bilinmeyen numara: bugün okula gelmedin. (15.03)
bilinmeyen numara: iyi misin? (15.03)
bilinmeyen numara: mesajlarım iletilmemiş bile.. (19.54)
bilinmeyen numara: amacın beni meraklandırmaksa, başardın wheeler. (19.54)
bilinmeyen numara: şakanın sırası değil, biliyorsun değil mi? (19.55)
bilinmeyen numara: en iyisi uyumak, yarın yazarsın belki? (19.55)
bilinmeyen numara: uyuyamıyorum. (21.23)
bilinmeyen numara: her neredeysen, geri gel wheeler. (21.23)
bilinmeyen numara: şakalarını çok iyi biliyorum, ve bu şaka değil gibi görünüyor. (21.24)
bilinmeyen numara: evde duramayacağım sanırım. (21.24)
bilinmeyen numara: geliyorum, wheeler.
derin bir nefes aldı will, zile basmadan önce. "eğer şimdi gidersem, mike kim olduğumu anlayacak." "gidemezsem de, meraktan uyuyamacağım." daha sonra elini 'boş ver' anlamında salladı. "o gerizekalı anlamaz zaten." diyip, zili çaldı. kapıyı karen açınca, yüzüne gülümseme yerleştirdi. "merhaba bayan wheeler.. şey ben mike'a ödevlerini vermeye gelmiştim de." will, bunu da düşünüp bahane olarak yanında ödevleri getirmişti. "odasında uyuyordur." dedi karen, gülümseyip.
"neredeyse 15 saattir mi?" dedi will, kaşını kaldırıp. karen, bir şey demeyip kapıdan çekildi. will, ezbere bildiği mike'ın odasına çıkıp, kapıyı tıklattı. ses gelmeyince, "mike?" diye seslendi. daha sonra aşağıdan sertçe kapı kapanma sesi duyuldu. will, dikkatini oraya verip, "bayan wheeler?" yine ses gelmeyince, will mike'ın odasına girdi. odada kimseyi bulamayınca, geri çıktı. merdivenlerden inmeye başladığında, önceden gıcırdamayan tahtalar gıcırdamaya başladı. will, nefesini tutmuştu. "mike!" sadece uğultular. "bayan wheeler!" birden sesler kesildi. will, bir an önce eve gitmek istiyordu. eve gitmek için kapıyı açtı, ama gördüğü şeyle titreyen sesiyle mırıldandı. "mike'a 1 ay sonra öleceğim demiştim, ama daha erken olacak sanırım."
hahahaha kaos
