim , evet notlarım o okul için fazlasıyla iyi ‘’
P: bu güzel , bakalım Dünya Tarihi dersinde de başarını görebilecekmiyiz – Bay Parker şaşkındı ama mutluydu, eliyle sıradaki işareti yaptı ve bir sonraki ezik konuşmaya başladı .
Kalemimi çevirirken Victor bana doğru kaşlarını çatarak eğildi
‘’ komik olan birşeymi vardı?’’
Şaşkın bir halde ‘’yo, sadece bilirsin , üniversitenin adını bilmiyor olman biraz garipti’’
Kaşları çatık başını sallayarak beni onayladı bu onu aptal gibi gösteriyordu ama komikti . kaşları hala çatık ve meraklıyken
‘’İnanılmaz sexy görünüyorsun biliyorsun değilmi ?’’ dedi neye uğradığımı şaşırmış ve kızarmıştım
‘’böyle konuşman uygun değil ‘’
‘’ismin ne ?’’
‘’Melissa’’
‘’Melissa, Melissssa ,Melissaa bu muhteşem bi isim ‘’ birden gevşemiş ve gamzelerini çıkaracak kadar fazla gülümsemişti
‘’teşekkürler’’
Uzanıp elimden kalemimi aldı ve döndürmeye başladı
‘’çıkışta bişeyler içelim mi?’’
Şaşkın şaşkın onu izliyordum ama o kaleme odaklanmıştı
‘’tanımadığım insanlarla çıkmam’’
‘’mantıklı, çıkışta kütüphanenin önüne gel , seni orada beklerim ‘’
gözlerimin içine bakarak gülümsedi bense şaşkındım ve bir kalemime bir ona bakıyordum
‘’tanımadığım insanlarla çıkmam dedim ‘’
‘’ama az önce kendimi tanıttım ‘’
‘’bu sayılmaz ‘’
‘’ üzgünüm tatlım,randevu için pek uygun sayılmazsın yani bilirsin işte seni o kadarda iyi tanımıyorum. sadece bir içki’’
Ağzım açık kalmıştı ,ben daha durumu nasıl bu vaziyete getirdiğini anlayamadan ekledi
‘’seni anlıyorum,kızlar genelde benimle randevuya çıkmak için hevesli olurlar ama kendini birazağırdan sat ‘’ zil çalmıştı kalemimi sırama koydu ve çantasını alıp arkasına bakmadan gitti
Arkasından seslensim
‘’Ne ?? Şanslı masa programında falanmıyım!!? HEY!!? ‘’
Violet arkamda dikilmiş şaşkın şaşkın bana bakıyordu
‘’bir sorunmu var?’’
‘’EVET! Yanıma oturan çocuk zihinsel engelli bir komedyen çıktı!’’

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limitless
Teen Fictionİçimde sevgi ve güven adına solmuş bir bahçe var, umarım çiçekleri sevmiyorsundur.