Camiye attım kendimi. Oğlumun karnını doyuracak birkaç parça bir şey almıştım Allah'tan. Mesele burdan sonra ne yapacağımız. Çetin'in elinin uzanamadığı yer yoktur buralarda. İki güne kalmaz bulurlar burada kalırsam. Düşüncelerimi Salih'in sorusu böldü:
- Anne buyası ev mi?
- Evet annem, Allah'ın evi burası.
Gözlerim doldu birden. O her seferinde bize sığınak oluyor da ben zora düşmeden adını bile anmıyorum. Ellerimi kaldırdım ve yüreğimden düşen şu sözlerle dua ettim. 'Allahım sen affet. Sen bana ne olursa olsun yardım edersin bilirim. Kurban olayım beni sana layık et. Beni doğrudan ayırma. Bana seni unutturma.'
Amin...
Salih'in gözleri kapanmak üzere, bu aralar ilaçlar oldukça uyku yapıyor zaten.
Onu güzel bir yere yatırınca kalkıp abdest aldım ve vakit namazını kıldım. Bir süre daha burada kalma kararı aldım zira dışarıya göre çok daha güvenli.
Ben de biraz dinleneyim diye tam uzandım ki camiye hızlıca birileri girdi. Bu adamların kadınların namaz kılma yerinde ne işi var diye düşünmeye kalmadan içlerinden birinin beni görüp bakışlarının yumuşadığını farkettim.
'Gidelim hadi.' diyerek bana doğru yaklaştı. Ben tam korkuyla oğluma sarıldım ki,
' Korkma Çetin'in adamı değiliz.' dedi.
Aklımda onlarca soru dizilirken bir anda ayaklandım.
Soru sormama izin vermeden
' Hadi kardeşim, gidince anlatacağız. Çetin her yerde seni arıyor muhtemelen.' dedi ve Salih'i kucağımdan aldı. Hızla yürümeye başlayınca ben de Salih' in peşinden otomatik adımlarla yürümeye başladım. Çetin değilse bu adamları gönderen, gittiğimiz yer güvenlidir değil mi?
Bunları bırakıp mantıklı düşünmeye başlayınca telefon sordum adamlara. 'Al bakalım ama önce arabaya bin.' diyerek uzattı telefonu. Arabaya yerleşip Salih'i de kucağıma alınca çantamın küçük gözündeki kağıdı çıkarmaya çalıştım. Zor bela kağıdı çıkarınca numarayı tuşladım.
Ekranda kayıtlı ismi görünce kısa süreli bir sarsıntı geçirdim.
' Hamza Ömer Tuğralı '
Gözüm bir elimdeki numaraya bir telefonun ekranına bakarken araba durdu. Kapının önünde bizi bekleyen iri yarı bir vücut ve buz gibi bakan bir çift safir göz gördüm. Bu o olamaz değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD-I SABA
RandomŞİFA ... Hüzne râm olmuş yüreğini onarmaya geldim. Aç ki duran zamanın saatini o kapalı kutudan çıkarayım. Aç ki tozunu alayım sayfa sayfa gönlünün. Ve sen kal ki ben hep okuyayım seni. Bırak dağ gibi kadın demesinler , saklama acını. Yaprak yaprak...