Ben Kainat Akarsu 19 yaşındayım. Müzik alanında kendimi geliştirmek için İstanbul 'a eğitim görmeye gittim. İki senedir orada eğitim gördüm orada gördüğüm eğitim sürecinde hiçbir değişiklik olmadı.Eğitimim bittiğinde Mardin'e yola çıkmak üzere uçağa bindim .Hicran' ımı annemi babamı çok özledim. Hicran benim en iyi arkadaşımdır.uçaktan indim. Mardin'e gelmiştim. Mardin'i severdim ama töre peşini bırakmazdı buralarda ...
***
Hicran'ı aradım ;
- Alo canım geri dönmüşsün.
-Evet hava alanındayım Hicran beni almaya gelir misin?
-Tabi ki hemen geliyorum.
Hicranı bekledikten sonra karşımda belirdi . Hicran'ın iki senede bu kadar değişeceğine inanamazdım güzelleşmişti,sarıldık falan derken bavullarımı arabaya taşıyıp evin yolunu tuttuk .
Eve geldiğimizde kapıyı çaldım .Annemin kapıyı açmasıyla kapatması bir oldu. Ee tabi inanamadı kadın ben miyim diye. Zile yeniden bastık. Bu sefer annem kapıyı açıp;
- Kızım gelmiş canım seni çok özledim dedi.ve sarıldık.
İçeriye geçerken anneme hem soru soruyor. Hemde ayakkabımı çıkarıyordum.
-Anne babam evde mi?
- Hayır kızım yıldırım konağında.
- İyi o zaman ben konağa geçerim hem Hicran'ın sözlüsünü merak ettim. Hicran sen ne dersin?
-Olur.
Üstümü giyinmek için odama çıktım. Ne özlemişim odamı eskisi gibi ne bir toz ne bir kir var canım annem odama bakmayı unutmamış.Üstüme salaş bir penye altıma da pantolon giyip aşağıya indim.Hicranla beraber evden çıktık. Ve konağa. Doğru yürümeye başladık. Yıldırım konağı demişken ; o konağın adı gibi şanı vardi. Eee birde ateşi. Ateş Yıldırım kendisi ne kızların canının yakmıştır adı gibi yakıp geçer. Abim gibi görürüm kendisini zaten benden büyüktür. Kendisi 24 yaşında birde küçüğü var oda Berkan oda 22 yaşında Hicranla sözlüler kendileri .Ee ben böyle düşünürken konağa gelmiştik bile .
Konaktan içeri girerken kapıda bekleyen mert abiyle görüştüm. İçeri geçtiğimizde herkes bir köşeye çekilmiş sohbet ediyordu. Berkan ağa ve Ateş ağa yoktu sanırsam. Bizi görmeleriyle ayaklanmaları bir olmuştu konaktakiler Hacer teyze Atesin annesi idi ilk onla görüştüm ne özlemiştim onu. Hacer teyze ;
- Kainat ne güzel olmuşsun kızım.
-Teşekkürler Hacer hanım nasılsınız ?
- İyiyim kızım . Baban için mi geldin ?
- Evet . babam nerede peki ?
- tarlaya geçmişlerdi kızım ne zaman gelirler bilmem.
Hicran söze karıştı hemen.
- Hacer ana Berkan nerede peki ?
- Onlar şirkettelerdi demin konuştum gelirler şimdi .
Bende babamın olmadığını duyunca gitmek için harekete geçtim.
- Hadi Hacer hanım biz gidelim.
- Kız bana hanım hanım deyip durma teyze de teyze .
- Tamam Hacer teyze.
Hicranla beraber konağın kapısına yürümeye başladık . Mert abi yoktu herhalde işi çıkmıştı.Tam konağın kapısını açacakken konağın kapısı açıldı. Gelenler inanamıyorum bütün heybetiyle Ateş ağaydı. Heyecanlandım farkında olmadan arkasından da Berkan geliyordu. Ağzımdan ;
- Ateş ağa demiştim . O beni daha farketmemişti çünkü Berkan'a bir şeyler söylerken kafası dönük kapıyı açıyordu.
- Ne var ?
Yutkundu .
-Kainat sen miydin?
- evet yeni geldim Ateş abi nasılsın?
- iyi--iim, benim işim var kainat sonra görüşürüz.
Yanımdan geçip gitti ne olmuştu hiçbir fikrim yoktu ağzımdan sadece "tamam" çıkmıştı.
Ardından Berkan ile de görüştükten sonra bizim eve doğru yürümeye başladık .
***
Ateş
Onu ilk gördüğümde gözlerindeki heyecan o güzellik kaç senedir duymadığım o ses ve burnuma gelen o papatya kokusu sırf onun kokusunu unutmayayım diye odamın kokusu papatya kokardı . Odamın bir köşesinde papatya bulundururdum .Baktıkça papatyamı bücürümü hatırlardım. Şuanda onu karşımda görmem şaşırmama neden olmuştu. Özlemiştim bücürümü ama sanki...
Adım gibi Ateşim kendi ateşimin içinde yandığım gibi yakarım .Ama sanki o yumuşamama ateşken rüzgar olmamı sağlıyordu .Onu ilk görmemle hemen aşık olmadım . 2 senedir seviyorum papatya kokulumu.
Onun gözlerine baktığımda içimde yanan rüzgara dönüp serin serin yüreğime eser , güzelliği. Kainatım geldi papatya kokulum...
Yazarın ağzından - Geçmiş (2 yıl önce)
Ateş o zamanlar 22 yaşında olsa da 17 yaşındaki deniz gözlü meleğe aşık olmuştu bir kere. Töre yüzünden aşkını açığa vurmadı. Bekledi. Onunda onu seveceği günü bekledi .Ama bir engel daha vardi...
Onunda onu seveceği günü ve beraber mutluluklarını göreceği günü bekledi .Ama ona olan sevdasını kimse bilmiyordu. Bilemezdi aşiret izin vermezdi . Aşiretten önce anası babası izin verir miydi 17 yaşında daha reşit olmayan sevdasını almaya ,vermezdi. Ama kaçırırdı . Bu seferde sevdiceğinin nefretini kazanırdı . Zamana bıraktı Ateş...
Bücürünün büyümesini. Zamanla her şey olurdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/26130331-288-k194940.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE •düzenleniyor •
RomanceKainatın üzerine kurulu ateşi kim söndürür? Aşk engelleri tanımaz!! Peki töre araya girerse Genç adam ve genç kız birbirine aşık olup da ikisi de itiraf edemiyorsa önlerinde bir engel vardır değil mi? Genç kızın engeli ; abi kavramı Genç adamın ise...