Yine ses yapıyordu.
Siktiğimin çocuğu her zamanki gibi yine ses yapıyordu. Kulaklık nedir, nerede kullanılır umurunda değildi, yıllardır kulaklıkla muhattap olmamıştı."Hayır anlamıyorum ki sana sessiz olmayı söylemek için daha ne yapmam, kaç dil öğrenmem lazım? DERS YAPIYORUM ŞURADA? HEMEN YANINDA?!"
Kafasını kaldırıp bana baktı, göz devirdi ve sesi azıcık, çok azıcık kıstı.
"YA SEN BENIMLE DALGA MI GEÇIYORSUN?! BIZ BU KONU ICIN 4 YILDIR HER AKŞAM KAVGA MI EDE-"
Sinir krizimin ortasında odanın kapısı yumruklanmaya başladı.
Gözlerimi Yoongi'den çekip kapıya baktım ve bedenimdeki tüm sinirle kapıya uçup savururcasına kapıyı açtım.
O sinir eninde sonunda birinden çıkacaktı.
"NE VAR?!"
Yan odadaki adını bile bilmediğim çocuk eli havada bir şekilde kapıda dikilmiş duruyordu. Başta bu hareketlerime şaşırmış gibiydi ama hemen kendine gelip sinirli bir tavra büründü.
"Ne mi var? Şaka yapıyorsun sanırım, her akşam bağıra çağıra birbirinizi yiyorsunuz, tüm yurt ayağa kalkıyor, sence ne var?"
Derin bir nefes alıp sinirimi görmezden gelmeye çalışarak tane tane konuşmaya başladım.
"Demek ki neymiş? Her akşam kapıya dayanmanın bir faydası olmuyormuş, değil mi? Biz de isteriz sessiz sakin bir oda, ne bileyim dünya barışı falan, ama gel gör ki birlikte yaşadığın kişiler insan değil de bir hayvan olunca dayanamıyorsun."
Arka tarafımdan bir gülme sesi geldi.
Sesli bir şekilde nefes verdim.
Tabii bu arada çocuk hala dik dik suratıma bakıyordu.
"Ee yani? İç dökmen bitti mi? Bittiyse lütfen, sessiz olun. Hatta lütfen falan değil, sessiz olun azıcık amına koyayım ya, taa nerelerden okumaya mı geldik sizin ceremenizi çekmeye mi belli değil!"
Sinirle gülmeye başladım.
"Diyelim ki canım istemedi, olmayacağım, o zaman ne olacak? Çok merak ettim şimdi." Bunu söylerken istemsizce çocuğa doğru bir adım attım, tabii o da bunu görünce aynı şekilde benim üzerime yürüdü.
"Ne yapalım? Gel uygulamalı göstereyim ne yapacağımı, beğenirsen her akşam bunu yaparız artık, ne dersin?"
Birşeyler söylemek için ağzımı açtığımda tam boyun hizamdan bir ses yükseldi.
"Sen önce bir bana göstersene o hareketleri, ona göre bir yol izleriz, çok beğenirsem ben sizin üstünüzde uygularım, sıkılmazsın hem."
Çocuğun gözleri benimkilerden Yoongi'nin gözlerine kaydı, dik dik bakmaya çalıştı ama başaramadı, kaçırdı gözlerini.
Birşey söylemek için ağzını açtı, durdu durdu, kapadı. Bir bana bir Yoongi'ye bakıyordu.
Hepimiz öylece durup mal mal birinin bir şey demesini bekliyorduk, çocuk da belli ki korkmuştu çünkü şimdi yere bakıyordu.
"Ee," dedi Yoongi kafasını omzuma yaslayıp, "bitti mi? Bittiyse biz kavgaya devam edeceğiz de."
Çocuk inanamaz bir şekilde yine bir bana bir Yoongi'ye baktı, "sizinle uğraşılmaz" tarzı bir cümle kurup bol bol küfür etti ve odasına gitti.
Biz mi?
Biz hala öyle duruyorduk.
"Eeee şey, " diye mırıldandım içimden yükselen anlamsız panik duygusuyla (y/n gay panic!) " girsek mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
querencia // yoonmin
FanfictionTek oda içindeki iki huysuz kedinin hikayesi. _____________ Kısa hikayedir.