Bölüm:2

5 0 0
                                    

Çalan alarmımın sesini duyduğumda uyanmak istemedim.Öyle güzel bir rüya görüyordum ki...
Gözlerimi açıp saate baktım.
Yataktan kalkıp terliklerimi girdikten sonra lavaboya gittim.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçtim.

"Günaydın anne."

"Günaydın kuzum.Hadi gel kahvaltımızı yapalım."

Masaya oturur oturmaz kahvaltımızı yaptık.
Etrafı topladıktan sonra annem hazırlanmaya gitti.Bu gün de işe gidecekti.
Annemi geçirdikten sonra bende hazırlanmaya gittim.
Okulda deneme sınavı vardı bu gün.
Hazırlandıktan sonra çantamı ve telefonumu alıp ayakkabılarımı girip evden çıktım.

Bir sokak üstündeki servis bekleme yerime geldim.Birkaç dakika servisi vekledikten sonra servis geldi.
Sokdan üçüncü sıradaki cam kenarıma oturduktan sonra cabimden kulaklıkramı çıkartıp şarkı dinlemeye başaladım ve tabi ki hayallerimi de kurmaya başladım.

Burak'la olan hayellerimi.Onu düşünürken en çok bir şarkıda takılı kalıyordum.

(Multimedyada şarkı.Bölümü okurken dinleyebilirsiniz. :))

Gökyüzüne bakıp onu düşünürken yine gözlerim dolmuştu.Okula geldiğimizin yeni fatkına varmıştım.
Çantamı alıp servisten indim.
Yine her zaman ki gibi kimseye bakmafan okula girdim.
Sınıfa geldiğimde kimse yoktu.Sadece Hera'nın ve Emre'nin çantaları masalarının üstünde duruyordu.
En arkadaki sırama geçip oturdum.Herkes yavaş yavaş gelmeye başlamıştı.
Kumsal gelneyecekti.Kurslara pek katılmazdı.Pazartesi ve salı olan etğtlerimize katılmasına bile zor ikna etmiştim.En iyi dostumdu.Beni tek anlayan insandı.
Hayatlarımız o kadar çok benziyordu ki.
Onun da ilk yarası babasıydı.Tıpkı benim gibi.Zaten Yağmur'da gememişti.

Burak daha gelmemişti.Gözlerim hep kapıdaydı.Aynı sınıftaydık zaten.O yönden çok güzeldi.Derste hep onu izleyebiliyordum.
Öğretmenimiz geldiğinde optiklerimizi dağıttı.Optiğimi doldurmaya başladığımda Burak'ın koridordan gelen sesini duydum.
Heyvankanmıştım.Sınıfa girdiğini gördüğümde kendimve gülümsedim.
Mert'in yanına geçmişti direk.

Beni gördüğünde yerine oturmadan önce gülümsedi.

"Günaydın kanka."dediğinde kalbimde yine o sızıyı izledim.

"Günaydın."diyebilmiştim sadece.

Sonra öğretnenin sesini duyduk.

"Gençler telefonlarınızı sıranın üzerine koyun.Toplayacam.Sınav başlıyor."dediğinde asık suratla telefonumu sıranın üstübe koydum.

Öğretmen sınav kitapçıklarımızı sıramın üzerine koyunca Burak'a bakmadan çözmeye başladım.
Türkçeyi bitirdiğimde gözlerim Burak'a doğru kaydı ve bana baktığını fark ettim.Göz göze geldiğimizde sessizce komik hareketler yapmaya başladı.Her zamanki Burak'tı işte.
Kendimi tutmadan sessizce ona güldüm.

Biraz gülştükten sonra sıruları çözmeye geri döndüm.
Soruları nihayetinde bitirdiğimde toparlandım ve optiğimi öğretmene teslim ettim.
Herkesin sınavı bitmişti.
Burak sınıftan çıkmadan hemen onun yanına gittim.
Geçen gün annemin Hilal teyzeme aldığı tokaları yollayacaktım ondan.
Gemlik'te oturmadığım için Hilal teyzeme ben götüremezdim.Gemlik'e gelemeye vaktimizde yoktu zaten.Çantamdan tokaların olduğu poşeti çıkartıp Burak'ın yanına gittin.

"Burak bunları Hilal teyzemlere götürür müsün?Kapalı spor salanundadır."

"Tabi ki götürürüm kanka."

"Çok saol.Al."

Burak'a tokaları veridikten sonra yanından ayrılmadan önce ona sarıldım.Kokusunu içime çektim.Öyle güzeldi ki...
Maalesef ki ondan ayrılmam gerekiyordu artık.

Yarınımın SözüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin