Alışma süreci

3.2K 25 2
                                    

        İstanbul'a Üniversite için geleli tam üç oldu, ilk dönemin sonu yaklaşıyordu. Doğu büyükşehir yaşamına ayak uydurmaya başlamıştı. Zaten ailesinin iyi ekonomik durumu sayesinde bir çok şey çoğu öğrenciye kıyasla daha kolaydı. Merkeze yakın bir yerde 1+1 dairede tek başına konaklıyordu. Ailesi onun kırılgan yapısı yüzünden yurt yaşamına ayak uyduramayacağını düşündüklerinden ev tutma kararı almışlardı. Bu durum sadece zaten zor arkadaşlıklar edinebilen Doğu için yeni arkadaşlar bulmayı zorlaştırmıştı. Lise yıllarında çok kişi onunla arkadaşlık etmek istememişti çünkü kısa çelimsiz görünüşü, köse vücudu ve efemine tavırları ergenlik çağındaki kişilerin pek arkadaşlık kurmak isteyeceği bir tip değil. Bu durum Üniversitede de pek değişiklik göstermemişti fakat lise yıllarına göre çok daha iyiydi. Buradaki asıl sorunda sınıf arkadaşlarının geneliyle olan yaş farkıydı. Doğu henüz 18 iken bir çoğu 20li yaşların ortaları hatta bazıları 30lu yaşlardaydı. 

       

       Doğu giyimine çok özen gösterir sık sık alışveriş yapıyordu. Boyu 167 kilosu 52 olduğundan her kıyafet üzerine olmuyordu. O da boyunun ve kilosunun dezavantajını dar kıyafetler seçerek yenmeye çalışıyordu. Dar tişört ve  gömlekler onu uzun gösteriyordu. Bol kıyafetlerin içinde kayboluyordu. Dar kot pantolonlar ile de kilosuna göre büyük olan kalçalarını ortaya çıkarmaya çalışyordu çünkü internetten izlediği bir videoda kızların erkeklerde en beğendiği yerlerden birinin dolgun kalçalar olduğunu gözlemlemişti. Tabi bu giyim tarzının onu daha da dişi gösterdiğini bilmeden. 

       Bir gün okul çıkışında yanına kendisini görmezden gelmeyen bir kaç kişiden biri yaklaştı:

-Doğu! Haa!

Doğu elinden kitaplarını düşürdü ve bir eliyle kalbini diğeriyle ağzını kapattı.

-Korkuttun! Ne var? Noldu?

Bu Doğu'nun görünüşüne imrendiği sınıf arkadaşı Emre'ydi. Emre hızlıca yere eğildi kitapları düzensiz bir şekilde üstüste koyup ayağa kalktı. Doğu'nun gözleri onun kol kaslarına kaydı. Kendisinde isteyebileceği her özellik ondaydı. Abartısız fit bir vücut ortalamanın üzerinde bir boy, yakışıklı. Keşke böyle olabilseydi o zaman kızlar ona da bayılırlardı. 

-Doğu bu kadar defter kitabı napıyorsun ya? Senin kadar zaten bunlar,diyerek gülümsedi.

-Emrecim vizeler finaller yaklaşınca bana yalvaracağın notlar var içinde.

-Bu kadar inek olma be. Üniversitedesin biraz hayatını yaşa çık o evinden bazen. Kızlarla falan takıl biraz, yakışıklı da sayılırsın hani yani, dedi ve  inci gibi dişlerini gösterek gülümsedi.

-Evet Emre haklısın o kadar çok ilgi duyan kız var ki bana hangisini seçeceğimi bilemiyorum. Hayret bişey ya. 

-Peki peki sen bilirsin. Ne dicem, bu akşam bizimkiler akraba ziyaretine gidecekler. Biz Alper abiyle playstation oynayacağız. İstersen sen de gel. 

- Bilmem Emre , aslında ders çalışmam lazım. Bi düşüneyim olur mu?

-Konum atarım sana. Ararsın.


         Kitaplarını düzenli bir şekilde yerlerine koydu. Su ısıtıcısını çalıştırdı ve kendine günün vazgeçilmezi kahvesini hazırladı. Emrenin daveti geldi aklıma, gitmek istiyordu ama oyun oynamak ilgisini çekmiyordu. Belki de Emreyle takılmak ona kız arkadaş edinmenin kapılarını açabilirdi. Ortamlara onunla girebilirdi, bu fırsatı değerlendirmeliydi belkide. Onun aksine Alper abileri tam bir asosyaldi tıpkı kendi gibi. Otuzlu yaşları çoktan geçmiş hiç olmak istemeyeceği bir tipti. Göbekli, göğüs kılları tişörtünden çıkmış, giyimine hiç dikkat etmeyen biriydi. Nedense Emre onu abisi gibi görüyor çok seviyordu. 

       Doğu birden ayaklandı ve gardroba yöneldi. Bir çok seçenek mevcuttu, çok sevdiği kırmızı ultra dar pantolonunu giydi. Düğmesini iliklediğinde arkadan gelen baskıya bayılıyordu. Kalçasının kızlar tarafından beğenileceğini umuyordu. İnce dar siyah bir kazak giydi, son olarak montunu ve botlarını giyip dışarı çıktı. Yoldayken Emre'y arayıp konumu istedi. Emre'nin sevinmiş ses tonu biraz modunu yükseltmişti. 

       Zor da olsa adresi buldu ve kapıyı çaldı. Açan Emreydi. Üzerinde bol bir eşofman altı ve tişört vardı. 

-Sonunda! Vazgeçtin sandık.

-Zor oldu bulmam. İçeri gireyim mi artık burası biraz soğuk daaa,diyerek şirin olduğunu düşündüğü bir gülücük attı. 

Emre de gülümseyerek içeri buyur etti. 



İkinci bölümde görüşmek üzere

Arayış(Boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin